- 508 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kızımdan MEKTUPLAR - 7
Kızımdan mektup var – 7
…….günler o kadar hızlı geçiyor ki burada babacığım, geç bile kalıyorum, yapmak istediklerime yetişemiyorum,gün nasıl bitiyor nasıl gün doğuyor ne zaman uyuya kalıyorum ve ne zaman kendime geliyorum ,her şey baş döndürücü bilemezsin zannederim buranın hava ve coğrafya özelliklerine bünyem henüz hazır değil yani iklim değişimi sancılarını çekiyorum,iyi ki sabah namazlarım var, erkenden kalkmak yeni güne ibadet ve dua ile başlamak bana iyi geliyor babacığım,yaşadığım ev cadde üzerinde güneş alıyor evet iki balkonu var ama şimdilik kullanmıyorum belki ileride gelirsin senin için balkon masası bile alır , demlediğim çaydan sayısız içersin ,hem çok sevdiğin ince belli bardaklardan aldım, özellikle aldım oldum olası cam bardaktır senin tercihin, ne güzel anlatırdın ,ne söylerdin hatırlıyor musun mustiii…dinle bak :”..çay ,evet çay cam bardakta olmalı,onun rengi görünmeli,insan baktığında onun dem renginin gülümsemesi ile mutlu olmalı,adeta sırdaş içten samimi bir dost gibi insanın ruhuna akmalı,çay deyip geçmemeli , çay gelincik rengiyle zaten insanı hemen etkiler ve cam bardağın içinde daha içimize akmadan dayanılmazdır ve böyle bir çayın içimi de doyumsuz olur …” derdin de abarttığını sanırdım , şimdi ben de kupa yerine cam bardakta içiyorum ve yukarıda söylediklerinle kulaklarını çınlatıyorum,ah musti buradaki çaylar kaçak çay ve tadına alışmaya çalışıyorum biliyorsun ben rize çayından başkasına çay demeyenlerdenim,içeceksen halis muhlis rize çayı olmalı orijinal ve yerli , çakma değil, neyse bu kadar çay muhabbeti yeter de artar bile mektubun yarısından fazlasını işgal etti,evet burada beni yalnız bırakmayan arkadaşlarıma müteşekkirim,hem tel.ile konuşarak hem yazışarak yalnızlığımı unutturan candan akrabalarım,arkadaşlarım bana o kadar yardımcı oldular ki anlatamam,sağ olsunlar kendimi istanbul’da evimde odamda gibi hissediyorum, yakın bir gelecekte gelsem mi diye düşünmüyor değilim,arabamı özledim,arkadaşlarımla şöyle çıkıp radyoyu şöyle açıp camları yarıya indirip şöyle boğaz sefası böyle bir kavuşma yeniden İstanbul olsam diyorum, bana kızmayacağını biliyorum cadde yapsam diyorum ,arkadaşlarla bir rüzgar gibi eserek arabayla bir baştan diğer başa caddeyi ağlatsak,cadde beni ,ben caddeyi özlemedim mi ?))))) uzatmamak lazım di mi …alışveriş yaparak yine gözlerini kırılgan ve, ne gereksiz der gibi bana baksan , ama hiç üzerinde durmasan,bunca uzak mesafelerden gelmiş kızına çok görmeyeceksin değil mi ? babacığım , sanırım iyice hak ettim di mi…ah musti yok yok korkma ,dediklerimin alış veriş kısmını öyle böyle pahalıcasını yapmayacağım ama arkadaşlarımla İstanbul olup gezmek ,boğazı içime çekmek sevdiklerimle buluşmak istiyorum hatta senin şu şiirin var ya oldum olası beni etkilemiştir hem onu okuruz arabada,sahilde otururken,hem anlamlı bir İstanbul günü geçiririz :…
Düşlerimin denizi
savaş gemilerinden uzak
bir deniz
bir mavi düş kuruyorum
ilk aşk heyecanları gibi
bir masal dinliyorum
duyulmadık harika
bir yankı
yeri göğü boyamış mavi
düşlerimin denizi
istanbul’u buluyorum
gözlerim ışıldadı
boğaz ,
cesur ve mağrurdu
yeni aşklara akıyordu
her gün koştum
her gün martılar uçuyordu
siyah ve mavi kuşların
sevinçlerine karıştım
akşam oldu
üsküdar salacak boyu
kalabalık
denizin üzerinde
konuşan bir dili var tarihin
denizin ortasında
kız kulesinin
ve benim duygularım
İstanbul olup uçuyordu
Mardin olup knuyordu …
Mustafa kaya
10.02.2015 / Üsküdar…………………………..işte böyle babacığım bu günlükte bu kadar olsun mu ? yazmakla bitmeyecek anlatacaklarım var ama anlatılamaz ki,bu başka bir şey , tarif edilemez bir his,gelip bağdaş kuruyor boğazıma bazı şeyler konuşamıyor,yazamıyorum,neyse diyelim geçelim,ellerinden öpüyor Allah’a emanet ol , herkese selam olsun diyorum
06.03.2015/çengelköy
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.