Muhittin Mütemadiyen -Oyun- II-
(Muyittin, Mustafa)
I. Perde
Sahne -II-
-Bir karakola düşmemiştim Muyittin Abi sağ ol yani. Sayende onun da tadını tattım.
-Nasılmış Mustafa? Beğendin mi bari, yürü hadi yürü de daha geç olmadan evimize gidelim.
-Gidelim gidelim kim bilir Nalan haber alamayınca nasıl merak etmiştir.
-Arasaydın ya, cebinde telefonun yok sanki.
-Ya Muyittin Abi, senin kargaları aramaktan kontür kaldı da sanki.
-Ne kargası be, onlar martı bi kere. Allahın beyaz kuşları ne zamandır kara oldu da haberim yok.
-Hee, ben de ne zamandır habersizim onların cep telefonlarının olduğundan Muyittin Abi. Komseri de kandırdık ya.
Karşıma kadının biri çıktı, bi ağz... etmediği kaldı. Bakkalmış meğerse.
-Sende ona göre konuşsaydın.
-Ne konuşacaktım Komserin yanında, çilekli kek mi istiyecektim? Normal konuştum, konuşmam gerektiği gibi işte.
"Abla, hazır mı martı Muyittin Abim geliyor da." dedim.
-O ne dedi?
-Zaten martıyı ilk karga yapan da o oldu.
-Bak sen. Ne suçu varmış benim martılarımın, hain kadın. Deseydin ya ona yanlışlıkla aradık diye.
-Diyemedim Abi diyemedim, beni savcılığa vereceğini söyleyip durdu.
-Versin sıkıysa.
Hatta, hatta benim posta numaramı da savcılığa versin.
-Ne numarası Muyittin Abi? Hayırdır sen hiç posta numarasından bahsetmedin şimdiye kadar.
-Eee, Mustafa herkese her şeyden bahsetseydim... Çek şu otomobili Aksaray Postanesine bakalım.
-Çekiyorum Abi.
-Sonra da seninle Yenikapı’da bir çay içelim ne dersin? Simitler benden, çaylar senden olur mu?
-Senden simit ha, zehirlenmeyiz değil mi Abi? Tamam çaylar benden.
-Dilin tutulsun Mustafa e mi?
*
-İşte bu posta kutusu .. Numaralı. Yıllardır bu posta kutusuna mektup atarım. Sonra da mektupların içinde ne yazılıysa... Elime simit alır, doğru Yenikapı ve martılar. Bakkal kadın anlamaz ama Martılar iyi anlar.
-Hadi ya Muyittin Abi.
Zırrr... Telefon çalar...
-Bizim hanım arıyor, açmam merak etme sen. Hatta kapatırım. Şu an Yenikapı’daki Martı seslerinden başka hiç bir şey duymak istemiyorum.
-Ya mektuplarım?
-Onlar başka ya Muyittin Abi.
öyküsatıcısı/Davi 2015
Not:Tescillidir, izinsiz kullanılamaz.
YORUMLAR
Sahne değişti. ...karakol sahnesinde sürüp bitecek sandıydım oysa...sahne sayısı oyunun sahneye konulmasını kısıtlar. Bir iki dekorla oluşturulan tek sahneli oyunlar makbul artık...Tiyatro getirisi olan bir sanat dalı değil, o nedenle götürüsünü çok düşük tutmak gerekiyor. Bunun için oyun içinde dekor değişikliğinden, kostüm çeşitliğinden, ışık, vs. teknik masraflardan mümkün olduğunca kaçınmak gerekiyor. Ayrıca kuru gevezelikle espri üretilemeyeceğine göre kısa, çarpıcı cümlelerle çarpıcı esprişler yakalamak gerekiyor:...Bu açıklamamdan da anlaşılacağı üzere oyun yazarlığı diğer konularda yazmaktan çok daha zordur. BUNUNLA BERABER USTA YAZARIN BU ZORLUĞUN ALTINDAN KOLAYCA KALKMAKTA OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ. TEBRİKLER. SAYGIYLA
Davidoff
Şu an piyasayı ilgilendiren önemli bir oyun senaryosu yazmakla meşgulüm kemnur.
