AŞAĞILIK DUYGUSU...
Davranış biçimlerinin çoğu aşağılık duygusundan kaynaklanan; çağımızda sosyoekonomik, sosyokültürel ve psikososyal bağlamda vahâmet arz eden başlıca insan gruplarını, sizlere, bir eğitimci gözüyle kısa analitik yaklaşımlarla ve özgün bir perspektiften sunmaya çalışacağım.
Önce, bazı terimlere göz atalım:
Inferior ‘Lat.’: Alt, aşağı, altta.
Complex: Şuur altında daimî baskı altında tutulan, fakat kişinin davranışlarını büyük ölçüde etkileyen fikir veya duygu.
Inferiority Complex: Şuur altında beliren, kişinin kendisini başkalarından aşağı görme; aşağılık kompleksi.
Superiority Complex: Kişinin kendisini diğer kimselerden üstün görmesiyle belirgin ruhsal durum; üstünlük kompleksi.
Fransızca menşeli iki tıp terimi ise;
Semptom: Özel bir bozukluğu belirleyen, teşhisi ‘tanı’ kolaylaştıran bulgu, belirti, araz.
Sendrom: Özel bir bozukluğu belirleyen, bir arada görülen, teşhisi kolaylaştıran bulgu ve belirtilerin tümü.
Bazen aşağıdaki bir tek grubun davranış biçimini ‘semptom’, bazen de birkaç gruba özgü davranış biçimlerini ‘sendrom’ gözlemleyebiliriz.
Determinist ‘sebep-sonuç’ işteşlik dengesi bazında aşağılık duygusuna, tüm yansıma ve türevleri dahil, bağlı olarak gözlemlenebilen başlıca insan grupları:
1.Açlar:
a.Karınları aç: ‘İhtiyacı: aş’ Yemek içmek, yaşamak için zarurî fizyolojik bir ihtiyaçtır. Karnı doymayanın yüzü güler mu? Herkes kendi rızkını yer içer.
b.Beyinleri aç: ‘İhtiyacı: bilgi’ Güçlü olan, bilgilerle donanmış beyindir. Kalem kılıçtan keskindir. Değil mi ki ’çalıda gül bitmez, cahile söz yetmez’.
c.Aç gözlüler: ‘İhtiyacı: iman’ Doymazlık ve hırs sağlığı bozar. Kanaat gibi devlet olmaz, yani elindekiler ile yetinmesini bilen kimse sıkıntı çekmez.
2.İyeliksizler: Madden ve mânen yitireceği bir şeyi bulunmayanlarda iyelik ‘mülkiyet, sahiplilik’ duygusu pek gelişmemiştir. Hiç kimse her şeye sahip olarak dünyaya gelmez. Varlık gökten zembille inmez.
3.Klinik vak’alar: Düşünme yoksunları bu gruba girer. Allah, aklımızı hıfzetsin. Akıl kişiye en büyük sermayedir. Küfredenler de bu gruba girerler, öyle ki küfredebilmek için alkol veya uyuşturucu alarak yüreksizliklerini gizlerler...
4.Çokbilmişler: Her şeyi bildiğini sanmak büyük gaflettir. Çok bilen çok yanılır. Bin bilsen de bir bilene sor. Zaten memleket, herkesin her şeyi bilmesinden çekmiyor mu?
5.Övüngenler ve çenesi düşükler: Varlığıyla övünen darlığında dövünür. Leyleğin ömrü lâklak ile geçermiş. Üslûbu beyan aynıyla insandır.
6.Herkese hısım/akraba çıkma özürlüler: İnsan, kendine yetmeli, ille de ona buna yakın çıkmak zorunda mısın? Bırak başkaları seninle onurlansın, gururlansın.
7.Özentililer ve sonradan görmüşler: Asil azmaz, bal kokmaz. Zengin kesesini, züğürt dizini döver. Sonradan görmüşler şov yapmaya bayılırlar...
