BİZİM SIĞIRLAR HALKIN ET İHTİYACINI KARŞILAYAMIYOR

• 27 Mart 2015 Cuma 12:56:36

Biyo-coğrafik bakımdan Türkiye’ye ülke demek epey haksızlık olur. Kıtaların birleşim noktasında olan Türkiye, iklimi, topografyası, bitki popülasyonu açılarından aslında başlı başına küçük bir kıtadır.

Böylesine özel ve dahi güzel bir ülkeye sahip olduğunun sen farkında olma, başkaları farkında olsun.

Gelsin elin yedi kat yabancısı senin ülkenden endemik bitki tohumunu/fidanını kaçırsın. Uzun sözün kısası; bizim bize, bizim ülkemize yaptığımız/ettiğimiz kötülüğü dini ayrı gavur etmezdi..

Sen tut, denize sıfır canım ovaları yazlık ev sevdasına beton yığınına çevir. Ondan sonra kendi ülkende sebzeyi meyveyi ateş pahasına ye.

Sen tut, durduk yerde trilyonlar harcayarak bataklıkları kurutmak için kamu kaynaklarını çarçur et, aklın başına gelince, yaptığın şeyin vahim bir hata olduğunu, doğanın dengesiyle oynamak olduğunu iş işten geçince anla. Yaptığından pişman olarak tekrar bataklıklara su vermek için trilyonlar harca bunun adına da yatırım de, ali yazar veli bozar misali çabala dur.

Sen tut, mera hayvancılığını sistemli şekilde çökert, dağlarda korku gezdiği için, serbest beslenmesi gereken, hayvanları (hayvana hayvanlık yaparak) mandıralara hapset. Sonra da özel gayretlerle, teşviklerle önce inekleri küspe yemek zorunda bırakarak şeker hastası et, daha sonra da hastalıklı eti ve sütü halka yedir içir…

Basın tarihimizde her kademede görev almış bab-ı ali’nin tozunu yutmuş olan ünlü gazeteci Ünal Sakman’ın tabiriyle “Bizim sığırlar halkın et ihtiyacını karşılayamıyor” derken elbette sorumlu yazar ve sorumlu bir yurttaş olarak hem hayvan islâh etmede siyaseten yetersiz kalanları hem de yerli sığırın et yönünden yetersiz olduğuna aynı anda söz sanatı ile vurgu yaparak güncel bir soruna dikkatlerimizi çekiyor.

Allah’ım akıl dağıtılırken biz neredeydik acaba.