- 1139 Okunma
- 6 Yorum
- 2 Beğeni
ŞARKILARLA, FOTOĞRAFLARLA - sevgililer günü özel
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Seninle bu sabah bir uçtan bir uca, alabildiğine geniş “Aziz İstanbul” manzarasını seyrediyoruz bir tepeden…
Başın omzumda… Saçlarını kokluyor, alnındaki ışığı öpüyorum.
Arada göz-göze gelip, gülümsüyor .., dudaklarımızın arasına “seni çok seviyorum” diye fısıldıyoruz aynı anda…
Ellerimiz birbirine kenetli, yüreğimiz gibi…
Yakanda hiç solmayan bir erguvan dalı….
Dizlerimizin üstünde.., geçmişte kalan İstanbul’a dair “eski aşıkların ya da aşkı yaşayanların” fotoğrafları ile dolu, içinden hüzün dumanları buram-buram tüten buğulu bir albüm, kulağımızda eski bir gramofonda birbiri ardına çalan İstanbul’un dört yanından şarkılar…,şarkılar…
Birbirimize daha da sokularak yavaşça açıyoruz albümün kapağını…
İçindeki fotoğraflar adeta canlanarak çıkıyor albüm sayfalarından, kucağımıza düşüyor…
. . . . .
…“sazlar çalınır Çamlıca’nın bahçelerinde”
İlk fotoğrafta Haydarpaşa garı….
Karaköyden kalkan Kadıköy vapuru, her zaman martılar eşliğinde süzülerek yanaştığı Haydarpaşa iskelesine bu kez açıktan geçiyor yan gözle bakarak… Çünkü artık ne yüreğinde taşıyıp garın merdivenlerine konfetiler gibi serpiştirdiği yolcuları var ve ne de o yolcuları alıp götürecek bir tren bekliyor arka tarafta, raylar üstünde… Hani bir de mendirekte sıralanan deniz kuşları olmasa, ağlayacak sanki…..
…“Boğaziçi, şen gönüller yatağı”
Sonra Rumelihisarı iskelesi….
O fakir bir Boğaziçi köyünün güzel ve masum kızıydı… Sonra bir para babasına gelin olduğunu duyduk. Artık üstündeki eski ama tertemiz, ahşap ve yosun kokulu elbiselerini çıkarıp atmış, çok şık ve pahalı “restoran” giysilerinin içine girmiş. Ama belli ki hala bir özlem var içinde o günlere…. Gene aynı yerinde eski sevgililerini bekliyor olsa da boğaz sularının beyaz giysili-sarı kuşaklı-başı dumanlı bıçkın delikanlıları ona yan gözle bile bakmıyorlar artık. Vapurlar açıktan geçiyor…
…“bir tatlı huzur almaya geldim Kalamış’tan”
Galata’nın eski köprüsü….
Rüzgarların ve denizlerin kesiştiği yerde yıllardır beli bükük ama dimdik duran bu İstanbul beyefendisinin, kendisini arkalara itip yerine geçen yeni yetme torunu ile olta balıkçıları arasındaki samimiyetsiz muhabbetlerine uzaktan kulak kabartarak, gözleri dolu-dolu ama gene aynı vakarla sessizce duruşu… Şimdilerde boğazın ya da Marmara’nın sularından kaçıp gelen bir damlanın dubasına dokunup, onlardan selam getirmesi tek avuntusu…
…“bu yıl yine ada sensiz, içime hiç sinmedi”
Ve İstiklal caddesi…
Yakışıklı görüntüsünü hala korumaya çalışan doğuştan İstanbul’lu ama Avrupalı bir bey oğlu… Şimdi nasıl da derinden içini çekerek bir zamanlar yoluna iki sıralı dizilen sevgililerin.., o şık pastanelerin, gösterişli sinema ve tiyatro salonlarının ve her dilden merhabalaşan o saygılı ve güzel insan kalabalıklarının hasretini çekiyor.
…”rüzgar söylüyor şimdi o yerlerde, bizim eski şarkımızı”
Ve daha nice şarkılar ve daha nice fotoğraflar…
Albümü kapatıyoruz., gramofon susuyor…
İstanbul’a bakıyoruz…Giderek yeşilinden, mavisinden., güvercinleri ve martılarından ve ona gerçekten sevdalı insanlarından ayrılan İstanbul’a bakıyoruz… İçimiz titriyor…
. . . . .
Ama sonra birden yüzlerce yıldan bu yana hiç değişmeyen sevgileriyle gece-gündüz, yaz-kış demeden her an birbirlerinin gözlerinin içine bakan Galata Kulesi ve Kızkulesi’nin seslerini duyuyoruz :
“biz hiç ayrılmayacağız”
Birbirimize bakıyoruz…
“biz de” diyoruz…, “biz de hiç ayrılmayacağız, seni çok seviyorum….”
İçimiz ısınıyor…
**************
Yüreğinde sevgi taşıyan herkes için “sevgi günü”., birbirini seven herkes için de “sevgililer günü” kutlu olsun diyor ve nice 14 Şubatlara birlikte erişmelerini diliyorum….…
Saygı ve sevgilerimle….
CEVAT ÇEŞTEPE
YORUMLAR
14 Şubat'ın diğer günlerden tek farkı hakîkaten yalnızca takvim yaprağındaki dizaynı, şekli, rengi..
Bir yılda bir tâne 14 Şubat var, elbette ki özel birgün..
Sevginin günü olarak düşünülmesi de hislerde cimri oluşunu işâret ediyor.
Sevenlerin yollara güller döşediği günlerin sayısı pek az.
Gün değil, sevgi önemli; bahânesi günse taç takılmalı tabiî..
Üzgünüm. İnsan, zannettiği kadar cömert değil. Hem de fukara..
Yazının içeriğine baktığımız zaman derin bir iç sesi var ve hüzün..
Geçen zamanın hatırda bıraktıkları belki ve belki de;
sevmekten öte her şeyin önemsiz oluşuna dâir farkındalık hissi..
Ve elbette pek çok düşünce daha geçiyor zihnimden..
Olsun. Hayat, sevince güzel ve saatler ve sayılar hem önemsiz hem de hakîkaten önemsiz..
Güzel bir yazıydı..
Sevgiye dâir her şeyin güzel olduğu gibi..
Hûrmetle..
**Havin_** tarafından 2/15/2015 8:05:39 PM zamanında düzenlenmiştir.
Usta kalemden dökülen incilerdi okuduğum sayfadakiler..
İstanbulun tadımı kaçtı, yoksa bizlermi tadını kaçırdık
yumurta civciv misali, okurken kırk yıl önceki istanbulu
yaşadım teşekkürler vede tebrikler üstadım..
Selam vede muhabbetle Allaha emanet ol..yudumyunus..yunus karaçöp
yudumyunus tarafından 2/15/2015 12:47:12 PM zamanında düzenlenmiştir.
Sevgi gününde İstanbul'un her köşesinde bilindik şarkıların eşliğinde el ele dolaşmak ...Yaşanılacak en özel anlar olurdu...Günü anlatan bu sımsıcak yazı okuyucunun da içini ısıtıyor...
Daha aydınlık günlerde ve illaki sevgi ile yaşanılacak nice günlerimiz olsun...
Gönülden kutluyorum...Sonsuz saygı ve sevgilerimle...