- 853 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
OTUZ BİR MART VAKASI BUGÜN YENİDEN TEZAHÜR ETTİ..
Türkiye olarak bugün bir daha karanlık bir 31 Martı arkada bıraktık.
106 yıl önce Sultan 2.Abdulhamid Hana darbe yaptıkları gibi karanlık güçler devletin savcısına ayağınızı denk alın dercesine suikastta bulunmuşlardır.
DHKP-C li teröristler Çağlayan Adliyemize,avukat cübbbeleri içerisinde aranmadan girerek menfur emellerine ulaşmışlardır.
Şehit Savcımız rehin alınmış araya giren yetkililerin girişimleri makes bulmamış,teröristler savcımızı silahla yaralamışlar çıkan müsademe sonucunda alçaklar öldürülmüşlerdir.
Cumhuriyet Savcımız kaldırıldığı hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen şehadet şerbetini içmişlerdir.
***
Yarın Türkiyede iki grup cenaze kaldırılacak muhtemelen..
Bizler sehit edilen Cumhuriyet savcımızın cenaze törenini millet ve devlet olarak birlikte yaparken,
İki teröristin cenaze törenine bakalım kimler katılacak,
Cebinde demir bilye ile ekmek almaya giden Berkin Elvan için agıt yakanlar ,yarın terörisler icinde slogan atacaklar muhtemelen..
Bugüne kadar attılar,yakıp yıktılar,çünkü maya aynı,hedef aynı...
Bu ülkenin ne kadar çok haini var...
Ne kadar çok teröristi var...?
Türk Milleti kadar Kahramanı da,haini de çok olan başka bir millet yoktur.
Ondan mı bu kadar devlet kurup yıktırdık?...
***
Bu teröristler nerden çıktı diyoruz.
Elbette bunları doğuranda bir anneydi.
Ama onu yetiştiren öğretmenin,onun izlediği filmleri,dizileri yapanların,
onun yediği hınzırı,onun içtiği birayı üretenlerin,onun kafasını batılla dolduranların,ateistliği aşılayanların hiç mi suçu yok..
Devleti,İslamı onlara kötü gösterenlerin bunda vebali yok mu?
Nice hacı hoca çocuğu Ünüversitelerde terörist olup çıkmadılar mı?...
Sene 1979 Ankara Hukuk da sınava gireceğim.Sınav günü sabah erkenden gittim,sınava girdim.
Kırıkkalede sınav yapılmıyordu ilçeydi o günlerde.
Bir gece bir arkadaşın evinde gecelemiştik..
Sene 1980 Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesinde Ünüversite sınavına gireceğim.
Bir gün önce cumartesi günü gidip göreyim sınav yerini dedim,gidemezsin oralar karışık demişlerdi.
Sağ sol olaylarının yoğun yaşandığı günlerdi.
1981 de Ünüversitede okurken sol görüşlü öğrenciler Cumhuriyet Yurdunda(hukuk-siyasal okuyanlar kalır) kalırdı.
Sağ görüşlü öğrencilerde Atatürk Yurdunda Cebecide kalırdı.
Hukuktan,siyasaldan mezun olanlar o günlerde hep solcu,marksist görüşe yakın olarak çıkardı.
Bugün bakıyorum barolar birliği,Avukatlar birliği hep solun elinde..
Değişen bir şey yok.
Daha çok parti kapatırlar,
Daha çok yargı darbesi yaparlar...
***
İstanbulu fethettik 1453 de ,peki o kadar Rum ne oldu.
Kaldılar yerinde .
Onlar hiç üremedi mi.
Hem de nasıl,şimdi ne yapıyorlar bu Rumlar,Ermeniler,sonradan Sabaist dönmelerde geldiler katıldılar bunlara.
Bunlar Anadoluda Türke huzur verir mi?
Bunları ıslah etmedikçe Türkiyede huzur bulamayacağımızı 20 sene önce ben yazmıştım bir çok yerde..
Sonradan 28 Şubatta bunlar baş tertipçiydiler..
