- 1023 Okunma
- 7 Yorum
- 1 Beğeni
EMEK SERMAYE DEĞER ÜZERİNE HAD ve HUDUT BİLİR GÜNCELLEMELER
Karşılaştırmalı ve göreceli olanın eşitlenmesi temeliyle başlıyor.
Kişisel karakterle üretilen emeğin, toplumsal yararına üretilir olmaya evrilimiyle "emek-değer" denge- eşitle(n)me özelliği kazanmasıyla sonuçlanıyor.
Sonuçlar hem sınırlı devingen, hem de sonsuz süreğendir...
Ölçen "meta" durumu; ölçülen "meta" konumu şeklindedir, diyebiliyoruz...
Buna bağlı olarak metanın "kendi değeri" ve "mübadillik değeri"ine de bakılıyor...
Bu bakış, devami olacak bir dizgeyle; "basit" göreceli ve "münferit" göreceli değere yöneltiyor...
Genel toplumsal değer; buna bağlı olarak soyut (cismi) meta değer ve emek-sermaye değer çelişkisellikle olmak üzere, "artı(k) değer"in örtüşen ve ayrışan mekanizmasını pekiştirme amaçlı bir teroik deneyselliğe gerek duyuyor.
Genel bütünsel görmek (ön-son ve tam görü) ve asal bütünsel görmek (organoleptik ve akıl gözü ile) dinamizmi için gerekli oluyor.
Emeğin bireyci ve toplumsal karakterli oluşu farkıyladır...
Nitel olan eşitken; nicel olan denk oluyor, bütünsel ve genel anlam birliğiyledir..
Meta değerinde nesneleşme ile emek değerinde nesneleşme farkı da "artık değer"i (teorik farkındalık anlamında) kurguluyor...
Metanın bölümsel "değer" öznelitesi; yalnızca bireyci varlığa bürünmesi durumunda -sermaye yoğun-luk anlamını ifade ediyor.
Yani meta bireyci karakterden, toplumsal ilişki bütünsel "değer" nesnelitesi dizgesine girdiği an itibarıyla da "değer" biçimiyle -emek yoğun-a doğru bir içerik kazanıyor.
* Aristo ve Marks Model Karşılaştırmaları:
Eşitlik olmadan ne soyut cisimsel, ne somut maddi ve ne de toplumsal mübadillik (değişimi) olmaz...
Ölçülebilirlik; eşitliktir.
Eşitlemeden ölçülemiyor, sonuçlar aldatıcıdır.
Eşitlik yoksa ölçülebilirliklerin tümü, göre(ce)li ve burjuva ekonomi-politikseldir.
Ya da eşitlemeden değiştiremezsiniz; yaparsanız dönüştürüm ve değiştirimler eksik ve yarımdır...
Bundan dolayı eşitlik evrimci ve değişim de, devrimcidir.
Yani şöyledir:
Farklı "şey"lerin öznel eşitliği olmazsa; özdekçi (maddeci) nesnel ölçekdeşliği de olamaz...
* Değer kavramı üzerine, onu güncelllenmeye gayret eden daha kapsamlı ifade postülalar:
- İnsan emeğine koşut giden -genel- veya somut (emek) değerselliği...
- Emeğin gerçel konumunun tespiti için; emek ürün ve onun eşdeğerini bağıntılama değerselliği...
- Basit veya mübadele amaçlı olanına da; mukayesel (emek-değer) değerselliktir diyerek; güncellemeyi denemiş oluyoruz...
- Bu denemeler, iki farklı meta (mübadillik) ölçütü/bazında; verilen emek ve değeri sorgulamasıyla birlikte düşünülmelidir.
A.Kutlu Ayyüce
21.Şubat.20015
YORUMLAR
Emek Yoğun Türkleşmek
"...Devamla, ve burada sözleri anlamlı yapan senkronizasyon'dur; madenciler, artık millet olmadığımız için yandılar, geziciler, hem bunun için yürüdüler ve hem de olmayan millet'ten temsiller verdiler.
Ben o temsilleri sevdim, belki "Türkleşmek" düşüncesini oradan aldım, bilemiyorum.
Ve artık "millet" olmadığı için yanan canlılarımız var.
Zor’un ateşinde yanıyorlar, bir gün mutlaka yakacaklar.
Yakındır..."
Y.K.
Milletin vekili, insanın ve toplumun yarısı Merve Kavakçı namlı hatun kişinin, gerici ve işbirlikçi Nazım Kıbrısi haini önüdeki iki diz üstü ram oluşu milletin vekalet eliyle geldiği son haline örnektir.
