- 1292 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BUGÜN PAZAR VE BENİM YARALARIM NEDENSE HER PAZAR AZAR.
Bugün günlerden pazar ve benim yaralarım hep nedense pazar günleri azar.İnadıma birde güneşli oluyor bu pazarlar.Sanki işgal altında kalmış kalbime nispet yapar gibi.
Dışarıda günlük güneşlik insanın iliklerini ısıtan bir hava ve onu özleyen bedenim.Şimdi dışarıda onlarca insan el ele ve de kol kola sokakları çoktan doldurmuştur.
Özlenen aile saadeti tablolarıyla sokak sergilerinde baş köşelere konmuştur.
Herkes dışarıda değildir tabi,kimileri de güzel bir kahvaltının ardından destekleşerek evinin işlerini yapıyordur,kırıklarını,çıkıklarını onarıyordur, bir mola arasında yeniden buluşup bir fincan kahve yada çay ile sarmaş dolaş ısıtıyorlardır üşümüş içlerini .
Kimisi evinin eksiklerini almaya alışverişe çıkmıştır.Kimisi gündemdeki filimleri inceleyip tutmuştur sevdiğinin kolundan gitmiştir sinemaya.
Ne mutlu mutluluğunun mimarı olup aile saadetine sahip çıkanlara.
Bunlar hep baş başa kalpten istenildiği için yaşanan ,çift kişilik yada birkaç kişilik çatısal mutluluklar.
Bunu özleyen nice insanlarda vardır tabi.Sağlığına kavuşmak için hastane odalarında canıyla cebelleşip güneşe hasret kalan onca insanlar ve onları yalnız bırakmayıp yanında olan, dışarıdaki güneşi aratmayacak derecede varlıklarıyla üşüyen kalplerini ısıtan o kıymetli insanlar.
Herkes böyle mutluluk mimarı olamaz tabi.Mutluluğunun katili olanlarda vardır mesela.Dibine kadar mutsuz olup dibine kadar içkiye vurup miskinliğinden hala uyanamamış, günün güneşin sıcaklığından bihaber,kendinden başka bir varlığa tahammülü olmayan saldırgan somurtkan yüzler.
Yada elinde bir televizyon kumandası ile koltuğuna kıçını yapıştırmış kahvaltı yapmaktan bile aciz,kafasında türlü, türlü hesap ve tilkilerle sahip olduğu aile ve yuvasını yıpratarak kaybettiğinin, kendisiyle beraber o hayatı paylaşan insanlara da kaybettirdiğinin bilincinde olmayan..
Bu şehirde herkesin aile saadetini yaşadığını söyleyemeyiz tabi ,sokaklarda ailesinden sonra aklı bedenini çoktan terk etmiş insanlar,karakteri kimliğini terk etmiş insanlar,ruh gibi dolaşan her şeyini kaybetmiş insanlar.Biliyorum sizin orada da bu böyledir.
Hayatta aslında hiç kimse yalnız değildir de mutluluğun katili olanlar kendi hayatlarındaki insanları da katledip yalnızlığa mahkum edip sokaklarda böyle piç gibi yaşama terk ederler. Biliyorum bu her şehirde böyledir.
Bu kadar hüzün fazla diyen dudaklar..
Kaç milyon insanın yaşadığını bilmediğin bir şehirde güneş sokakları böyle ısıtmışken,yaşadığın şehir güzelim sahillere ve iyot ortamına sahip iken,başka şehirlerde her yer buz gibiyken, kar boranlar sokakları yürümeye imkansızlaştırırken, yağmurlu fırtınalarda insanlar köşe bucak sığınacak ve ısınacak kuytu arar iken, Sence şimdi güneşli bir Pazar gününde gönül hangi tabloyla bu şehrin sokak sergilerinde yada yaşamda yer almak ister ?
Bugün günlerden pazar ve benim yaralarım işte hep pazar günü azar.
Çünkü güneşin altında kimsenin fark etmediği koca bir yalnızlık kalbimi üşütmeye başlar .
Çok geçmez parmak uçlarım zonglar,rengi atar.
Elimde değil işte sarıp sarmalasın beni diye gözlerim hep can bildiklerimi arar.
Ama yoklar işte. Hayaldiler ve hayal kaldılar. Onlar hiçbir zaman olmadılar. Yokluklarıyla üşüten koca bir boşluktular.
Bu yüzden hep özlem oldular.
Şimdi neredesin ve nerede okuyorsun bu yazımı bilmiyorum,.
Unutma sevdiğin insanların yanında her yer cennet olur.Cennetine sahip çık.
Sakın kendine yapay bir cennet inşa etme.Bir süre sonra cehennem olup çeker seni ateşin içine.
Yanarsın kendi ateşinde.
Seni sevmeyenleri de sırf yalnızlıktan korkuyorsun diye de hayatına çekme tercih etme.
Onlar senin yalnızlık korkunu fark ettikleri için yanındalar ve kendi işlerine yaramadığın sürece seninle olmayacaklardır.
Sadece sömürülür kullanılırsın.Azad et gönder gitsinler.
Her pazar güneşi gör benim gözlerimle.
Ve sakın hiç bir pazarı sen, sen ol yalnız geçirme.
Ara beni bakarsın güneş olur gelirim seninle…
Cansel Işık /Manyakaşkıngelini