- 673 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
TOZ MASKESİNİN ÖNEMİ
-I-
Bu sabah Antalya’dan Serik’e gitmek üzere otobüse bindim. Zaten ancak Serik otobüsüne binebilirsiniz, başka şansınız yok. Fakat bindiğim otobüsün içindeki halılar oldukça kirli, üstünde adım atıldıkça ve esintiye maruz kaldıkça havalanan kesif bir toz tabakasını, içerideki insanlar yutmak zorunda kalıyorlardı.
Çaresiz maske takmak zorunda kaldım. Fakat diğer yolcuların hiçbirinin benim gibi bir tedbiri yoktu. Mecburen otobüsün içinden havalanan tozu yutuyorlardı. Toplu taşıma araçlarının bu biçimde kirli olmaları kamu sağlığını tehdit eden bir durum.
Trafik polisleri bir aracın hızına, teknik arızasına bakar da iç temizliğine neden bakmazlar acaba?! Şayet otobüs sürücüleri o insanlardan para kazanıyorlar ise, araçlarını temiz tutmak zorunda değiller mi? Madem para alıyorlar, karşılığında da gerektiği gibi hizmet sunmak zorundalar.
Bence bu durum Türkiyenin pek çok yerinde aynıdır! Bir an evvel halk sağlığının daha ciddiye alınmasını ve önemsenmesini Ulaştırma Bakanlığı yetkililerinin, valiliklerin bu hususta gerekli tedbirleri alması gerektiğine inanıyorum.
O havalanan tozun içinde hangi tür mikropların barındığı ayrı bir sorun?! Tuvalete giren çıkan ayakkabıların değdiği o zemindeki halılar mikrop yuvası ve pis kokulu olunca ciddi anlamda hastalık kaynağı olduğu gözönüne alınmak zorundadır.
Kamuoyuna önemle duyurulur...
26.03.2015
-II-
Otobüsten iner inmez ağzımdaki maskeyi çıkardım ki otobüs sürücü ne yaptığının farkına varsın! O görmediyse bile diğer insanlar en azından görüp, ’Bu insan neden arabanın içinde iken maske taktı?!’ sorusuna da yanıt arasınlar kafalarında! Elbette bunu ben düşünüyorum, onların aklından bile geçmemiş olabilir. Beni hasta zannetmiş olabilirler.. Çünkü sürekli tozlu arabaların içinde gelip giden insanlar, bir süre sonra toz yutmaya alışkın hale geliyorlar ve tehilkenin kendilerini nasıl tehdit ettiğinin hiç fakında bile olmadan öldürücü virüslerin ciğerlerine yerleşmesine seyirci kalıyorlar. Düşünün ki bir de küçük yaşta bebelerin de aynı atmosferde seyahat ettikilerini... Öğrencilerin aldığı virüsü okula da sınıflara taşıyacaklarını?! Okullardan bütün kente yayılacağını?! Keza mikrop mikropluğunu her yerde doğası gereği yapacaktır!
Bu koşullar altında, toz maskesi takmayı bir tedbir olarak her zaman düşüneceğim. Ama yüreğim maskesiz olarak gerçekleri ve doğruları her zaman haykıracak! Toz maskesi takmanın aynı zamanda insanı grip gibi bulaşıcı hastalıklardan da koruyacağı aşikâr. Keza bir otobüsün içinde bir kişi grip ise ve öksürdükçe havaya virüs saçıyor ise, konunun önemi daha da artıyor. Hele hele ’ Domuz gribi’ gibi bulaşıcı ve öldürücü olabilen hastalıklardan çok sayıda insan hayatını kaybetmiş ise, bu tedbir mutlaka alınmak zorundadır. Yoksa ihmalinizin bedelini canınızla da ödeyebilirsiniz. En iyisi mi yanınızda her zaman bir maske bulundurunuz. Lüzum hissettğiniz anda hemen çıkarıp takınız. Eczanelerde bu tip maskelerin, sordum 50 adedi sadece 6 TL. satılıyor.
Bir paket alıp bütün aile bireylerine dağıtınız. Mendil gibi kolayca sürekli cebinizde taşıyabilirsiniz. Bu sayede insanlar bebeğiyle, genciyle, yaşlısıyla bazı hastalıklardan kurtulursa, en çok ben mutlu olacağım. Konunun hiç şakaya gelir yanı yoktur. Çünkü toplu taşıma araçlarında, yerli yabancı, hastalıklı, sağlam her cins insan seyahat ediyor. Bazıları yanınıza yaklaştığı zaman, nefesleri insanı devirecek gibi çok ağır çekilmez bir koku saçıyor. Düşünün ki o kokunun geldiği bölgede nasıl bir hastalık vardır?! Özellikle başkaca ülkelerden gelmiş olan yabancılara bizim ülke insanımızın bünyesine yabancı virüslerin de solunum yoluyla insanlara çok hızlı biçimde bulaştığı gözönüne alınmak zorundadır.