Olur mu kardeşim?
Yunanın Rumun bizim hayrımıza bir iş yaptığı görüldü mü şimdiye kadar...
İzmirde,İstanbulda Yunan işgalinde Türk bayrağını indirip yerine Yunan paçavrasını çeken,askerleri güllerle karşılayan bunlar değil miydi?
Balatta Fener Rum Patrikhanesi var.
Her gidişimde önünde durur bakarım.
Sultan ihanet eden bir patriği onun kapısında astırdı diye kapalı tutarlar.
Olayın iç yüzü şöyle kısaca açıklayayım..
Yunan isyanının başladığı günlerde Patrik V. Gregorios’un Rus Çarı I. Aleksandr ile gizlice mektuplaştığı ortaya çıkmış, mektuplarının birinde "müşterek düşman" gördükleri Türklerin nasıl yok edileceğine dair tavsiyelerde bulunmuştur.
İstanbul’da olduğu sürelerde Osmanlı aleyhinde faaliyetlerde bulunan Rus Elçisi General İgnadyef,
anılarında bu mektuba yer vermiştir:
“Mahmut Nedim Paşa’nın, Sadrazamlıktan istifa ettiği gün Patrikhaneye gitmiştim.
Patrik sohbetimiz sırasında Patrikhane’deki inşaat esnasında çıkan bir sandık içinden, Sultan Mahmut zamanında Yunan istiklaline yardım suçuyla asılan Gregorius’un o zamanki Çarımız Aleksandr’a gönderdiği bir mektubun müsveddesini bana okudu.
Ele geçtiği zaman Gregorios’un da felaketine sebep olabilecek bu mektup, ölen Patrik’in,
Türkleri dünya siyasî ve askerî hayatından korkulacak bir varlık olmaktan çıkaracak,
hatta bağımsız bir millet olabilmekten mahrum edecek çok dikkate değer tavsiyeler içermekteydi.
Benim Osmanlı Devleti nezdinde vazifede olduğum esnada (1864–1878) bu teşhisler tamamen isabetle tecelli etti.”
Sultan II. Mahmut’un fermanıyla 1821’de Gregorius, Patrikhanenin orta kapısına asılmıştır.
Böylece Osmanlılar büyük devlet olduklarını göstermiştir.
Bugün 30-40 bin insanımızı,körpe yavrularımızı şehit eden Terörist başını asabiliyorsak büyük devletiz diyeceğim ama asamıyoruz maalesef..
Cesedinin göğsüne, kendilerine sağlanan imtiyazlar ve devlet aleyhine işlediği hıyanet özellikle belirtilmiştir.
O günden bu yana Patrikhanenin ana giriş kapısı bir daha açılmamacasına kapatılmıştır.
Bu arada patriğin ayarında din veya devlet adamı aynı yerde asılıncaya kadar da bu kapının açılmayacağı yönünde bir inancı taşınmaya başlamışlardır.
Bazı tarihçiler, patriklik makamına gelenlerin Patrikhanenin orta kapısı önüne gelerek şöyle and içtiklerini yazarlar;
"Vaktiyle bu kapıdan Patrikhaneye girilirdi. Fakat 1821’de Patrik Gregorios, Sultan Mahmut’un emriyle asıldı. Bu giriş yeri ancak ilahî hikmetin tecelli ettiği zaman, bu cinayetin cezası verildiğinde açılacaktır".
Yunanistan’ın bağımsızlığını 1829’da kazanmasından sonra Patrikhane,
Yunan hükümeti ile işbirliğini arttırmıştır.
Osmanlı topraklarında yaşayan Rumları, sürekli kışkırtmış, Osmanlı aleyhindeki gizli dernekleri desteklemiştir. I. Dünya Savaşından sonra (1918) Türk topraklarının bir bölümünü Yunanistan’a bağlamak ve Bizans’ı yeniden ortaya çıkarmak başlıca amaçlarıydı.
