- 829 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Bayan K’ya Veda Mektubumdur…
Sevdiğim Bayan K.
Satırlarıma başlamadan önce sana nasıl hitap etmeliyim sorusunun yanıtı üzerine uzun uzadıya düşündüm.
Sevgilim mi, sevdiğim mi, hiçbir şeyim mi, her şeyim mi demeliydim; çünkü sen bunların hepsi olmuştun. Bunların içinden en uygun sözcük olarak “sevdiğim” sözcüğünün uygun bir hitap olacağına karar verdim bu veda mektubumda.
İçimde senden çok bağımsız, hatta sana hiç benzemeyen bir sen saklıyorum.
Beni dinlemeyecek kadar sevgisiz yüreğine bir elveda demek için bu veda mektubunu kaleme almış bulunmaktayım.
Sana hissettiğim çocukça, saf aşkımdan bahsetmeyeceğim; çünkü bu bir aşk mektubu değil; çektirdiğin acılardan, verdiğin elemlerden, yaptığın haksızlıklardan da bahsetmeyeceğim; çünkü bu bir sitem mektubu da değil.
Bana güven dediğin günü hatırlıyor musun, benim için ilk gözyaşını döktüğün günü(ki hatırlamadığına adım kadar eminim, çünkü unutmak senin en büyük günahın), işte o gün kendime bir söz vermiştim sana dair.
Ne olursa olsun, ölene dek yanında olup seni hayata ve kötülüklere karşı koruyacaktım ve asla yarı yolda bırakmayacaktım.
Koşullar değişti, zaman değişti, en çok da sen değiştin zamanın karşısında ve artık biz diye bir hayalin gerçekleşmesinin olasılığı dahi kalmadı. Bu nedenlerle bu güne kadar senin haberdar bile olmadığın bu sözümü bundan sonra tutmayacağımı bilmeni istedim.
Aslında senin bilmeni de istemiyorum, sen benim içsel konuşmama tanık oluyorsun.
İyi ve kötü gününde hep yanında oldum; mutluluğunu mutluluğum, acını acım saydım ve hiçbir zaman sana ihanet içinde bulunmadım.
Sen, bana karşı sevgisizleşmeye başladıkça sana daha çok sevgi aşılamaya çalıştım. Aşkını kazanmak için mücadeleyi hiç bırakmadım, ki sen ben olsam çoktan bırakırdım dediğin halde, ben bize olan inancımı yitirmedim.
Gözlerimin içine bakarak seni seviyorum, dedin ve ben hep pervane gibi etrafında döndüm. Sen ise kusurlar aradın, sana aşırı ilgim ve sevgim seni boğuyormuşmuş?!
Bunlar sevgisizlik belirtisiydi, aptal değildim, sabrettim. Beni sözcüklerle değil, duygularla sevmeni bekledim. Ardından sabırsızlıkla suçlandım.
Aylarca eski sevgilin Turhan saçmalıklarını dinlemekle geçirdim, yaraların anlattıkça iyileşecek sandım, aldandım.
Biliyor musun bana âşık olmadığını bildiğim gibi ona da âşık değildin, sadece seni sevmediğini kabullenemedin. Tıpkı benim senin sevgisizliğini kabullenemeyişim gibi.
İster istemez kendimi sana sitem ederken buluyorum, bağışla. Sana artık tutunamam ve sevemem, içimde bir sen var, senin bile kirletemediğin.
Seni çocuklar gibi sevmiştim çıkarsızca, umarsızca, asla seni incitmeyi düşünmedim, incitmedim de, Kara Perşembe’yi saymazsak.
İçimdeki sen bile, senin yaptıklarına şaşırdı. Gerçek seni, ikimiz de sevemedik. Ya sen çok kirlettin kendini ya da seni çok kirlettiler sen de bunu izledin. Bir canavara dönüştün kahramanına. Oysa ben sana demiştim “Bir tek seninle savaşmayacağım.” diye.
Her an’ımı senin mutluluğuna adadım, birlikte geçirdiğimiz güzel günlerin hatırına “Keşke gitmeseydin.” demeyesin, diye hiç gitmedim, seni ve beni keşke’lerden korudum, bekledim.
Her gittiğinde gurur yapmadım, geldim, seni aldım ve eskisinden daha sıkı sardım, hem de sarılmaya senden daha çok ihtiyaç duyduğum zamanlarda bile ve tüm sevgisizliğine rağmen.
Her davranışının farkındaydım. Ağzından kaçan her sözün, şaka diyerek yaralayışlarının, bilinçaltı sızıntılarının ama her şeyin farkındaydım. Ben gerçeği görüyordum, kör değildim; sadece gerçeği değiştirmeye çalışıyordum ki sen bunun adına mücadele diyordun.
Senin için, bizim için en iyi olacaktım ve seni de iyi edecektim tüm yaralarını unutturup; fakat sen hastalıklı bir ilişki uğruna bu aşkı ziyan ettin, bizi terk ettin. Belki de hastalıklı olan ilişki değil de sendin.
Biz diyebilir miyim, ona da emin değilim, sence biz, hiç biz olabildik mi, ne dersin?
Olamadık, biliyorum.
Artık içimdeki senin, dışımdaki seninle iletişimine son veriyorum.
Çok yoruldum, çok hırpalandım, çok üzüldüm, hem de hiç hak etmediğim halde, hem de sen tarafından...
Beni acıtmana müsaade ettim, oysa sevmek de senin elindeydi, sen acıtmayı seçtin. Hatırlasana seni sevmemi sen istedin, gözlerinle yalvardın beni sev, dedin.
Ben sadece senin yalancı gözlerine inandım.
Bu da benim bu aşktaki tek suçum ve günahım.
Satırlarıma isteyerek son veriyorum, bir daha görüşmemek üzere.
09.12.2014-21.00-Sinanoba
YORUMLAR
Abdulkadir Güngör
kılma derdime derman kim helakum zehr-i dermanundadur" demiş Fuzuli
Beni anlatıyor sanırım bu dize