- 757 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Nezaket Mi
Nezaket Mi
Nazik,
Nezaket,
Latif,
Latife,
Nezih,
Nezihe…
Bunlar günümüzde çok da yaygın olarak kullanılmayan bay ve bayan adları. Akça , Gökçe, Ezgi, Anıl, Yanıl… Ali, Veli, Ayşe ve Fatma’nın pabucunu çoktan dama attı.
Nezaket’i bir bayana yahut Latif’i bir baya ad olarak veren ebeveynler ne ince, kırılgan ve hassas bir ruha sahiptir.
‘’Lisan-ı beyan aynıyla insandır. ‘’ derler, doğrudur. Kişinin ağzından çıkan söz kişiliğinin, birikiminin aldığı eğitimin bir göstergesidir şüphesiz.
Şairler ince ruhlu insanlardır. Şu dizelerde Orhan Veli’nin ne zarif bir duruşu vardır. İnsanı sevgiye hoşgörüye ve barışa davet eden bir duruş…
‘’Sevdiğim insanlara kızabilirdim
Sevmek bana
Mahzun durmayı öğretmeseydi…’’
İyi olmanın paylaşımcı olmanın yürek gülmesinin ve ışlamasının da resmi gibidir Cahit Sıtkı’nın dizeleri. Birlikte okuyalım.
‘’Memleket isterim
Gök mavi dal yeşil tarla sarı olsun
Olursa bir şikayet
Ölümden olsun.’’
Nezaketin temelinde sevgi vardır. İnsana, diğer canlılara ve doğaya duyulan sevgi. Sevgisiz yaşayan insanlar mutsuzdur ve bu mutsuzluk etrafa kabalık olarak yansır.
Bazen bilgisizliğimiz bazen kör bir kibir sebep olur tüm bunlara.
2000’li yıllardı. Vezirköprü’de öğretmendim. Ortaokul öğrencilerinin enerjileri ,olaya bakışları, saf yüreklilikleri hep farklıdır. Kolay kırılırlar, kolay incinirler.
Hep böyledir. Yaş küçüldükçe insanların kırılganlıkları artar. Yaş ilerleyince küçük hesaplar insanların gözünde büyür. Kırılsalar bile kırılmamış, incinseler de incinmemiş gibi davranırlar.
Şiiri her zaman sevmişimdir. Şiir yazmaktan daha çok keyif veren şeylerin başında şiir okumak ve şiir dinlemek gelir benim için. Öğrencilerime şiiri sevdirmek için çaba sarf ederim. Okulda dersine girdiğim sınıflarda şiir defteri tutturur , beğendikleri şiirleri arkadaşlarıyla paylaşmalarını sağlarım. Güzel bir yoldur şiir. Ve herkes bu yolu bilmeli, tanımalıdır.
Bir gün derse girdiğimde öğrencilerimin özenle yazarak, seçerek hazırlayıp duvar gazetesine astıkları şiirlerin toplanmış olduğunu gördüm. Sebebini sorduğumda sınıf öğretmeni bir arkadaşın öğrencileri şiirler konusunda sert bir dille uyardığını öğrendim.
Şiir bir derya. İçinde ne ararsan var. Her şairin rengi, duruşu bir başka. Bilmediklerimizi okuma şansı bulamadıklarımızı yok saymak ya da görmezden gelmek sanırım büyük küstahlık. Yaptığı eleştiden anlaşılacağı üzere arkadaşın Türk şiirinin modern döneminden hiç haberi yoktu. Öyle olmasa en tanınmış, sevilen bir kalemiyle ilgili bu denli basit bir eleştiri getiremezdi.
Bu nedenle öğrencilerimi azarlamış, onları sert bir dille uyarmıştı.
Kırılmış, gücenmiş, şaşırmıştı öğrenciler.Ve bu ruh haliyle tüm şiirlerini toplayıp kaldırmışlardı.
Ders bitiminde öğretmen arkadaşla konuştum.Öğrencilerin duvar gazetesinde paylaştıkları şiirlerden haberdar olduğumu, Türk şiirinde pek çok akımın olduğunu , her şairin tarzının olduğunu anlattım.Anlamış mıydı? Evet anlamıştı.ona öğrencilerimden özür dilemesi gerektiğini söylediğimde
-Nasıl olur, ben bunca yıllık bir öğretmenim. Gidip 7.sınıf öğrencisinden özür mü dileyeceğim? Kesinlikle olmaz,dedi.
Bu tavır da beni şaşırtmıştı. Eksikliğini ve yanlışını kabul ediyor ancak özür dilemeyi kendine yediremiyordu. Üzücüydü…
İnsan her yaşta , herkese yanlış davranabilir. Bu insanın doğasında var. Özür dilemek, insana değer katan bir davranış. Sadece yanlışını anladığının değil, karşısındaki kişiye değer verdiğinin de bir göstergesidir.
Sahi nezaket bir kadın latif de bir erkek adıydı değil mi sözlüklerde kalan?
Geçen gün bir gazetenin web sayfasında haber okuyordum. Genellikle haberlere dair yorumları da merak eder okurum. Bir sanatçı ile ilgili sağlık haberiydi. Tüm yurtta yaşı on beşten yukarı olan herkesin sevse de sevmese de en az bir şarkısının bir bölümünü ezbere bildiği biri. Hakkında ne yorumlar yapılmıştı. Okudukça içim bulandı. Ölsün, diyenden tutun da küfre ,aşağılamaya kadar her şey. Bu arada kişilerin birbirlerini aşağılayan yorumlarıyla uzayıp gidiyordu sayfa.
Kendi kendime ‘’Ne acı’’ dedim.’’Ne kadar acı.’’ Bir insanın sağlığıyla ilgili bir konuda bile insanlar duyarlı davranmayı başaramıyorlar. Bir cümlelik şifa dilemek, geçmiş olsun demek meğer ne kadar da zormuş.
Selam almak, selam vermek bir nezakettir. Verilen bir selamı almamak da kabalıktır.
Hal hatır sormak, kutlamak, özür dilemek.. Ve teşekkür edebilmek.. Karşımızdaki kişiye verdiğimiz bir değer göstergesidir.
Karşımızdaki insana değer vermek bir ilişkideki en önemli denge unsurudur. Dengesiz ilişkilerde bir taraf mutsuzdur. Bu mutsuzluk da bulaşıcı..
Sevgiyle gülümseyin. Sağlıcakla…
YORUMLAR
Nezaket bir nevi zeka, sanıyorum...
Dedelerin, ninelerin de olduğu, eski aile biçiminde daha doğal ve kolay ediniliyordu...
Dinlemenin, duymanın, insanlaşma sürecinde payının çok daha büyük olduğu geçmiş bir zamanda...
Beyefendiliğin, hanımefendiliğin, kısaca adamlığın bilindiği bir zamanda...
Her şeyin pazar malı haline geldiği (bu) zamanda ise, nezaket bir komik unsur haline getirildi...
Sözünde durmak acınası oldu...
Ne ilginç! İnsanlar bir araya geldikçe, metropoller oluştukça, daha utanmaz, vicdansız oluyoruz...
Neyse...Vefa İstanbul'da bir semt adından ibaret şimdi...