- 460 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HER ÖZVERİ BİR BEKLENTİNİN KARŞILIĞIDIR
HER ÖZVERİ BİR BEKLENTİNİN KARŞILIĞIDIR
Yaldızlı bürokrat özveride bulunmuş! Kamudaki görevinden istifa etmiş milletvekilliğine soyunmuş.
Sanırsın ki ülkeyi sırtlayıp refaha kavuşturacak, felaha erdirecek öylesine özverili. Hırs yapmış bir kere, vekil olacak hem de milletin vekili olacak, bu arada epeyce mala mülke de kıymış tabii ki.
Dönem beyefendinin(Süleyman Demirel) borusunun öttüğü dönem. Seçim meydanları Cumhuriyet Halk Partisi ile Adalet Partisi’nin kıran kırana mücadelesine sahne olmaktadır.
Dönem, solcunun solcu, sağcının sağcı, sendikanın sendika, sendikacının sendikacı olduğu dönem. Henüz işçinin, memurun sendika tarafından satılmadığı, sendika ağalığının başlamadığı dönem sizin anlayacağınız..
O dönemde, şantaj yapmak için, insanları yıpratmak için gizli kamera kayıtları ortaya saçılıp dökülmez, birisinin açığını yakalayan fotoğraf kareleri çıkar sağlamak için “ağzı gevşek” birilerince çıkar için belli mahfillere servis yapıldığında “ayıp olur, erkekliğe sığmaz” diye basına sızdırılmaz, fotoğraf kartları ve film makinadan çıkarttırılıp, olduğu yerde imha edilirdi.
O dönemde, siyah beyaz tek kanal televizyon vardı ama toplum çok renkli idi. Efkâr-i umumi kendi dinamikleri tarafından oluşturulurdu. Henüz holding medyası, havuz medyası gibi maskaralıklar zihinleri abluka altına almamış, medyamızda kıç yalama devri başlamamıştı.
Rekabet ve olabildiğince siyasi nezaket içinde geçen propaganda süresinin sonunda bizim yaldızlı bürokrat bütün çabasına rağmen kıl payı seçimi kaybeder. Bizimki bölgesinde seçimi kaybeder ama Demokrat Partinin varisi, Adalet Partisi merkez sağın en büyük partisi olarak çıkar seçimden.
Kolay mesele değil seçime girip de boyunun ölçüsünü aldıktan sonra kaybeden olarak ortalarda dolaşmak. Adamcağız siyasi kimliğini belli ettiği için eski görevine dönmeye haya eder.
Uzun süre ortalarda görünmez. Vefalı dostları bakar ki adamcağız ruhsal bir travma geçirmekte kendisini gönüllemek ve geçmiş olsun niyetine iktidar nimetlerinden arkadaşlarına şanına yakışır bir pay vermeyi düşünürler.
Bürokrata dile benden ne dilersen cömertliği içinde bir teklif götürerek.
- Sağlık olsun, sen canla başla çalıştın, kısmet böyle imiş senin için ne yapabiliriz. İste bir makam mevki derler.
Bürokratımız, engin gönüllü bir adamdır, ne de olsa yaşadıklarından öğrendiği şeyler vardır:
- Akdeniz veya Ege bölgesinde, sahilde, küçük şirin bir ilçede kaymakamlık benim neyime yetmez, çok yoruldum, hırpalandım der.
Adalet Partisi Genel Merkezi araştırır soruşturur adamcağızın durumu kaymakam olmaya el vermiyor. Kaymakam olmak için o dönemde Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu olmak gerekiyor. Kaymakam olmaya el vermeyen bu durum vali olmaya el veriyor.
El birliği ile siyaset mağduru eski bürokratımızı vali olarak koltuğa oturturlar. Eee ne de olsa valilik hükümet memurluğu, kaymakamlık devlet memurluğu, devlet memuru olmak zor…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.