- 657 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
BİZİ AFFETME ÖZGECAN…
Bugün insan olmayı seçelim.
Ne kadın, ne de erkek…
Ve Özgecan’ın ailesi olup yaşamaya çalışalım.
Ben bir anneyim.
Benim de bir kızım var.
O yüzden hayatının baharında vahşice öldürülen Özgecan’la ilgili empati yapmam çok kolay.
Ama ben bir kadın, ben bir anne, ben bir kız evlat sahibi olmasam bile;
öncelikle ben bir insanım.
Ve bir insana tecavüz edip öldüren, üstüne üstlük bir de yakanların ne olduklarını bilmiyorum.
Bugüne kadar kadının kıyafetiyle, davranışıyla vb. birçok şeyle tecavüzü hak edeceği önyargısı o insanlıktan nasibini almayanların küçücük beyinlerine sokuldu.
Kadınlar her fırsatta bir seks objesine dönüştürüldü.
Tecavüz edenlere ceza verirken saçma sapan indirimler yapıldı.
Yılmaz Özdil’in yazısından alıntı yapmam gerekiyor burada…
Tecavüz ederken suçüstü yakalanan adam, henüz tecavüz gerçekleşmediği için “yarım kaldı” indirimi aldı bu memlekette…
Tecavüzünü kameraya kaydeden sapık “eski sevgilisiymiş” indirimi aldı.
“Tecavüzde bağırmıyorsa, rıza göstermiş sayılır” indiriminden faydalanan var.
Üvey kızına tecavüz edip, “kızın ruh sağlığı bozulmadı raporu”yla indirim alan var.
Ormanda saldıran, döve döve çırılçıplak soyan, ancak, astım krizi geçirerek bayılıp yakalanınca, “orası ıssız bi yer, isteseydim yapabilirdim” indirimi alan var.
Tecavüz edip, hamile bırakan, sonra da “zaten bakire değildi” indirimi alan var.
Tanımadığı birine saati soran eşini delik deşik ederek öldürüp “cilve yaptı” indirimi alan var.
Eşini katledip, “kot giyiyordu, piercing takıyordu, çantasında doğum kontrol hapı buldum” indirimi alan var.
Kadın programında, “babam bana tecavüz etti” diyen kızını öldürüp, “babasını kamuoyunda mahcup etti” indirimi alan var.
Mahkemeye takım elbiseyle geldi diye “iyi hal” indirimi alan seri tecavüzcü var.
Yani işin özü nerdeyse tecavüze uğrayan haksız duruma düşürüldü.
“Hak etmiştir.” söylemleri yapıldı.
Ve bunu eğitimli görünen insanlarımız bile yaptı.
2002-2008 arası 62 bin kadın tecavüze uğradı.
2002 yılında 66, 2007 yılında 1011 kadın katledildi.
Ve bu şiddet artarak devam ediyor ne yazık ki…
Tecavüze uğrayanların yüzde 50’si 18 yaş altında.
Bunların yüzde 90’unu kız, yüzde 10’unu oğlan çocukları oluşturuyor.
Ve tecavüzden yargılananların hiç biri ceza almadı.
“Neden bu böyle?” diye düşününce, yine kadınlara çıkıyor yolum bir şekilde.
Bu insanlıktan nasibini almamış, psikolojisinden bile söz edemeyeceğimiz yaratıkları kimler yetiştiriyor acaba?
Namusu sadece bacak arasında gören, kendi anası, bacısı dışındaki tüm kadınlara, hatta bazen onlara bile ikinci sınıf insan muamelesi yapan bu yaratıkları kimler yetiştiriyor?
Bu nasıl bir ataerkil yapı, nasıl bir gerici zihniyettir, aklım almıyor, inanın.
Bu kafa yapısında yaratıklar olduğu sürece Özgecan’lar bitmez. Ben bu sistemi, sistemin kölesi olmuş bu zihniyeti ve bu saçmalıklara çanak tutan her şeyi lanetliyorum.
Sevgiye, huzura her zamankinden çok ihiyacımız var.
Ama yüreğimde öyle bir acı var ki…
Ve “Bizi affetme Özgecan; çünkü sana bunu yapanları da biz yetiştirdik.” diyorum.
Bugünkü yazımı bir alıntıyla bitirmek istiyorum.
Kızlarınızı iyi yetiştirin.
Kendi kendilerine yetmeyi öğretin.
Namuslu olmanın yürekten geçtiğini öğretin.
Evden çıkar çıkmaz ilk köşede eteğinin boyunu kısaltmasına gerek olmadığını öğretin.
İstediğini giymeyi öğretin.
İnsanın ahlakının sadece kendi beyninde olduğunu öğretin.
Kıskanılmanın sevilmeyle aynı olmadığını öğretin.
Kıskanılmanın güzel, saygısızlığın kötü olduğunu öğretin.
Beni çok kıskanır, dışarı çıkarmaz, şunu bunu giydirmez diyen adamla gurur duymamayı bunun aslında kendine hakaret olduğunu öğretin.
Arayıp neredesin; kiminlesin vs. diyen adama seni tanımadan önce nasıl davranacağımı bilmiyor muydum haddini bil demeyi öğretin.
Eşlerini aldatan erkeklerin yanındaki ikinci kadın olmamayı öğretin.
Oğullarınızı iyi yetiştirin.
Karşı cinse saygı duymayı öğretin.
Gece yarısı evine dönen kadının “aranmadığını” öğretin.
Bir kadının omzuna arkadaş olarak da sarılabileceğini öğretin.
Dokunmaktan korkmamasını öğretin.
Sevmenin değer verme olduğunu öğretin.
Sahip çıkmayla sahibi olmanın farklı olduğunu öğretin.
Bulunmaz hint kumaşı olmadıklarını; olsalar bile burun silinen mendillerinde kumaştan yapıldığını; hiç kimseyi küçük görmemeyi öğretin.
Ama bunları önce kendi içinizdeki çocuğa öğretin.
Albert Einstein & Eylül 1946 (ABD Toplum Gönüllüleri Vakfı’ nın düzenlediği bir konferanstaki konuşmadan alıntı…)