ŞİİRİMİZDE HZ. PEYGAMBER (s.a.v.)’e DUYULAN SEVGİ
Hakan BURGAZ
Türk Edebiyatında ele alınan eserlerin ana kaynaklarından bir tanesi din ve bunların sınırlarını belirleyen Allah (c.c.); varlık, tabiat, insan, olay ve meselelerin bireysel açıdan toplumun zihnî, ruhî ve gönlünde uyandırılmış olan coşku ile birlikte heyecanlar her toplumun sanat ve kültürüne aksetmektedir. Bu durum değişmez evrensel bir gerçektir.
Türk milletinin geride bıraktığı son on asırlık kültür ve sanatının ana kaynaklarının başında İslamiyet yer almaktadır. İslam dinini tebliğ eden ise Peygamber Efendimizdir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Müslümanlara örnek olmuştur. Müslümanlar için Peygamber Efendimiz müstesna bir şahsiyettir. Türk Edebiyatının son on asırlık tarihinde ana konularından biri Hz. Peygamber olmuştur. Öyle ki XI. yüzyıldaki ilk İslâmî eserlerden bugüne kadarki Türk Edebiyatında yoğun olarak Peygamber Efendimize duyulan sevgi işlenmiştir. İşlenen bu eserlerin Peygamber Efendimizi bütün yönleri ile tanıtmada yetersiz olacağı tartışılamayacak bir gerçektir. Yazılan ve incelenen eserler ancak deryadan bir katre olmaktadır.
Hassan b. Sabit (r.a.)’in: “Ben sözlerimle Hz. Muhammed’i (s.a.v.) övmedim; Hz. Muhammed’i (s.a.v.) övmekle sözlerime değer ve kıymet kazandırmış oldum.” (İbnu’l-Esîr, el-Meselu’s-Sâir Fî Edebi’l-Kâtibi Ve’ş-Şâir, c.3, s.240, Dâru Nehdati Mısr, Kahire) sözleri bu düşünceyi en iyi şekilde ifade etmiştir.
Şairlerimiz, temelde Hz. Peygamber’e duydukları sevgi, aşk ve hayranlıklarından hareketle eserlerinde O’nun hayatını, güzel ahlakını ele almışlardır. Peygamber Efendimize duyulan sevgi ile birlikte okuyucuların Peygamber Efendimizin yaşantısına, güzel ahlakına kendi yaşantılarını ve ahlakını benzetmelerinin önemine değinilmiştir.
Peygamber Efendimizin (s.a.v.) yaşantısına uymayan bir hayatın kıymetsizliğini bir şair şu beyitlerle ele almıştır:
Müjdecim, Kurtarıcım, Efendim, Peygamberim;
Sana uymayan ölçü, hayat olsa teperim!
(N.F.K/Ölçü)
Peygamber Efendimizin (s.a.v.) yüzünün güzelliğini acziyeti ile ifade eden Ahmet Efe şu mısraları yazmıştır:
Gün O’nun gülden güzel veçhine pervanedir
Can O’nun gülşenine delidir, divanedir.
(A.Efe/Na’t-ı Gülşenî)
Şerhi:
Gün, Peygamber Efendimizin gülden güzel çehresine pervanedir. Onun sevgisinden dönüp durur. Gönüller ise Peygamber Efendimizin (s.a.v.) gül bahçesine (Ehlibeyt ve Sahabe-i Kiram’a) deli ve divanedir. (Hakan Burgaz)
Peygamber Efendimizin sevgisini yaşayacak bir gönle talip olan insanların gözünü dünyaya değil de gönlüyle Peygamber Efendimize biat etmesi gerektiğini bir şair şu dörtlüklerle ifade etmiştir:
Gözü dikende olanlar,
Gül kokusu duymazmış.
Kalbinde gül olanlar,
Gül cemale doymazmış.
Türk Edebiyatı’nda Fuzuli de “Su Kasidesi” olarak bilinen “Kaside der-Nat’t-ı Hazret-i Nebevi” isimli kasidesini Hz. Peygamberimize yazmıştır. Bu kasidenin 16. beyiti Fuzuli’nin vermek istediği mesajı en iyi şekilde belirten beyitlerinden bir tanesidir.
Tıynet-i pâkini rûşen kılmış ehl-i âleme
İktidâ kılmış tarik-î Ahmed-i Muhtâre su
Günümüz Türkçesine çevirisi:
Su, Hz. Peygamberimizin gösterdiği yola uymakla temiz yaratılışını bütün dünyaya açıkça göstermiştir.
Su, hayatın nedenidir. Su olmayan yerde hayat olmaz. Hz. Peygamberimiz de âlemlerin yaratılışının nedenidir. Nitekim: “Levlâke lemâ halaktü’l-eflâk/Sen olmasaydın kâinatı (âlemleri) yaratmazdım.” buyrulmuştur. Böylece Hz. Peygamberimiz ile su, âlemlerin yaratılışı ve devamının nedenidir. Peygamber Efendimizin (s.a.v.) yolu Müslümanlıktır. İslâmiyet’te aranılan kalp temizliği, genellikle saf olan bir temizliktir. Su da temizliğin simgesidir. Bu bakımdan da su, Hz. Peygamber’in gösterdiği yola, yani Müslümanlığa uymuştur. (Prof. Dr. H. İpekten)
Kısacası belirtmek gerekirse; ele almış olduğumuz beyitler, Türk Edebiyatımızda Peygamber Efendimizin yaşantısını yaşamaya talip olmanın, ahlakı ile ahlaklanmanın kıymetini şairlerimiz bu ve buna benzer eserler ile ortaya koymuşlardır. Yazımızı İmam-ı Rabbani Hazretlerinin şu sözleri ile bitirmek uygun düşmektedir:
“Yüz demet fesleğen verseler bir bülbüle,
Koklamaz hiç onu, yine gider bir güle”,
“Ciğeri yanan, arar hep suyun tadını,
Çok şeker verseler de, hiç beğenmez anı.”
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.