Fakat buraya değil, tiyatro sahnesine hazırlamak için yazıyorum.
Hayırlısı ile bitsin, o zaman yazılarıma daha detaylı eğileceğim.
Muyittin'in sahnesine gelince:
Artık aynı perdeyi ikiye, hatta üçe de bölüp oyun çıkardığımız oluyor.
Maksat; az masrafla çok görsellik olsun.
Teşekkür ederim.
İlk bölümünü okumamıştım, okuyacağım.
Kısacık bölümde bile çok şeyler vardı...
Saygılar...
Davidoff
Teşekkür ederim Sn. Yazarım.
Şunu söylemek isterim,
oyunlarımda okurları sıkmamak adına kişilerin isimlerini bilerek karşılarına yazmıyorum.
Yoksa alt alta yazı çok uzun bir metin dokümanı haline geliyor.
Bölsem dahi, yine okuru sıkabiliyor.
Yine de şunu anladım ki, bizim insanımız gerçek bir "tiyatro düşmanı" ama iyi bir tv.kolik.
Yazık diyorum üzülerek. Bugün kaç kişiye hangi sahnede, hangi oyun oynuyor diye sorsak acaba kaçı bilir ama, o kişilere hangi kanalda hangi dizi oynuyor desek :)))
Turgay COŞKUN
Tiyatro da buna keza...
Çok çok haklısınız arkadaşım...
Dizilerin saatlerini bırakın bir yana; "Kim kiminle, kimin kuzeni kimle beraber vs" bunlar bile biliniyor artık ... :)
Davidoff
İlgilenmemekle, örnek olmalıyız.
Yeniden teşekkür ederim efendim. Sağ olun.
Merhaba Sevgili "Davidoff";
Kargalar ile martılar demek karıştı birbirine. İkisi de nasılsa ar ile başlayıp ar ile bitmiyor mu? O değil de insan da biraz ar olur ya! Karga ile martı karışır mı birbirine değil mi?
Bu biraz Kemal Sunal'ın "Gerzek Şaban" filminde Esin Eser ile patronun hanımının birbirine karışmasına benzemiş gibi. Esmer olan mı Esin Eser yoksa sarışın olan Esin Esmer miydi yahu derken patronun karısı afedersiniz eşekten düşmüş karpuza döner hani. Asıl ilginci insan mantıkla bile baksa karıştırmaz. Aktris Esin Eser patronun yanında otursun, patronun karısı orta da bir sandalye de tek başına kırıtsın, olacak şey mi be kardeşim. İnsan bu kadar mı şaşkoloz olur?
Tabi Kemal Sunal'ı rahmetle anarken, size de Rabbimden sağlık ve huzur dolu ömürler dilerim hocam.
Saygı ve selamlarımla...
Davidoff
Bilmem oyunun 1. Bölümünü okudunuz mu Levent Bey, yazmış olduğum yazı tamamen gerçek bir hayattan alıntıdır.
Yaşamış olduğumuz güncel hayatta bilmeden
her gün kaç şaşkaloz insanla karşılaştığımızı biliyor muyuz acaba?
Kemal Sunal'ın filmleri de onlara örnek değil miydi ki?
ar: yorumunuz için, Teşekkürler.
levent taner
İstemeden sürç-ü lisan etti isem affola.
Her iki bölümü de çok beğendim. Ancak biraz latife yapayım dedim. Kargalar ile martılar arasında ki kafiyeden yararlanırken ölçüyü kaçırdım mı acep?
Bilakis günlük hayattaki olası hatalar konusunda iğneyi kendime çuvaldızı başkasına da batırırım.
Burada öyküleriniz kadar güzel oyununuzun içerdiği mizahi ögeleri taçlandırmak istedim.
Ancak görünen o ki; Ölçüyü biraz kaçırdım sanırım.
Sayfanın en güzel yürekli insanlarından bir değerli hanımefendiye
Saygı ve selamlarımı sunuyorum.