8.Aşırı meraklılar: Kendinden ve yaptıklarından emin olmayan insanlar başkalarını hep merak eder ve hemen her şeye burunlarını sokarlar...
9.Yüksek sesle konuşanlar: Korkularını/ürküntülerini gizlemek ve ilgi odağı olmak başlıca amaçlarıdır. Cep telefonuyla bağırarak konuşanlar da bu gruba girerler.
10.Megalomanlar: ‘Fr. Mégalomanie: tıp Büyüklük hastalığı.’ Kendilerini madden ve mânen üstün, büyük, güçlü, başarılı, güzel, ...gören ’fodullar’. Bu gruba girenler pek ’akıllı’ geçinerek kendilerini etkin ve yetkin sanırlar...
, ...
Aşağılık duygusu ‘psikol.’: Kişinin gerçeklere uyan veya uymayan sebeplerle benliğini başkalarıyla karşılaştırarak yetersiz ve küçük görmesi olup, eksiklik duygusu, aşağılık kompleksi ya da aşağılık duygusu olarak da bilinir.
Kişinin kendinin, bedeninin ve işlevlerinin eksik ve yetersiz olduğuna ilişkin duygusu. Kısmen ya da tümüyle bilinçdışı olabilir. Terim özellikle ilk psikanalistlerden Alfred Adler’in izleyicileri tarafından kullanılmaktadır. Adler, bedensel eksiklikleri olan kişilerin durumunu organ eksikliği kavramı içinde ele almış, yetersizliği nedeniyle kişilerin aşağılık duygusu içinde bağımlı, boyun eğici davranışlar gösterdiğini öne sürmüştür. Ona göre önemli başarılar, toplum dışı davranışlar ve kişiliğin öteki kalıcı yönleri, kişinin eksiklik duygusunu yenme güdüsüne bağlanabilir.
Bu kavram, eksiklik duygusunun yanı sıra, onunla ilintili düşünce ve davranış kalıplarını kapsamak üzere, ‘aşağılık kompleksi’ olarak kullanılmıştır. Ama aşağılık kompleksi terimi günlük konuşmalarda gerçek anlamından saptırılarak yanlış kullanılmış, gittikçe anlamını yitirmiştir; kısa boylu birinin herhangi bir konuda hırslı olmasının aşağılık kompleksiyle açıklanıvermesi bu tür kullanıma bir örnektir.
Benliğini küçüklük ‘aşağılık’ duygusu kaplayanlar çevresindeki insanlara ve olup bitenlere, kısaca herkese ve her şeye duyarsız kalırlar. Bencillik ve kıskançlık bu kişileri karamsar, mutsuz ve yıkıcı yapar. Bunlar sosyal yaşantılarında kendilerini toplumdan tecrit ederler.
Büyüklük ‘üstünlük’ duygusu ise, eksiklik ‘aşağılık’ duygusunun değişken bir yansıması olup, özde ’olumsuz ruhsal durum’ olarak yorumlanır. Özellikle kendisine yetmeyen, var’la yetinmeyen insanlar zamanla ’haddini bilmez’ hâle gelirler. Bunun da ötesinde agresif ‘hırçın, saldırgan’, sinsi ve sadist tavırlar sergilemekten hiç kaçınmazlar. Hatta bazen hırstan çılgına dönerek kendilerine bile eziyet ederler, ’mazoşizm’.
Bütün diğer duygular gibi aşağılık duygusunun da ortaya çıkması, şekli ve boyutu; kişinin yetiştiği çevre, ortamın hijyen koşulları, yetişme tarzı, aldığı eğitim, yaşadığı olaylar ve ruhsal yapısıyla çok yakından alâkalıdır.
Her şeyden önce; en büyük gücün ’irade, iman ve sabır’, en büyük hazinenin ’bilgi’ ve en büyük varlığın ’sağlık’ olduğunu yürekten benimseyelim; hem fiziksel, hem de tinsel sağlığımızı koruyalım.
"Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi,
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi..."
‘Kanuni Sultan Süleyman’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.