OKUL SIRALARI( ELEŞTİRİ TAHTASI)
OKUL SIRALARI ( ELEŞTİRİ TAHTASI)
Birazdan aşağıdaki metinde okuyacağınız tüm tümceler gerçek bir hayatın ürünü olup milyonlarca kişiyi sarıp sarmalayan bir ateş çemberinin ta kendisidir. Atalarımızın ( Hun, Göktürk, Uygur,Karahanlı, Selçuklu, Osmanlı vb… ) eksiklikleriyle sürekli gündeme gelen bir sürü eleştiri okları mevcuttur. Peki onların küllerinden filizlenip onların bir zaman eriştiği yüksek medeniyete ulaşmaya çalışan Türkiye’nin eğitim seferberliği ne durumda.?
Biliyoruz ki ülkemizde her yıl eğitim adına çeşitli platformlarda bilgiler verilmekte ve çeşitli projelerle eğitime kan verilmeye çalışılmaktadır. nitekim kardelen, fatih projesi bunlardan birkaçıdır. Sözüm eğitimin sadece erkeklere verilmesi veya eğitimde teknoloji karşıtlığı değildir. Sözüm fiziksel anlamda kendini bir bütün olarak gerçekleştirmeye çalışan fakat kendi ruh sağlığını ve kendi öz benliğini tam olarak kavrayamayan bir gençlik ve ezbere felsefenin yapıldığı eğitim yuvalarınadır. gelişen teknoloji ne anlamda olursa olsun insanların ilk olarak temelden bilinçlendirilmesi gerekli olduğunu söylemeye gerek yoktur sanırım. Biliyoruz ki bu ülke dogmatik bilgilere rest çekmiş ve akıl – bilimi ön plana almıştır. Nitekim bunun için çeşitli köy enstitüleri gibi uygulamaya dayalı eğitim kurumları açmıştır. yine bu amaçla eğitim kurumlarında ders vermek için yetiştirilecek kişiler yaşama yakın eğitim bilgileriyle donatılmış ve ihtiyaca göre dağıtım yapılmıştır. Tabi ki her şey bir anda olmamış zamana dağılmıştır.
Günümüz Türkiye’sinde ise bilgiler halihazırda verilmekte ve bunların dışına çıkılması kesin çizgilerle belirlenmiştir.atalarımızın dogmatik bilgilere karşı açmış olduğu savaş bir nevi kendi torunları tarafından bozguna uğratılmıştır. Nitekim çoğu eğitim kurumunda verilen eğitim gerçek yaşamla örtüşmemekte veya zıt kutuplara hitap etmektedir. temelde başlayan eğitim yanlışlığı üniversitelerde verilen eğitimin yanlışlığının bir yansıması olup aynı zamanda devletin büyük bir eğitim kaosu içinde olduğunun da birebir göstergesidir. Ülkenin sınırları içinde olup öğretmenlerin uğrak yeri olmayan bir çok okul olduğu gibi aynı yerde norm fazlası eğitimcilerin olduğu yerler de apaçık ortadadır. Bu durum karşısında bir yerde verilen eğitim en üst düzeydeyken diğerinde verilen eğitim yerin dibindedir. Devlet bu duruma çözüm bulmak için ücretli kölelik anlayışına sığınıp kendini temize çıkarmak istesede ortaçağın karanlık dünyasını andıran bir görüntü vermekten öteye gidememiştir. Aynı zamanda devlet kendi yasaları ile çelişmiş bir ikilem içindedir. Nitekim yasalar gereği asgari ücretin altında işçi çalıştırmak yasak olup aynı işçilerin sağlık sigortalarını tam yatırmakla sorumluyken devlet bu ücretli kölelik sistemin eksik ücret ve eksik sigorta sistemini uygulamıştır. Ve bu durumda verilen eğitimin aynı veya yüksek kalitede olmasını beklemektedir.
Bu sistemde eğitim almış ve bu sistemin kirli yollarından iz sürmüş, eksik bilgilerle donanmış bir sesin birkaç cümlesine yer verelim…
Küçük bir dünyada yaşar bu beden. yol yok derecede , kar incedir tepemde.uğrak yer aslında çıkar yoktur nabzında.eskimeye yüz tutan duvarların içine sızmış kör bilgiler.ve birkaç öğretmen muallimlik dansında. Eğitim yan yatmış iskele çürük. Temeli çürük harçlarla bezenmiş dört bir yanım. üst katlar suvaksız akıtıyor her yanım. ince tellerle çevrilmiş eğitim ve benim sivri ağzım.eğitim sahasında üstü açık torpilhane. Dumansız da olsa kirlenmiş kalemlerle. Söz kısa yaşam sakin saygı denilen melun vahim. ey! yaşamın temel taşları verin bana bugünden yarınlarımı. yok etmeyin nefsi duygular peşinde koşarken bilme aşık duygularımı.
Ellerime kusurlu prangası, dillerime cahillik damgası vurmayın.artık çıkarın bedenimi kirli hava sahasında.bedenim, beynim ve hayallerimle kucaklaşmama izin verin. Ben yok edilecek bir nefer değilim; EĞİTİMİMİ düzgün verin.’’
Yazdım, çizdim, karaladım.
Ahmak zaman için ben de oyalandım.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.