- 671 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Vicdan
Vicdan
Kelime manası olarak; “Kişiyi kendi davranışları hakkında bir yargıda bulunmaya iten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerine dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan güç.”
Vicdan kişisel bir algı üzerinden kişisel bir yargı sağlar! Yani birey, vicdanı kendi algısıyla oluşur! Bu algı, genlerle aktarılan bilgilerle devir alınır ve ortam, zaman, zemin göreceliliğinde işler! “Ben” in tercih biçimini de belirler!
Vicdan özgürlüğü; kişinin neyi “Doğru” neyi “Yanlış” kabul edeceğine bizzat kendisinin karar vermesidir! Hukuk vicdanı yargılamaz, kişi vicdanının kendisine yol göstermesiyle hukuka uygun davranmayı seçer ya da seçmez! Burada önemli olan “Hukuk” yani haklardır! Bireyin vicdanı başkasının haklarına müdahaleyi “Doğru” ya da “Yanlış” kabul edebilir! Ama “Hukuk”, kişinin vicdanını diğerlerinin vicdanından da korumak için vardır! Yani birilerinin vicdanı diğerlerinin haklarını önemsemediğinde “Hukuk” devreye girer! Hukuk haklarla ilgilenir, vicdanlarla değil! Yani bireyde, “Yanlış” bir vicdani karar var ise bu diğerlerinin vicdani kararlarına müdahale olduğunda “Hukuk” açısından yine bireyin vicdan özgürlüğü için değerlendirilir!
Bir eylem var; bu eylem, bazılarının vicdanında “Doğru” bazılarının da “Yanlış” kabul görmüş olsun! Bu durumda bu eylemin başkalarının haklarını sınırlayıp sınırlamadığı esastır! Yani bir vicdani kararın bireyde “Doğru” ya da “Yanlış” olması tamamen kişisel alanda serbesttir! Fıtratlar sınırlandırılmamıştır ki insan tekamül etsin! Hukuk açısından, insanların haklarına dokunduğunda “Yaptırım ve ceza” şeklinde değerlendirilir!
Aslında vicdan, kişinin bizzat kendi oluşturduğu, kişisel bir terazidir! Kendi alanında sınırsızdır! Başkalarının da kendi alanında sınırsız olmasını sağlamak için “Hukuk” bireyi korumak için devreye girer! Kişide bu sınırsız alan kişiliği geliştirmeyi de sağlar! Vicdanı, bazı öğretiler ve egemen olanların koyduğu ipotek altında olanlar gelişemez!
Vicdanın kişiyi yargılaması konusu; bu aslında kişinin kendi kendisini yargılamasıdır! Kişi bir eylem ya da tercihinde, vicdanen rahat ise o eylemin başkalarının haklarına da bir zararı yoksa bu tercih ya da eylemin “Doğru-yanlış” olması, tamamen kişiye dair bir kanaattir! Bir şey var ki; kişinin vicdanında bir sorun çıkarmıyor, başkalarına da zarar dokunmuyor o tercih ya da eylem o kişi açısından “Doğru” olarak kabul edilmiştir; başkalarının bu tercih ya da eylemi “Yanlış” kabul etmesi o kişi açısından bir sorun oluşturmuyor ise kişi vicdanı ile barışıktır! Buradaki ayrıntı şu; bazıları, kendi vicdanı ile kendini yargıladığında pişmanlık duyar! O halde pişmanlık duyacağın her ne ise yapma! Zaten başkalarının hukuk alanına giriyor ise bu başkalarının vicdan özgürlüğü açısından değerlendirilecek! Dikkat ettiniz mi vicdan konusunu yazarken bile sık sık başkalarının hak ve hukukundan bahsettim. Çünkü ne zaman bir vicdan konusu açılsa “Başkalarının hak ve hukuku” söylemi, asıl vicdan konusunu kapatır! Yani insanlar vicdan konusunu dahi doğruca tartışamaz! Bloke edilir ki insanlar vicdanlarıyla baş başa kalmasın da öğretiler ve onlara sunulan “Doğru” kabuller üzerinden vicdan oluştursun! Yani kişinin kendi oluşturacağı, oluşturması gereken “Vicdan”, egemen öğreti ve güç tarafından dışarıdan verilmek istenir! Vicdanlara müdahale de budur! İşte tam burada kişi kendi vicdanını ya oluşturacak ya da hazır, paket vicdan edinecek! Kendi vicdanını oluşturanlar, “Doğru-yanlış” algıları hazır veya öğretilerle oluşturulmuş olanlarca bazı dışlanır! Bunun sebebi budur! Hemen “Ya başkalarının hakları ne olacak?” denir! Başkalarının hakları veya başkalarının kurtarılması işini kendine görev ya da geçim kapısı yapanlar, genelde bu konuyu böyle bloke etmek ister! Oysa “Hukuk” vicdanen yok sayılamaz ya da vicdanen reddedilmesi, işlemesine mani olmaz! Hak herkes içindir!
