- 464 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yalnızlığa Arştan Sökülerek Gelen Yolcu-2.Bölüm.
Hani bir gün gelir hiç beklemediğin bir gündür o gün, birisi gelir gönül eliyle sana elini uzatır tutar sımsıkı sana sarılır, bu sarılma ile buz tutan bedenin bir anda ısıtır sana gülümser sende gülümsersin hayata, sımsıkı sarılırsınız hayata, işte o anda hayat sizinle gurur duyar, hayatın gözlerinde birkaç damla yaş süzülür yüreğinize, işte o birkaç damla yaşa hayatın sevincidir yüreğinize coşku olan, sığmayan sizi mutlu eden. Hayat bu yarının ne olacağını ancak ve ancak Allah(C.C.) bilir. Kula yaşamak düşer sabırla, beklemek düşer umutla. Bütün sıkıntılara derman merhem ise Yüce Rahmandan dua ile istemek, acizliğini bilerek istemektir.
Durmuş ölüm yorgunluğundaki yorgun bedeni ile yumuşacık yatağa uzandı ve gözlerini yumarak uykuya daldı.
Gülümser sessizce oğluna.
-Nur yüzlüm az sessiz ol durmuş beyi rahatsız etme, uyusun dinlensin. Ben mutfaktayım, bir şey olursa bana haber ver.
-Tamam, annem sen merak etme, bir kelebek gibi sessiz olacağım.
Gülümser oğluna sarılarak anlından öptü ve mutfağa geçti.
Biraz sonra Dumrul mutfağa geçti.
-Annem sana bir şey soracağım dün verdiğin kitapta okudum: “Uykusuna nefsine arzusuna ram olanlar yarına yürüyemezler” diye yazıyordu. Ben anlayamadım, bana açıklar mısın annem?
Gülümser bulaşıktan elini çekti, elini kuruladıktan sonra.
-Nur yüzlüm, çok güzel bir soru anlamaman da normal daha küçüksün, sana açıklayayım, şimdi uykusuna nefsine arzularına boyun büken yani ram olan, sadece yolda kalır yolda yürüse bile sadece kendi isteklerine çare olur, diğer insanları düşünmez bencil bir insan olur. O nedenle her zaman ayakta ”kıyamda” dimdik, kendin için değil herkes için istediğini kendin içinde istemelisin nur yüzlüm.
-Anladım annem, teşekkürler ederim. Akşam için durmuş bey için az bahçede yer elması toplayabilir miyim annem?
-Tabi nur yüzlüm, ama çabuk ol fazla dışarıda durma.
-Tamam annem.
Akşam ezanı ufukta okunurken gülümser mutfaktan çıktı. Durmuş bir çocuk saflığında hala uyuyordu. Akşam namazı için gülümser abdestini tazeledi, yan odaya geçerek akşam namazını eda etmek için Rahmanın huzuruna vardı. Tekbirini aldı namaza başladı. Merhamet kokar namazda, aşk kokar, gül gibi kokan Resul kokar namazda. Varmanın, varmak için yola çıkmanın güzelliği kokar namazda, kavuşmanın huzurunda olmanın kokusu siner namazla odaya namazı kılanın tenine. Rahmana yönelerek yolsuz yollara yol bulmak yürümektir gönüllere dua dua namazda. Sen susarsın gönlün konuşur Rahman seni dinler namazda.
Durmuş uyandığında çok çok rahatlamış buldu kendini, etrafına baktı kimseler yoktu. Yan odaya baktı gülümser namaz kılıyordu, sessizce divana geçti oturdu.
İçinde fısıldayan çığlık karamsarlık sanki yok olmuştu. Bedeninde tatlı bir huzur vardı. Buraya uğramadan önce sanki etrafında tipi esiyordu, görünmüyordu yürüdüğü yolun dibi. Yola çıktığına pişman gibiydi, tıpkı çocuklar gibi birisi dokunsa ağlayacak gibiydi. Sevdiğim beni anlamadı terk etti gitti bıraktı, beni kederle gamla diye düşünürken, sevdiğini peşini bırakıp yola çıktığına çok pişmandı, oysa şimdi bu kederden hiçbir şey kalmamış, yüreğinde sevinç huzur vardı.
Gülümser içeriye akşam namazını eda edip girdiğinde, durmuşu uyanmış olduğunu görünce, gülümseyerek.
-Rahat uyuyabildiniz mi?
-Evet, çok güzel uyudum, sanki ilk defa uykunun bağrında uyumuş gibiyim!
-Ölü beden, ölüm kokan yatakta yatınca rahat etmez, gül kokan bir buselerin havasını teneffüs edince insan böylesine huzurla yatar ve kalkar.
