Hastane Odasında.***************
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
AYAKKABICI DÜKKANI-8
Halil Kaya getirilip, odadaki boş yatağa yatırıldığında kızını da aynı odada yatarken bulunca iyice kaygılandı. Gülbahar’a, "neler olup bittiğini bana doğru dürüst anlatacak mısın?" diye sordu.
Gülbahar olayları yumuşatarak anlatmaya çalıştı. "İki kardeşin bir biriyle münakaşa etmeleri esnasında, sanırım durumdan etkilendiğinden tansiyonun yükseldi Halil’ciğim..."
Halil Kaya, Demet’in kolundaki alçıyı işaret etti. "Demet’in kolu nasıl kırıldı?"
"Kırık değil Halil’ciğim, onunki küçük bir kesik. Kesilen damarları diktikleri için, dikişler tutana kadar böyle alçı altında tutmayı uygun buldular."
Halil Kaya, onun kaçamak cevaplarına kızdı. "Yahu damar ameliyatında değil, tendon ameliyatında alçıya alınır kol. Doğru dürüst anlatsana şunu! Kızın kolu parçalanmış, sen ufak bir kesik diyorsun..."
Gülbahar, Halil’in üzülmemesi için uygun cümleleri kurmakta zorlanıyordu. Onun bu yumuşak üslubunu Bedir’i kayırmasına yoran Demet de annesine tepki gösterdi.
"Gene Bedir oğlunu kayırmaya çabalıyorsun! O psikopatın hepimizi karşısına dizip hakaretlerle terbiye etmeye kalkışması yüzünden yükseldi tansiyonunuz babacığım. Maalesef ben de, beni tokatlamasına sinirlenerek oda kapısının camını yumrukladım. Bileğimdeki kesikler o nedenle oluştu."
Halil Kaya, duyduklarından sonra gözlerinin gene karıncalanarak kalp atışlarının sıklaştığını fark etti. Derin derin nefes almaya çalıştı.
Gülbahar, onun tansiyonunun yükseldiğini anlayarak acil çağırma ziline bastı; duramadı kapıya çıktı. Karşıdan gelirken gördüğü hemşireye, "eşimin tansiyonu yükseldi, lütfen servis doktorunu da haberdar ediniz!" diye seslendi.
Hemşire, doktor odasına koşturdu.
Doktor ve hemşire geldiklerinde aceleci hareketlerle tansiyonunu ölçtükleri hastanın göbeğinden bir iğne yaptılar. Kolunda takılı serumu söktüler.
Halil Kaya, derin bir uykuya daldı.
Sık sık ölçtükleri tansiyonun nihayet düştüğünü görerek rahat bir nefes aldılar.
Doktor, gelişmenin sebebini öğrenmek istedi. "Hastanın durumu gayet güzel seyrediyordu. Normal olmayan bir gelişme mi yaşadı?"
Onu Demet yanıtladı. "Maalesef çenemi tutamayarak, ona benim ve kendisinin nasıl hastanelik olduğumuzu açıkladım!"
Doktor, "hastanın gerilim yaşamaması için dikkatli olmalısınız," diye tembih ederek gitti.
Metin geldiğinde yemek servisi yapılıyordu. Gülbahar, tabldot kaplarıyla yemeklerini taşırken Metin’i görerek gülümsedi.
"Hoş geldiniz, Metin bey!"
"Hoş bulduk hocam! Hastalarımızın durumunu bir görmek istemiştim de..."
"Şükürler olsun ki, iyi durumdalar."
Demet, "bir kaç gün sonra babam da ben de taburcu edileceğiz," diyerek lafa karıştı. "Yerime yeni bir tezgahtar kız buldunuz mu?"
Metin onun bu sorusuna şaşırdı. "Sen işine dönmeyecek misin yoksa"
"Ama ben sizi zor durumda bıraktım."
"Yok canım. Nereden çıkarttın onu...İyileş bir an önce, işin seni bekliyor."
İşine dönebilecekti; Demet’i bundan daha çok hiç bir şey mutlu edemezdi.
Hastane yaşamı bir hafta kadar sonra bitti. Aslında Demet daha uzun süre yatırılacaktı, ama o baba Halil Kaya’nın taburcu işlemleri esnasında kendisinin de taburcu edilmesini ısrarla isteyince doktorları, kendi isteği ile taburcu olduğunu belgeleyerek çıkmasına izin verdiler. Tek şart her gün hastaneye gelerek pansumanını yaptırmasıydı.
Hastane Odasında.*************** Yazısına Yorum Yap
"Hastane Odasında.***************" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
10 Mart 2015 Salı 16:11:38
Profil resminiz görmek istemediğim bir tablo gibi. Ama üzerine örtü atma şansım yok. Sizi öyle görmek beni üzüyor.
Hikayeye gelince yine kemnur titizliğinde özenli ve hayattan.
Saygılarımla.
Aynur Engindeniz tarafından 3/10/2015 4:11:01 PM zamanında düzenlenmiştir.
İlhan Kemal
@ilhankemal
Benzer sözleri söyleyecektim ki profil resmi değişti. Çok da iyi oldu.
Kemnur
@kemnur
profil resimdeki halim maalesef günlük yaşamdaki durumum...teşekkürler