- 675 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YOLDA YÜRÜMEK
Bazı hisleri kelimelerle anlatamazsın.
Sıkışır bilgi dağarcığın.
Anlatsan da kimse anlamaz.
Duyarsın yüreğinin buğulu sesini.
Ürperir bedenin, sanki boşlukta gibi.
Boşlukta olmanın keyfini çıkarayım dersin.
Bir bakarsın ayakların yere basıyor.
Çıkamazsın işin içinden.
Duyarsın arada onu.
Anlamak istersin.
Anlarsın ya da yapamazsın.
Ve daha bir sürü şey.
Susmayı denersin olmaz.
Konuşsan kelimelerin keskin.
Ağlamakla gülmek arası bir ifade düşer suretine.
Ya ağlarken gülersin.
Ya da gülerken ağlarsın.
Tam olarak bilmiyorum öyle bir şey işte.
Şaşırırsın sağını solunu.
Ve tökezlersin sonra.
Toparlanmaya çalışırken acı çekersin.
Acıların sebebini düşürsün.
Ve bulamazsın.
Bilemezsin manası ne.
Acıları hafifleten bir kitap ararsın.
Sanki üstünde ben o kitabım yazacakmış gibi.
Mana dünyasında, bilgililerin cakasına bakarsın.
Sonra düşünürsün acaba kimin dünyası.
Bazen sahibi bazen de kölesiyiz.
Acaba dünya biz yürüyoruz diye mi dönüyor.
Neden saçma sorular hiç bitmiyor.
Yürek mi beyine, beyin mi yüreğe hükmediyor.
Sen neredesin, kiminlesin.
Sahi çok mu değerlisin.
Yoksa tükmüğün pırlantayamı dönüşüyor ağzından çıkınca.
Altın falan da yumurtlamıyorsundur heralde.
Zaten ben sarraf değilim ki.
Öyle birşeyde istememiştim zaten.
Ne diyorum ben yine böyle anlamadım.
Karışıyor bazen her şey işte.
Söylediğim gibi işte..anlamsızlaşıyor.
Konuşmanın gideri olsa ne olur.
Ederi olmuyor.
Anlatamazsın işte.
Susar ve saklarsın.
Hatta bir harita çizersin kendine.
Rotası her saniye değişen.
Yeni yollar çizersin.
Yollar biter denizden gidersin.
Sonra tepeye çıkar bir kartalın sırtında devam edersin.
Ama genelde yürürsün.
Bazende atına binersin.
Çekersin kılıcı ve vurursun kalkana.
Gözlerin ölüm olur bileğin silah.
Titrer yer gök, taşar denizler.
Kimler kimin kim olduğunu bilirler.
Söylesene unutulmuş masalları kim dinler.
Meydan yiğidi sever.
Bilinmez kimin başı göğe erer.
Bilinmez kim kimi dinler.
Anlatamazsın işte...
Anlatamazsın.
Desibeli tavan yapmış seslerin içine girersin.
Bakarsın karıncanın ayak sesleri gibi kulağında.
Acaba duyduğun ses kimin.
Amacı ne acaba.
Akla gelecek en son şey sevda.
Anlatamam.
Ama anlaman lazım işte.
Konuşana değil konuşturana bakarsın.
Yüreğe hak verirsin sonra.
Hak onun işi dersin kendine.
Ve bütün yokuşlara kafa tutarsın.
İnancın kuvveti kaplar bedenini.
Patlamaya hazır volkan gibi değilde.
Bir bakışta volkanı patlatacak gibisin.
İnancına şükredersin.
Sonraki adımlarda anlarsın herşeyi.
Anladığına mı yoksa anlatamadığına mı yanarsın.
Bilemezsin, düşünür bulamazsın.
Sonra bilip bilmediğine emin olamazsın.
Cahil cesareti sarar her tarafını.
Yürürsün ve olgunluğun çıkar ortaya.
Durum pozitif mi, negatif mi değerlendiremezsin.
Sonra deniz kıyısı gelir aklına.
Tek ümidin huzur olur.
Ayaklarını suya sokarsın belki.
Belkide taş sektirmece oynarsın.
Farkın zirvesinde fark aramak saçma gelir.
Muhtaçlığı, mecburculukla karıştırırsın.
İlk toplama sonra çıkartma yaparsın.
Bölersin ve elde kalanı çarparsın değerlerle.
Elde kalır sıfır etkisiz eleman.
Sıfırın gerçek gücünü anlarsın.
Ve gücün cesaret verdiğini.
İlk sevilirsin sonra nefret edilirsin.
Sonra gücün kontrol edildiği reklam gelir aklına.
Acaba herşey senaryomu dersin.
Emin olduğun halde emin olmak istemezsin.
Sadece hissedersin bilemezsin aslında.
Bu acaip bir duygu tabirini bulamazsın.
Zaten bulmakla bulmamak arasında karar veremezsin.
Ağlamak isteyipte ağlayamamak gibi.
Şimdi gel de anlat hadi.
Anlatamazsın...
Anlatamazsın işte.
Yağmur yağar...
Damlaları saymaya çalışırsın.
Sonra bunun bir delilik olduğunu düşünürsün.
Bu delilikse sevmek zır deliliktir dersin kendine.
Saymaya çalıştığın damlaların akıp gittiğini görürsün.
İşte en kötüde orası.
Sakın öyle bir şey yapma.
Ve hüzünle neşenin arası bir duygu yaşarsın.
Sonra güneş açar.
Gökkuşağını beklersin.
Bulutların güzelliği aldatır seni.
Gökkuşağı çıksada göremezsin.
Ona ihanet ettiğini düşünürsün.
Ve daha neler neler.
Dünyanın içindeki acizliği hissedersin.
Ölüm bir kurtuluştur ve sende öyle sanarsın.
Onur ve şerefin tutar seni.
Tüm namlular beyninde olsa kaç yazar.
Yaşayan bilir dersin.
Yaşayan bilir.
Bilmekle anlamak arasındaki çizgiyi ararsın.
Bulamazsın, ümidin tükenir.
Oysa bir önceki yağmur onu silmiştir.
Ufak bir kıvılcım yakar ateşi.
Herkes başına toplanır.
Seninle olmak istediklerinden değil.
Orada olmak istediklerinden.
Üşümüşlerdir kesin.
Düşünürken soru işaretinin kancasına takılırsın.
Gidemezsin bir adım ileri.
Sonra dua edersin sessizce.
Amin dersin...amin.
Sessizliği duyanı bilirsin, seni iyi tanır.
Yaşamanın fiiliyattan mı yoksa hissiyattan mı ibaret çözemezsin.
Belki üzülür, belki kızar ya da ağlarsın.
Belkide susarsın..
Ama anlatamazsın.
Anlatamazsın işte.!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.