-Bak bu konuda çok haklısınız, buralarda ne arıyorsunuz diye bana sormuştunuz ya, ben sevdiğimi sandığım sevgilinin gözlerinde gönlünde kendimi bulamadım, kaybolan beni yani kendimi arıyordum.
Sokaklardayım yine bugün sokak çok ıssız
Aradığım ise ben kendimi ben ararım
Sormayın kaybettin de kendin nasıl sızısız
Aşkın narına yandım yâri kendimde bulmam
Ben kendimi ararım gurbet sokaklarında
Gezerim işte böyle ben gurbet yollarında
Aradığım bulmadım yârin ben kollarında
Gönlün zoruna gider çıktım o an yanında
Aşkın narına yandım yâri kendimde bulmam
Ben kendimi ararım gurbet sokaklarında
Benimdir dedim çıktım yola bu alın yazım
Gurbet sokaklarında çaldığım gönül sazım
Neyleyim nazlı yâre geçmedi benim nazım
Aşkın narına yandım yâri kendimde bulmam
Ben kendimi ararım gurbet sokaklarında
Kar tipi yağar her gün benim dertli başımda
Dedim yar durayım az senin sağ yamacında
Dedi ben ölürsem sen durursun başucumda
Aşkın narına yandım yâri kendimde bulmam
Ben kendimi ararım gurbet sokaklarında
Kul Mehmet’im dedim yar az gölgende durayım
Gül yüzüne bakayım seni senden sorayım
Konuşmasan da ayda bir boyuna bakayım
Olamaz dedi güldü saldı gurbet ellere
Aşkın narına yandım yâri kendimde bulmam
Ben kendimi ararım gurbet sokaklarında
Gülümser
-Çok güzel anlatınız gönül halinizi, şairsiniz galiba?
-Biraz karalıyorum kendi halimde.
Gülümser.
Sen gel bu sensizliğin çaresizliğini yor
Aşk yüreğimde yanan bir alevden sönmez kor
Bu çareyi ey gönlüm sen gel şimdi kimde sor
İstediğin kadar yan gören Rahman’sa kolay
Aşk kalemimle seni şiirlere yazdığım
Seni nakış nakış bu gönlüme kazıdığım
Sensiz bendim hep yalnız geceler ağladığım
İstediğin kadar yan gören Rahman’sa kolay
Aşk ile yaşadığım değildir dertler yükü
Yazdığım ise benim aşka dair bir türkü
Sen ister dinle ister dinleme budur ülkü
İstediğin kadar yan gören Rahman’sa kolay
Aşkın peşine düş sen sarmakla onu doyur
Aşk sen terk edince o sanma tatlıca uyur
Aşk altındır unutma atılmaz ona çamur
İstediğin kadar yan gören Rahman’sa kolay
Kul Mehmet aşk isminle hep türküler söyleyen
Gelmediğinde gece hasretinle özleyen
Sinemde çocuk gibi saran ninni söyleyen
İstediğin kadar yan gören Rahman’sa kolay
Durmuş
-Siz benden de daha güzel ifade ettiniz, işte siz şairsiniz! Bir şey söyleyeceğim size, sizden özür dilerek.
-Buyurun.
-Galiba ben kaybettiğim kendimi buldum, burada sizin gözlerinizde gönlünüzde.
Gülümser hafiften gülümsedi.
-Aşk insanın gönlüne düşer, diline, bakışlarına düşer karanlık geceye doğan ay gibi, sabah doğan güneş gibi. Gönlün kırık kanatları bir anda iyileşir, güvercin kanatları gibi gönlün kanatları açılır uçurur seni götürür aşkın vadilerine, lakin orada sevdiğin seni beklemiyorsa arayıp da bulamıyorsan yakar yüreğini kor alev, diyar diyar gezdirir ta ki sevdiğini bulana kadar, gönlündeki aşkı alıp gönlüne alana kadar. Aşk, önce sevdiğinin gönlüne konar onun gamzesi varsa gamzesinde çiçekler gülücükler açtırır, gözlerinde bahar çiçeklerinden çiçekler açtırır bakınca görürsün, hissedersiniz.
-Aşkımın alnında öptünüz, sinemde yanan alevi söndürdünüz. Umarım böylesine açık konuştuğum için beni yanlış anlamazsınız?
-Aşk yanlış anlaşılmaz, aşk gönlün duasıdır, Rahmanın gönlümüze bıraktırdığı nurdan misafiridir. Ben o misafiri senden alıp gönlümde, birlikte gönlümüz de birlikte misafir etmeye hazırım.
Mehmet Aluç
Devamı gelecek İnşALLAH
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.