- 550 Okunma
- 5 Yorum
- 1 Beğeni
Es Ege Anne!
Gözlerimi kapatıyorum, ellerimi iki yana açıp rüzgarı hissederek.
Hafif ve bir o kadar rahatlatan İzmir rüzgarını. Burnuma gelen sahlep kokusuyla huzur buluyorum oturduğum sandalyede. Ay ışığındaki bulanıklığı silip süpürüyorum elimle. Gökyüzündeki yıldızlarla oynuyorum biraz da. Uzanıp birini alıyorum yerinden.Yeryüzünden sevinç çığlıkları yükseliyor birden.Gerçekleşen dilekler sayesinde elime kayan yıldızı atıyorum denize. Günler önce taşındığımız Ege’ye bakan evin balkonundan.
Çocukluğumu büyüten ikinci anneme sarılıyorum geceleri. Bağrına basıyor beni her defasında mavisinden uzatarak biraz da. Uykusundan ödün veriyor beni uykusuz gördükçe. "Ege ,diyorum içlenerek, Ege anne!"
Bütün sıkıntılarımı biliyor gibi saçlarımı okşuyor,gözlerimi örtüyor, gözkapaklarımı iyileştiriyor teklifsizce. Güçsüz bedenime veriyor bütün yaşama sevincini,kalbini hissediyorum.En çok da kalbimin güce ihtiyacı var bugünlerde.
Önceleri dilime düşen kelimelerin hızına yetişemezdim.Şimdi ise yavaşlayan parmak uçlarıma kızıyorum içten içe. Bazen gözlerimi kapatıp dün kapattığım defterleri açıyorum içimde. Kül yığını bir kalabalık, duman kokusu...
Gözlerimi açıyorum alelacele...Koşarak karışıyorum kalabalıklara.İsi kokmayan,bulanık olmayan kalabalıklara. Bir saniyelik bir gecikme ile karıştığım cümleler mahvedecek beni, hakim olamayacağım kalbimin gürültüsüne. Gözlerimi açtığımda kolumu morartan iğneler korkutacak.
Yine mi?
Yine mi diyeceğim kendi kendime?
Dayanamayacağım bu sefer biliyorum. Bir artçı sarsıntıda dağılacak dört duvar, kolonların arasında sıkışıp ölecek bütün düşüncelerim.
Gözü açık bakıyorum işleyen caddelere, göğü kaplayan yıldızlara. Elimi götürüyorum hala çarpan kalbime. Sesini dinliyorum durup.
Birbirine zıt hayatlar yaşıyoruz, birbirinden farklı hayaller kuruyoruz.
Kiminin düşleri alt üst oluyor bir gecede.Kimisi de sevinçten çığlıklar atıyor sabah vaktinde. Biri bir hayatı yıkıp başka biriyle hayat kuruyor, bir diğeri de yıkıntıların arasından çıkarak yaralarını pansuman ediyor umutla. Bazıları dünyasını kurduğu yüzü, melek suretine koyarak atıyor imzaları; ötekini ölümün pençesine düşürüp şeytan kılıfını uydurarak günahlarına.
Korkaklar korkularıyla yüzleşmekten korkuyor ömür boyu, cesurlar ise korkularına yabancı kalmaktan.
Hep bir şeylerin telaşı, yarım kalma korkusu en çok da.
Biteviye yenilgiler,sarsılmaz inançlar, adice oyunlar, tuhaf giyimli korkuluklar.
Hepsi birinden, ötekinden.
İyiyim Ege anne!
Kollarımdaki iğne izlerine üzülme, beynimdeki leke daha acı verici.
Acı bedenimden çok hücrelerimde.
İyiym Ege anne!
Hala bir yarın var avuç içlerimde.
Durgunluğun yok oluşumdur benim, yok olmak değil de korkum...
Sen es yine. Gel gece yarıları.
Bir an tutamadan mavisini göğün, yıldızları atamadan denizlere öleceğim diye,
korkuyorum.
Es bu gece, her gece, es yine,
Ege anne!
Ben ölümü bile unuturum...
2015-Nuray KAÇAN
"Kanatlarını kaybetmesine rağmen hala uçmayı isteyen kocaman yüreklere..."
İZMİR
YORUMLAR
Yine mi?
Yine mi diyeceksin kendi kendine?
Kelimesinden tut noktasına kadar harikaydı.Senin yazılarında noktaya bile onlarca anlam yukluyorum.Çünkü aklın da kalbin de inanılmaz güzellikler sunuyor sana.Ve sen bunu gerçekten çok iyi kullanıyorsun.Kelime oyunları,başlangıçlar,finaller...
Sen sihri güçlü bir kalem olmanın yanında,harika bir insansın da
Kalemine sağlık,sana ömür.
sevgim ve saygımla Nuray Kaçan:)
İyiym Ege anne!
Hala bir yarın var avuç içlerimde.
Durgunluğun yok oluşumdur benim, yok olmak değil de korkum...
Sen es yine. Gel gece yarıları.
Bir an tutamadan mavisini göğün, yıldızları atamadan denizlere öleceğim diye,
korkuyorum.
Es bu gece, her gece, es yine,
Ege anne!
Ben ölümü bile unuturum...
Harikaydı. Özellikle final daha da müthişti. Tebrik ediyorum Nuray Hanım. Saygıyla.
Beyaz bir nefesi siyah bir yüz üzerinde hissettirmek,acı bir çığlığı kahkahalarla düşürmek,yazmak !
Bir veda ,uyuşuk bir bedenin ruhuna sanki...Boğulduğumuz anlara, zamanı şahit tuttuğumuzda başını eğen bir gün,utanan bir güneş ve son vedasını dilinden düşürmeye çalışan dilimiz !
ve
Üç düğüm, üç işaret, üç günlük bir hayatın sarhoşu biz. Sonsuz bir bağlanmanın soysuz işkencesi yine giz. Giz düşünce, o kadar büyük ki ( sis ) ! Kaybolmak, ölüme rağmen ! Mavinin sarhoşluğu bu ! Sis benim içimde ki, ömürsüz duygulara kanat çırpan kelebek !
Aşk sarhoş, aldanmışlık bin kez ! Bir nefes kadar kısa aşk . Zaman ,yığınla çocuk büyütüyor.
Ölüm ,sus...,! diyorum. Oysa ne güzel gülüyorsun. Düğüm atmak için sana mi, şimşek göz kırpıyor ?
Uyan ! Uyanan insan,uyanan duygular. Koca bir ateş etrafında, koca bir hay yangını. Koca bir düğüm uğruna.
Kül ! O kadar çok ki... İnsan ruhunu yakıyormuş. Yıkan, yıkan ! Tanrı âşk, aşk insanı bekliyor (muş).
saygılar,sevgiler