Bu kış oldukça ağır seyreden bir grip rahatsızlığı atlattım ve büyük bir olasılıkla da bu hastalığın virüsünü birlikte seyahat ettiğim bir Alman turistten aldım. Turistin nefesi oldukça ağırdı. Ben profesyonel turist rehberi olduğum için, gün boyu turistler ile aynı otobüste seyahat etmek zorunda olan birisiyim. Kendisinden hastalık kaptığımı şüphelendiğim kişi, otobüsün sol tarafından ikinci sırada oturdu. Aramızdaki mesafe bir metreden biraz fazlaca olabilir ancak. Adamın ara sıra nefes açıcı ilaç kullandığını gördüm. O gün sabahtan akşama kadar gidiş dönüş yaklaşık yedi saat süreyle aynı otobüsün içinde aynı havayı teneffüs ettim. Bir kaç gün sonra ben de hastalandım. Ateş ve öksürük ile başlayan rahatsızlık nerede ise öldürecek gibiydi. Öksürmekten nefes almaya zaman kalmıyordu. Doktor ’Pnömoni ’ teşhisi koydu. Nefes aldıkça sanki tıkanan boğazım ağız armonikası (mızıka) çalıyor gibi değişik perdelerden sesler çıkarıyordu. İşte o zaman yaşamak için hava almanın, nefes alabilmenin ne kadar önemli olduğunu anladım.
Bugün günlerden Cuma; insanın insanın insana saygıyı öğrenmesi gereken mübarek bir gün olarak düşünüyorum. İnsanlarımız bilinçle aydınlatmamız gereken bir gün, yoksa körü körüne ’Cumanız mübarek olsun!’ demenin hiç yararına inanan birisi değilim. Bilirim ki bunu alışkanlık haline getirenler genelde kendilerini dindar göstermeye çalışıp da dinin ’ İyiden, güzelden, doğrudan’ yana vecibelerini uygulamayanlardır genelde. ’İstisnalar kaideyi bozmaz!’ diyelim yine de... Ben isterdim ki ’Temizlik imandan gelir!’ sözünün anlamı belleklerde yer etsin, ama temizliğin gerçekte imandan değil, çağdaş insan olma bilincinden kaynaklandığını da öğrensin herkes. Cuma günleri camide ön safı tutup da , ekmek teknesi olan otobüsü temizlemiyor ise bir sürücü, ben onun imanına da dinine de güvenmem. Buna mukabil sadece sürücüler değil, insanlar da bindikleri araçları temiz tutmaktan sorumludurlar.
Dünkü turumuzda ingilizceci rehber arkadaşımızla aynı teknede tur yaptık. Onun Pakistanlı bir grubu vardı; eh müslümandılar, benim grubum Alman idi. Fakat Pakistanlı kadının birisi, el içindeyim de demedi çocuğunu sürekli tokatlayıp durdu! Sürekli anlaşılmaz harrana gürrene bir anlaşılmaz şamatanın içindeydiler. Tur bitiminde iki otobüs sürücüsü birbirleri ile kısaca görüştüler, Pakistanlı grup tur sonunda arabayı leş gibi kirletmiş, sürücü dert yanıyordu.. Dondurma yemişler kağıtlarını ortalığa atmışlar, dondurma sızan kirli ellerini koltuklara sürmüşler, meyvelerin kabuklarını poşetlerde ortalığa saçıp gitmişlerdi. Almanların bindiği otobüs ise ( Yani benim rehberliğini yaptığım grubun otobüsü ) tertemizdi. Artık temizliğin din ya da iman ile ne derece ilgisinin olduğuna dair kararı siz kendiniz veriniz!
Sevgili dostlar, konuyu biraz dağıtmış gibi görünsek de aslında anlattıklarım halk sağlığı açısından, temizliğin önemi ve toplu taşıma araçlarının kullanımı ile ilgilidir. Burada dikkati çektiğim hususlar hepimizin sağlığı açısından önemlidir. Sağlık en kıymetli şeydir, bu yüzden ’ Vatan sıhhate benzer, değeri kaybedilince anlaşılır!’ ’Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi’ sözleri söylenmiştir.
Sağlığımız için, hepimizin yapabileceği, dikkat etmesi gereken, uygulaması çok kolay ve basit şeyler var. Ama sağlığımızı öncelikle önemseyelim. Bir toz maskesi sizi bulaşıcı hastalıklardan kurtarabilir, bu kadar basit işte. Yerlere tükürmeyelim, bizde var olan virüs başkalarına da bulaşmasın. Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için yaşayalım.
Hepinize sağlıklı ve mutlu ve insanın insana saygı duyduğu günler dilerim.
Şaban AKTAŞ
27.03.2015
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.