- 542 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HAZÎRAN MİSÂFİRLERİ. HİKÂYE.
Düşünebilir misiniz? Dükkân içinde bir bölme. Kapsını açtığınızda karşılaşacağınız şey; bir aile!
Leğen içine kırpılmış gazete kâğıtları ve içinde, bir anne!
Baktığınızda size sevgi gösteren; seni seviyorum! Ancak, bana ve yavrularıma zarar verme diye bakınan bir ana. Lüzumsuzlar dışarı! demeyen sevgi gönlü ile karşılar; kapıyı açan her gönüle.
Sevmektir o’nun işi. Sevgiden değil mi çileleri?... bâzen bir, bâzen dört doğurur.
İşte, size anlatacağım bu; Piliçkız ve dördüzleri… iki kız ve iki erkek. Kızlar; alacalı ve tekir renkli, erkeklerin ikisi de kül rengi.
Piliçkız’ın gönül dili ile:
“Allah’ım, çok şükür… yiyeceklerim de var, tâze sütüm de. Sevenim mi? Kadir baba! Kâh kızdığı olur; ençok, o sever yâr olur canıma. Kızıp- tırmaladığım da olur. O’nun kızgınlığı, her Karadenizli gibi tez söner.
Daha ilk doğurumumdan bile kendini, sorumlu tutar.
Bütün ömrümce o’nu tanıdım. Aralıksız ve gönülden sevgisini tattım.
Beklettiği de oldu beni, soğuk kış günlerinde.
Kalp kırdığını fark ettiğinde yine o’nun kucağında ısında yüreğim.
Söz, ne ki; yazıyor gûyâ, yazamaz bilirim; gönlündekini…
Sâdece, ben hissederim; ancak, dilim’le anlatamam. O, beni severken ters takla dönerim sevincimden leğenin gazeteli zemîninde.
Yavrular bir yana ben bir yana dağılırız. Haşere ilâcımı serper tüylerimin arasına. Yaralandığımda pansumancıdır. Bir yerim, zedelenip ağrıdığında canı sızlar. Yüzünden okurum. Yavrularımın her birinin yok oluşunda yüreğinin yağları erir- erir. Yüzü gülmez. Yaslıdır, benden daha az!
Bu, beşinci defâ doğurduğum yavrularım. Üç yıllık hikâyesidir;Kadir Yeter’in… iki kere başımı okşadı; tamam, dedim… Buldum… buldum; güvenebileceğim birini! Pek gönlü yoktu bakmaya; içinden geçenleri bir- bir okudum.
Çiçek bitkileri, kendilerini sevenleri; çiçek açarak, kendine bağlar ya. Ben de kâh; yılda-bir, ancak; iki yılımda çift meyve verdim; üç yılda beş doğurdum. Kadir baba! Bir haftadır beni loğusa yatağıma yatırıp- kaldırıyordu. Bilinen o yerde. Bir sabah geldi ki; kucağım yavru dolu. Önce, kahkaha atarak ve iki yavru beklerken dört yavru ile karşılaşmanın şaşkınlığını bastırdıktan sonra, sorumluluğunun arttığını düşünerek yeni bir perde açtı hayâtına… hayâtıma… hayâtımıza.”
Hoş geldiniz yavrucuklar... hoş geldiniz, çileli hayâta!...
Dört, çarpı- dört (4x4): Merhabâ.
Okuyucularıma; Saygılarımla.
Kadir Yeter. TRABZON.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.