- 769 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SAYIN ÜLKÜCÜ..!
Türk ülkü hareketi;
Osmanlının son zamanlarında,
Ulusumuzun kurtuluş ve Cumhuriyetin kuruluş savaşlarında,
Cumhuriyetin ilk yıllarında insancıl, toplumcu, akılcı eğilimleriyle büyük işlere imza attı, büyük onur ve beğeni kazandı.
Türk ülkü hareketi, ne zaman ki fanatik ve hayali akımlara yanaştı, saflığının, iyi niyetinin ve çağdaş eğitimden yoksun kalışının cezasını çekti ve çektirdi de.
Soğuk savaş döneminde kapitalist Amerika tarafından sömürüldü.
Yine aynı yıllarda Türk-İslam sentezi safsatası adı altında yoğun bir propagandanın esiri oldu ve bu halen etkisini sürdürüyor.
Son 30 yıldır ise büyük oranda gizli dinci cemaate akın akın geçen ülkücüler oldu. Hatta son yıllarda yanlışlarına rağmen iktidarlara yandaş olan ülkücüler var.
Türk ülkü hareketi, devletimizin en ciddi akımı olduğunun bilincini asla yitirmemelidir.
Türk ülkü hareketi, felsefesini Türk kültüründen, Türk köklerinden almalıdır.
Türk ülkü hareketi, toplumcu yani insanının yanında olmalı ve onun mutluluğu için çalışmalı, doktrinler geliştirerek uygulamaya koymalıdır.
Türk ülkü hareketi, dinin, dincinin, arabın şeyh kültürünün esiri olmamalı, etkisinde kalmamalıdır.
Türk ülkü hareketi, paracı, çıkarcı, sömürücü çevrelere katılmamalı, sosyal yani insana değer veren temeller üzerinde yükselmelidir.
Türk ülkü hareketinin en büyük eksiği eğitimsizliktir. Bu giderilmelidir.
Türk ülkü hareketi, millet-ulus-Türklük kavramlarını bilimsel olarak irdelemelidir. Gencilik, şeriatçılık, tarikatçılık, kafatasçılık, Turancılık gibi rotalarda boğulmamalıdır.
Türk ülkü hareketi atasının millet, devlet ve ülkü tanımlarını iyi anlamalı, benimsemelidir. Anlarsa benimseyecektir şüphesiz.
5000 yıllık geçmiş, gerçek tarih olarak, insanların tarihi olarak incelenerek, hazmedilerek paylaşılmalı, onun özünden ilham alınmalıdır.
Mustafa Kemal Atatürk, bu konularda hepimizden çok çalışmış, araştırmış, yaşadıklarını da harmanlayarak çok önemli bir model ortaya çıkarmıştır. Onun çok değerli ulaşılmazlıklarından biri belki birincisi; bütün gayretini, hatta bedenini milletine adamış olmasıdır. Çıkar hesapları, art niyet, fesatlık, yalan-dolanı o yüzden yoktur.
Kim olursa olsun, yaşadığı toprakların insanına içtenlikle sevgi duymayandan ülkücü olmaz.
Dava birliği, gelecek düşüncesinde birlik, acıyı-sevinci paylaşma birliği, ruh birlikteliği ve topraklarında yaşayan her kim olursa olsun onu sevebilme yüceliği ülkü birliği için olması gereken koşullardır.
Şekilde değil özde olan ayrılıklar, farklılıklar reddedilmelidir. Bunun mihenk taşı ise insani-vicdani değerlerde uyumluluktur.
*büyükharman*
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.