- 1303 Okunma
- 9 Yorum
- 3 Beğeni
Korku Dolu Dakikalar/ım
Sene 2006
aylardan şubat
henüz 18 yaşlarında iken,
bazı işlerim olduğu için,bir süreliğine memlekette oturan
babaannemin yanına gittim.
köyümüzde yaklaşık yüz hane olmasına rağmen,
o vakitlerde ortalama yirmi civarı evde insan yaşıyordu.
Geri kalanlar ise,terk edilmiş yada göçük bir halde,harabeye dönmüştü...
Dolayısı ile köyde pek kimse olmadığından,geceleri odama kapanıyor ve radyo dinleyerek vakit geçiriyordum.
Küçük bir bahçemiz,
evimizin hemen yanında bir ahırımız ve ahırın karşısında da tuvalet bulunuyordu.
gündüzleri bile kuş sesinden başka bir ses hakim değildi bu köyde...
Evin duvarları kerpiç,tavanı tahtadan oluşuyordu.
fakat bu kara tavanlarda ufak bir ayrıntı vardı.
el izleri !
Bu el izlerini kimin yaptığı hakkında hiç bir fikrim yok.
muhtemelen aile bireylerimizden,amcalarımın yada kuzenlerinin küçükken yapmış olduğu bir marifetidir...
Bir gün babaannem şehre ineceğini ve oradaki kardeşinde kalacağını söyledi.
Yalnızlığa ve tek yaşamaya alışkın bir erkek olarak endişe etmemesini ve acıkırsam da
bir şeyler hazırlaya bileceğimi söyledim kendisine.
Ne de olsa köy yeri değil miydi ...
Küçük bahçemizde envai çeşit meyve ve sebze yetişiyordu.
***
Akşam olmuştu.
saat gece yarısına geliyorken
ben her zaman ki gibi odamda radyo dinliyor bir yandan da
tavandaki el izlerinin kime,kimlere ait olabileceğini düşünüyordum.
Çok geçmeden
mutfaktan bir ses geldi.
Mutfak,oturma odasının yanındaydı ve bulunduğum odadan çıkınca
sağda dış kapı,hemen yanında ufak bir pencere,
pencerenin hemen karşısında da oturma odasına açılan kapı vardı.
Bulunduğum odadan çıktım ve yaklaşık dört adım attıktan sonra
endişesiz bir şekilde oturma odasına döndüm...
Tam karşımda hareket eden simsiyah bir şey vardı !..
o anda içimi büyük bir korku sardı...
Bir an hareketsiz bir şekilde kala kaldım,düşündüm...
ve arkamı döndüm...
ve fark ettim ki,o şey kendi gölgem di.
Sırtımdan yansıyan ışıksa caminin minaresinden geliyor,
kapının yanındaki ufak pencereden direk karşıya yansımasına sebep oluyordu.
bu halime küçük bir tebessüm ettikten sonra derin bir "oh" çektim...
derken...
başımı tekrar odaya çevirdim
ve işte o an flashlar patladı gözümde sanki...
Yanımdan süratle ve yüksek bir gürültüyle geçen şey
neredeyse kalbimin durmasına neden oluyordu.
Anında arkamdaki duvardan zıplayarak tavan arasına çıktı ve karanlıkta,gözden kayboldu...
Bir aslandan kaçan ceylan gibi soluk soluğa kaldım
aldığım nefesler deli gibi atan kalbime yetişemiyordu neredeyse...
Elimi ve ayaklarımı hissetmiyor,görmüyor,duymuyordum sanki ...
Kendimi hiç bu kadar savunmasız hissetmemiştim.
bir müddet kalbimin yerinden çıkacağı korkusuyla
hareketsiz bir şekilde yanımdaki koltuğun üzerinde öylece
yığılı kaldım.
ve hala,o gece yanımdan geçen şeyin ne olduğu hakkında hiç bir fikrim yok !
akla ilk gelen soru "ışığı neden yakmadın" ...
evet
eğer ışığın düğmesi kapının hemen solunda olsaydı...
belkide görebilirdim onu...