Ayrıca Rum Matbuat Cemiyeti, Rum İttihadı Millî Cemiyeti, Etniki Eterya, Rum İzcilik Teşkilâtı, Rum Küçük Asya Cemiyeti ve Rum Trakya Cemiyeti gibi kuruluşlara maddî destek sağlamışlardır.
İstanbul’un yabancı devletler tarafından 16 Mart 1920’de işgali sırasında Patrikhaneye üzerinde Bizans’ın çift başlı kartal arması taşıyan bir bayrak asmışlardır.
Ayrıca Ayasofya’nın kubbesine çan asmak istemişlerse de oradaki Türk askerleri bu girişimi engellemiştir. İstiklal Savaşının kazanılması üzerine Patrik Doroteos ile patrikhanenin önde gelen din adamları Yunanistan’a kaçmışlardır.’
Geçen sene oradan geçerken araçtan inerek baktım.
Otobüslerle Rıum okul çocuklarını getirip içerisini gezdiriyorlar.
Kapıda ayyaş kılıklı Rum bekçiler vardı.İçeri girmek mümkün olsa girecektim..
***
Vurun Kahpeye filmini kim çevirdi,kim hacıyı hocayı öcü ,kimler kara çarşaflı bacıma Karafatma dedi.
Milliyette Turhan Selçuk... yıllarca müslümanı örümcek kafa diye karikatürlerinde karaladı.
Örümcek ağı-Hicretteki Hz.Muhammedin olduğu Sevr Mağarasına ağ ören,koruyan örümcekti.
Kendi pis,sarhoş,necis,iblis kafaları ışıktı ,aydınlıktı.
Yemezler Ağam siz karanlıktan hiç kurtulamadınız...
Hala da karanlıktasınız.
Seçime yakın şok gelişmeler bekliyor sokakları aman büyük şehirlerde kalabalık ortamlara fazla girmeyin.
Ben lüzüm etmedikçe gezmiyorum.
Polisin çok uyanık olması gerekiyor.
Ben hiç bir Kamu kurumunda Adliyeler hariç üst araması görmedim.
Cihaz ötüyor,anahtarlık diyorum geçiyorum.
Adam üzerinde bombayla rahatca AVM lere ,Okula,Valilik binasına girer diye düşünüyorum...
***
DHKP-C nin PKK dan bir farkı yok ikisi de terör örgütü,ikisi de dışardan besleniyor.
İkiside Türk düşmanı.
Nedense PKK meclisde diyoruz da,DHKP-C de meclise girmiş,bunu yıllardır destekleyenleri görmüyoruz...
Nerde karanlık işler varsa orada bu DHKP-C var.
Özdemir Sabancı cinayeti,faili meçhuller,elçilik basma son olarak Savcıyı rehin alma.
Milletin parasıyla okuyan bu şereften yoksun,komunist gençleri kim doğuruyor,kim bu yaşa getiriyor anlıyamıyorum.
Teröristin cenazesi Gresunda defnedildi.
Bir çok köylüsü defnettirmemekte direndiler ama nafile.
Ne zoruma gitti biliyor musunuz?
Bu Giresunlu terörist gencimizin ÖSS da Türkiye 49.olduğunu öğrendim.
Bu gençlerimiz bu hale nasıl geldi düşünmek ,kafa yormak istemez misiniz?
Bunların nesebi belirsiz mi yoksa,Türk bunu yapamaz..
Müslüman bunu yapamaz,insan bunu yapamaz...
Savcı,hakim olsam diye hayal kurardım zor meslekler bunlar,polislik bile yerine göre zor.
Nerde it kopuk,sarhoş,terörist varsa onlar seni buluyor,sen onları yargılıyorsun.
Allahın verdiği rızka kanaat edelim.
Düşünsenize ölen bir gencin,kendini asan bir kızın,silahla vurulan insanın,Özgecan kızımızın otopsisine Savcı,polis katılıyor,doktor katılıyor.
Ona görede ücreti dolgun olmak durumunda.
Bu işler dışardan görüldüğü gibi kolay değil...