Son tahlilde; herkes, kendi vicdani kanaatini, kendi algılarıyla, kendisince “Doğru” olarak oluşturduğunda huzurlu olacak! Kendi kanaati ile çelişkili durumlar yaşamadığı için huzurlu olacaktır! Vicdani kanaatlerini, bizzat kendileri değil de hazır, paket şeklinde alanlar ise içsel çelişkiler yaşayabilir! Çünkü “İnsan” sınırsız esmayı yansıttığı için aslında sınırsız bir “Ben” yapısına da sahiptir! Bu yapı içeriden oluşan vicdanın kontrolünde olduğunda çelişki olmaz ama dışarıdan hazır gelen bir vicdan algısı kişiyi çelişkilere boğabilir ve bu da huzursuzluğa sebep olur! Bazıları hazır vicdani kanaat kullanır ve bu kanaat içsel oluşmadığı için o kanaati delmek zorunda kalır bu da vicdan azabına sebep olur! Yani vicdanına uyanı yap, uymayandan sakın! Hem paket vicdan kullanıp, hem de saçma sapan vicdan yakınmalarına girmek zaten abes olur; kendi açısından inandırıcı da olmaz! Kendi yaptıklarından yakınarak ve huzursuz yaşayarak, vicdani kanaatini kendisinin oluşturmadığının cezasını çeker! Burada yine “Başkalarının hak ve hukuku” konusu akla gelebilir! Başkalarının hak ve hukuku da kişinin kendi hak ve hukuku gibidir! Yani nasıl ki kişinin vicdani kanaatine dışarıdan müdahale o kişiyi sınırlar ise o kişinin de başkasının vicdani kanaatini sınırlama hakkı yoktur! İnsanlar vicdani kanaatin oluşumunda aralarında bilgi paylaşımında bulunur, bu müdahale değil, sadece bilgi paylaşımıdır!
Saygılarımla,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Ahmet hocam
Çok güzel bir yazı kaleme almışsınız tebrik ederim. ‘’Vicdan ile ilgili bu öğretici yazınızı okuyunca geçmişte okuduğum bir kitabın satır aralarında söylenmiş vicdanla ilgili anlamlı sözler aklıma getirdi.
‘’Vicdanlı olmak bazı toplumlarda zaaf, güçsüzlük vs gibi düşünce kalıplarında görülse de vicdanlı olmak gerçekte cesur ve güçlü olmayı gerektirir. ''Vicdansız insanların hukuk adına yaptıklarını iddia ettikleri şeyler korkutucu boyutta olsa da aslında hukuk'a sığındıkları özünde korkak ve güçsüz insanların içgüdüsel eylemidir.
Kaleminize sağlık
Saygı selamlarımla.
Ahmet Bektaş
Yazı, vicdan konusunu pek güzel temellendirmiş...
İçinde bulunduğumuz süreçte, vicdan meselesi haline getirilmeye çalışılan durumlara baktığımızda, daha çok 'paket vicdanla' hareket edildiği görülüyor...
Oysa, süreç, paket vicdandan başka şey olmayan terörün bu bakımdan, sağlıklı bir vicdan bakımından rahatça görülmesine de imkan tanıyor...
Geneldeki vicdanın kanaatine mazhar olmuş olan(lar)a yöneltilen 'vicdansız' suçlamasına ne demeli?...
Milyonlarca insanı savaşın çirkinliklerinden korumuş olan(lar)a yöneltilen 'vicdansız' suçlamasına ne demeli?...
Evet, 'paket vicdan' işte öylesine bir vicdan meselesi...
Öyleyse, şiar şu olacaktır: Vicdan! Her koşulda vicdan!...
Selam ve saygılarımla.