Fakat yapı çok eski olduğu için tam karşımda kalıyordu.
ancak sakinleştiğim de yaka bildim ve o gece hiç uyuyamadım.
05.05.2015
( Bu yazı,2006 yıllında yaşanmış bir olayı kaleme alan Remzi KURNAZ’ın,hikaye bazında,bizzat olduğu gibi yansıtmaya çalıştığı bir anısıdır...)
Remzi Kurnaz
YORUMLAR
aslinda okuyordum
bir yere kadar
hani anneanne köyden sehre gitmeye kalktigi ana kadar
aylardan subat'la baslayan yazi
o sahnede bir den evin kücük bahcesinde
envai cesit sebzelerin yetistigini hatirlatiyordu
ve bunu subat ayinda yapiyordu.
el izleri bölümüünde de marifeti degil marifetleri olacak
bence cok calisilmasi lazim
zira mantik hatasi
yazim sanati icin
hic te affedilecek bir hata degildir
.........f.s.m
sSerzeniSs
Bu konu dışında kalanlar için bir şey söyleyemem.
Ancak bu envai çeşit konusunda sizin ufkunuzu biraz daha açmak isterim ;
(Nede olsa...)bu kelimenin üstünü basarak okuyun lütfen.
Kışın yetişen sebzeler,
MARUL
TERE
Maydanoz
Roka
Ispanak
Havuç
Taze Soğan
Ayrıca bu yazı
Gelişi güzel yazılmış bir anıydı sadece :)
Lütfen tekrar sayfama geldiğinizde,
Cama değil,camdan içeri bakınız.
Yada bunu,yani hatalarımı
daha uygun bir dille anlatınız.
Yine de teşekkürler...
F S M
gelisi güzel bir ani icin
seslendirme yapma geregi bile duymak
cok elle tutulur bir sey degil
ve size garanti ederim
tuvalati avluda buluna bir anadolu köyünde
asla ve asla subat ayinda
bahcede bir sey yetistiremezsiniz
o saydiginiz seyleri bile
cümle hatalari da vardi
gelisi güzel deyince vazgectim
........f.s.m
sSerzeniSs
Böyle korkulu haller bende yaşamışımdır ve köyümüzde bu gibi olaylar çok dinlerdim 3 harflilerin göründüğünü anlatırlardı ,merak ederdim,bizim köy evi korku evi gibidir. çok ölüm gördü o ev ,ve onların orada hala olduğunu ve O odaya her girdiğimizde ürperdiğimiz olurdu..aslında onlar bizden zararsız onlar bizlerin kanından ne tuhaftırki ölenden korkarız,yaşayanların onları korkuttuğunu düşünmeden.
Köyün bu korku dolu maceralarını bile seviyorum:) akşam vakti elektrikler kesilip uğultular duymayı ,gök delirircesine yağıp camların sallanmasını,herkesin bir araya toplanıp sadece gözlerimizi gördüğümüzü..
way be ne esrarengiz günlermiş:)
ha bu arada okumuşsundur eminim ama ben yine söylim.
Arkişim Çanakkale destanını okumalısın.!
Sevgiler
sSerzeniSs
Seviliyorsun arkadaş...
Görüşlerine katılıyorum
Benimki çocukluk işte,korktuk zamanında :)
TEşekkür ederim.
sSerzeniSs
Daha ne balıklar tutacağız 100.YIL dan,Kamışlı'dan :))
Ayrıca Teşekkür ederim yorum için.
Seviliyorsun abicim.
Uffffffffff kardeşim ya kalbim yerinden çıktı çıkacak. Çok korkunçtu :) Yalnızlığın ayak sesi olmuş. Hem anı hem yorumun çok güzeldi. Selamlarımla.
sSerzeniSs
Öyle bir anı işte
Bire bir,abartmadan yazmaya çalıştım
Ancak müzik böyleydi kendiliğinden
bende biraz esrarengizlik katmaya çalıştım sadece.
Canımsın ablam.