Niye bu kadar çoklu türev cinayetler oluyor ve "niyazi" ölümler sonra "filan" diye şaşıranlaraysa, ben çok şaşırıyorum!
Şaşırmaya şaşırmak, double bilimsel bakış oluyor.
Pekiştiriyorsunuz.. emeksiz değer mi peki; "asla" noktasına gelmek demektir.
İki kerelenilmişlik rafinasyonudur, iki kez hayret, iki kez tepki, iki kez şaşkı !
A.K.A
Göktürkmen tarafından 2/25/2015 9:48:10 AM zamanında düzenlenmiştir.
Bu yazı, ihtimal parası olanlar için gibi duruyor.
paranın parayla temasında birileri hep kazanıp birileri hep kaybediyor.
parayı sevenler ve sevmeyenler olarak ayırsak insanları, ben sevmeyenler tarafındayım.
takas sistemine geri dönsek nicolur dünyanın hali.
Göktürkmen
Emek değerle; emek sermaye çelişkisini görmek eşklinde...
Bu yazı zaten burjuva ekonomi politik eleştirisi bir kitabın tespit ettiklerini, haddini bilir birüslüpla inceleme ve güncelleme denemesi oluyor.
Kural ve yasalar baki kalıyor anlamın da değişmiyor.Sembol ve argümanları değişiyor.
Hani şey demişsiniz; bu yazı parası olanlar için, değil.. çokların azlardan oluşan ve emek birikimlerinin -parasal göreli- artı değerini ifade etmek veya anlatmak için.
"Ölçülebilirlik; eşitliktir."
Çok (parası) olanı ölçebilmek için dahi önce eşitlemek gerekiyor.
Nitel olan eşitken; nicel olan denk oluyor, bütünsel ve genel anlam birliğiyle..
Böyle...
Çok teşekkür ederim, yazdığınız için.. her katkı çok değerlidir...
Modern ulus devletin tasasvvuru ve ilk inşasında ortaya çıkan en temel sıkıntı, milat verecek olursak 1789'a kadarki birikimlerin nerelere aktarıldığına cevap vermekten kaçınılmasıdır. Yeni modeli benimseyip! tüm dünyaya aşılar ve uygulatırken bilanço yine nalıncı keseri gibi hep emperyalden yana yontmuş. Anadolu gibi bir coğrafya özelinden baktığımızda en az beş yüz yıldır kapalı gen havuzlarında boğulan en az yirmi etnik ya da dini kimlik sayabiliyorken "ülkesel tam bağımsızlık" şiarı asimilasyon kaçınılmaz ki bu da enfeksyona açık yaralar anlamına gelir diye düşünüyorum.
Göktürkmen
* Aristo ve Marks Model Karşılaştırmaları:
Eşitlik olmadan ne soyut cisimsel, ne somut maddi ve ne de toplumsal mübadillik (değişimi) olmaz...
Ölçülebilirlik; eşitliktir.
Eşitlemeden ölçülemiyor, sonuçlar aldatıcıdır.
Eşitlik yoksa ölçülebilirliklerin tümü, göre(ce)li ve burjuva ekonomi-politikseldir.
Ya da eşitlemeden değiştiremezsiniz; yaparsanız dönüştürüm ve değiştirimler eksik ve yarımdır...
Bundan dolayı eşitlik evrimci ve değişim de, devrimcidir.
Göktürkmen
Saygılarımla...
chaotica
Göktürkmen
Saygılar...
Yazdıklarımızın kapitalizmle benzeş ve sesteş dahi olmamasına dikkat ediyorum.
Mesela onlar da "devlet" kavramının dörtte üçlük bir bölümüne karşılar.
"Tarihin sonu" ve bir devlet aşamasallığı olarak "ulus" ve "refah" devletin bittiğini de varsayıyorlar.
Marksizim veya genel Marks-Engelsyan teorileri ters-yüz ederek kendilerine kazandıklarını da biliyoruz.
Devleti dünya devletine evirmekle, sınıfsız ve sömürüsüz dünya söylemi arasında çok fark olmalı.
Ulusal sorun, bütün ideoloji ve doktrinlerde genel kabul görmüş bir aşamasal süreç oluyor.
Şoven, öjen, asabiyelite veya şuubiyelite türü ulusallık ve millicilik türü öneren oksident Doğu ve oryant Batı'dır.
Bunu, yani (ulusal sorun ve devlet) aşamasını, olabildiğince sağlıklı geçtiğinizde kapitalizm ve emperyalizm sömürgesi olmamaya yakınlaşabiliyorsunuz, tüm ve tam bağımsızlık genel ve diğer bir söylemidir.
Çok teorik yazımlar, olabildiğince pratik anlaşılırlığımızla birlikte olsun.