***
Teröristler bugünlerde siyasetten sanat kesiminden,yazarlardan birine saldırı yapıp öldürürler diye endişe etmekteyim.
Bunların gözü dönmüş.Hükümet gitsin ben Başbakan olayım diye Turgut Özalı şehit ettikleri gibi her şeye tevessül edebilirler.
Kurt dumanlı havayı sever,ekonomiyi altüst edecek gelişmeler herkesi sevindirir Türkiyenin düşmanı demek istedim.
31 Mart bugün tekerrür etti.Kılıçdaroğlu bugün attığı twitlerle halkımızın gözünde değer kaybetti.
Yine kazanan Türk Milleti,sağduyu oldu yine..
Gezide çapulcular günlerce yakıp yıkmadılar mı?
S.Abdulhamid Hanımı iktidardan alan Hareket Ordusunun çapulcu askerleride ilk olarak Taksim-Gezi Parkında konuşlanıp yağma ve cinayetlere başlamışlardı.
Bunlar onların torunları olmalı..
DHKP-C lilerin solculara zarar verdiğini,
CHP binalarına PKK bürolarına saldırıp molotof attıklarını hiç görmedim bugüne kadar.
Acaba bunlar beraber mi diye kötü kötü düşünceler aklıma gelmiyor değil.
Kılıçdaroğlu Gezideki gençleri alkışlamadı mıydı?
Ne duruyor Savcılar,ne zaman harekete geçecekler.
Sol partileri kapatma davası süreci farz olmadı mı?
Yoksa Türkiyedeki adalet sistemi hala solun elinde mi ?
O zaman kusura bakmayın daha çok Savcı rehin alınır..
Biz daha çok 28 Şubatlar yaşarız...
***
Savcımız maalesef şehit oldu,Allahtan rahmet diliyorum.
Terörisler özel harekatçı polislerimizin silahlarından çıkan kurşunlarla gebertilmiş canları cehenneme yollanmıştır.
Teröre destek veren kim varsa hepsini kınıyorum.
Müslüman Türk Milletine başsağlığı diliyorum..
Savcımızın ailesine sabr-ı cemil ve baş sağlığı diliyorum..
Gün birlik olma safını belli etme günüdür.
Teröristen yana olanlarla,bu milleti sevenler bugün belli olacak hepimiz dün gördüğümüz bu acı gerçeği bugünde göreceğiz..
Elimize bayrağımızı alıp,balkonlarımıza bayrağımızı asarak Kahraman savcımızı son yolculuğuna uğurlayalım.
Bütün şehirlerde gıyabi cenaze namazı kılalım.
Türk askeri,Türk savcısı nasıl uğurlanır dosta düşmana gösterelim.
Bırakalım onları kendi haline..
Rabbim planlarını başlarına geçirsin..
İnsanca ölme şerefini bu terörislere nasip etmedi etmeyecek de..
Allahım şuur versin bu milletin gençlerine..
31.03.2015//KIRIKKALE
HİDAYET DOĞAN OSMANOĞLU
YORUMLAR
"Elimize bayrağımızı alıp,balkonlarımıza bayrağımızı asarak Kahraman savcımızı son yolculuğuna uğurlayalım.
Bütün şehirlerde gıyabi cenaze namazı kılalım.
Türk askeri,Türk savcısı nasıl uğurlanır dosta düşmana gösterelim.
Bırakalım onları kendi haline.."
OLMADI!
Bu ülkenin ve bu toplumu bu hale getiren darağacı kılıklı toplumun ta kendisidir Hoş görü anlayış iyi niyet balkonlara bayrak asıp cenaze namazı kılmakla çözülmez bu sorunlar.Vatan ülke toprak sevgisi tatlı sözlerle göstermelik tavırlarla olmaz! O çocuğu ve onun gibileri bu denli yücelten yine bu toplum değil mi? Çocuk gitti ama bıraktığı kötü izler sürüyor hala. İnanın bu toplum böyle düşündükçe bu günleri çok arar!
Selam ve esenlikler.