...
Dışarıda şiddeti kayda değer kıvamda bir yağmur yağıyordu. İnsanlar ıslanmamak için koşar adamlarla sağa sola kaçıştırıyorlardı.Gözü giriş kapısının üstünde içeriye abes bir renkte olan duvar saatine ilişti.Tam üç saattir orda bekliyordu.İçeride onu tutan tek şey sigara içilmesine izin veriliyor olmasıydı.
Arkasında yanan şöminenin sıcaklığı ve tavana montelenmiş olan ısıtıcı onu boğuyordu. İçinde tarifi zerre i miskal kadar mümkün olmayan bir sıkıntı vardı ve her geçen saniye büyüyordu. Dışarı çıkıp deliler gibi koşma düşüncesi parladı beyninde. Ama onun ar damarı diğer insanlara nazaran yedi kat daha kalındı ve bu engel oluyordu herşeye. Elini cebine attı ve yıpranmış olan paketinde kalan son sigarasını da yaktı. Derin bir nefes aldı.
Sigarasını söndürüyordu ki küllükteki sigara izmaritlerini saydı.Tam üç saattir onu bekliyordu ve bu süre de tam yedi sigara içmişti.İçinden “ Gelsinde gerisi teferruat “ dedi. Tam bu sırada telefonuna gelen mesaj sesiyle irkildi. Mesaj ondandı,gelemeyeceğini söylüyor ve onunda henüz anlaştıkları yerlere gitmemiş olmasını umuyordu.Tabi sonunda klişe olan söz” Özür dilerim”.
Üç saati devirmişti bile ama bunu ona söyleyemezdi. Kısa ve net bir cevap yazdı , fikri ve fiili aynı olmayan bi mesajdı bu “ Rica ederim bende daha çıkmamıştım”.
İçinde ki sıkıntının patlamasına ramak kalmıştı.Birden ayağa kalktı,ceketini giyindi ,pantolonunun cebinde olan telefonu çıkarı ve ceketinin iç cebine koydu sonra fermuarını kapadı. Tüm bunlar çok hızlı oluyordu.Sinir ve stresten dolayı hiç fark edemedi ama çevresindeki diğer müşterilerin dikkatini çekmişti.Kasaya doğru yöneldi,vardığında ağzından tek bir kelime çıktı”Hesap”. Tutarın üstünde bir miktarda olan banknotu masanın üstüne bıraktı ve kapıya yöneldi ,çıkmadan son defa kapının üstündeki saate baktı.Utanç,sinir,ferahlama duygularının hepsini aynı anda yaşıyordu.
Dükkanın giriş kapısının üstündeki tenteden süzülen sular yağmurun ciddi yoğunlukta yağdığını gösteriyordu. Tenteden kurtulduktan sonra yüzüne yağmur suları damla damla vurmaya başladı.Her damla ruhundaki gerginliği ve siniri yıkıyordu, adımları yavaş yavaş hızlanmaya başladı.Kısa bir süre sonra saçları yüzüne düşmeye başlamış ve kıyafetleri iyice ıslanmaya başlamıştı.
Henüz kafeden çıkalı on dakika kadar olmuştu ama her şeyi bir köşeye bırakmıştı,içinde az evvelki sıkıntıya nazaran daha büyük bir huzur ve mutluluk vardı.Daha fazla saklayamadı yüzünde tebessüm belirdi.Yağmuru bahane ederek koşabilirdi ve böylece dikkatte çekmemiş olurdu.
Koşmaya başladı,ayakkabıların sıçrayan sular paçalarını iyice ıslatmıştı.Her adımında bacaklarına değen paçalarındaki soğukluk hissi onu daha bir perçinliyordu. Mutluydu ve daha mutlu olmaya koşuyordu.
…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.