Göktürkmen tarafından 2/21/2015 1:01:59 PM zamanında düzenlenmiştir.
Özel mülkiyetin reddi, süreç içerisinde teknolojiden arınma (bilgiden değil), İnsanın hayatta kalması için asgari ve azami ihtiyaç sınırlandırmasının yapılandırılması ve tabii ki devletin kaldırılması gibi sırasız aşamalılığın aşılması ütopya değil. Lakin an itibariyle devletin feshi bizi "görünmez el"le karşı karşıya bırakacaktır. Nozick'in minarkizm reçetesi liberalleri heyecanlandırsa da, anarcokapitalizm inşası başlı başına canavar doğurmaktır. Nash dengesinin arz-talep yerine yeterlilik-gereklilik çerçevesinde değerlendirilmesi komünist iktisadın ilk adımı olabilir sanıyorum. Böylece teorideki sıva çatlakları da kapatılır gibi (tabii belki haddimi aşmışımdır da kapatılmıştır ve benim bilgim yoktur, onu bilemiyorum)... Siz ne dersiniz?
Göktürkmen
Mesela onlar "devlet" kavramının dörtte üçlük bir bölümüne karşılar.
Tarihin sonu ve bir devlet aşamasallığı olarak "ulus" devletin bittiğini de varsayıyorlar.
Marksizim veya genel Marks-Engelsyan teorileri ters-yüz ederek kendilerine kazandıklarını da biliyoruz.
Devleti dünya devletine evirmekle sınıfsız ve sömürüsüz dünya söylemi arasında çok fark olmalı.
Ulusal sorun bütün ideoloji ve doktrinlerde genel kabul görmüş bir aşamasal süreç oluyor.
Şoven, öjen, asabiyelite veya şuubiyelite türü ulusallık ve millicilik türü öneren Oksident Doğu ve Oryant Batıdır.
Bunun yani (ulusal sorun ve devlet" aşamsının olabildiğince sağlıklı geçtiğinizde kapitalizm ve emperyalizm sömürgesi olmamaya yakınlaşabiliyorsunuz, tam bağımsızlık genel ve diğer bir söylemidir.
Çok teori olabildiğince pratik anlalşılırlığımla olsun.
Esenlikle...
Göktürkmen
Umarım anlaşılıyordur?
Bu yoruma cevap yazılan küçük ve kara kuru yere yazınca hep böyle oluyor.
chaotica
Nash-Cournot teoriğinde salt pazar ve arz talep eşitliği var gibi geliyor:
Emeğe verilen değersellik, toplam gelirimiz şu kadar arttı deyip paylaşmaya gelince liberal süslü laflara boğmaya benziyor..
Marks ve Kapital ve hatta Aristotelyan modelde dahi emek-değer eşitliği daha belirgin.
Nash Teorikte: Eylem seleksiyonu, eylem tercih netliği ki "iyi eylem" ifade ediliyor.. iyi getiri ve fayda kümilatifliğiyle temellendiriliyor gibi..
Sınıfi bakmaktan ziyade burjuva ekonomi-politikseldir...
Ekonomi-politik eleştirisi olarak kaleme alınan Kapital'den, yeni burjuva ekonomi-politik teoriler üretmek diyebiliyorum..
Kapital ve kapitalizm döngüsüne yeni ivme dalgaları sanki...
Ben Kapital'in üzerine had-hudut bilir bir saygıyla yazmaya cesaret edebiliyorum.
Tüm hataları ve eleştirileri içtenlikle bana dairlikle kabul ederek; bana aittir.
Ama bunu söylemem onu bir din, Marks'ı da peygamberi gibi görmem anlamına gelmiyor.
Bir çok eleştiri getirebilirim.
Batı'ya özgülüğü, diyalektiğin sonsuz köşeliliğinin zaman zaman inat ve ilkesizlik karışımı bir konuma bürünüşü ve Batı'ya has tarihsel doğmatik gelişim şablonizmi gibi...
Ama yeniden Asya-Avrupa, Doğu-Batı veya Kuzey-Güney ve hatta sömürgeler-sömüren karşılaştırmaları yapmak için de güncellemelerin bu temelde olacak biçimde, yeni bakmak ve görmeye yönelik "olabilir mi"liğini söylemek gibi..
Bu siteden Nash teorisi ile karşı ses duyduğum, siz entelektüel arkadaşıma çok saygıyla...
Esenlikler dilerim...
Göktürkmen tarafından 2/22/2015 8:51:27 PM zamanında düzenlenmiştir.
Göktürkmen
Bir de değer kavramındaki emek, üretim ve kullanım değerlini iyi tahli etmekle...
Saygılar.