- 561 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GELİN VE DAMAT
Evgin Atalay
"Durmuş ve Gül’ün bu mutlu günlerini onlarla paylaştığınız için çok teşekkür ederim" ,dedi.
Başlamıştı konuşmaya sunucu. Cümlelerini de baya uzun tutuyordu. Sıkılmıştı herkes, bitse de gitsek havasına girmişti. Oysa daha yeni başlamıştı düğün.
Gelinle damat romantik dans müziği, kapatılmış ışıklar eşliğinde ve mumlarla süslenmiş sevgi tünelinden geçerek salona girdiler. Sonra dans pistine doğru ilerleyip dans etmeye başladılar. Bütün gözler gelinle damat üzerindeydi.
Damat gelinden uzundu. Fakat arada fazla boy farkı yoktu gelinde kısa sayılmazdı. Damat ince uzun, gelin, balıketliydi kafası da damadın omzuna geliyordu. Çenesi konuştuğu yâda güldüğünde daha uzun görünüyordu. Dişleri birbirleriyle kavgalı gibilerdi. Yaşı da damattan büyük gibiydi. Davetliler,
"erken yaşlanır bu",demişlerdi.
Damadın annesi bu durumdan pek memnun gözükmüyordu. Suratı asıktı sanki oğlu tehditle evlenmişti.
Düğün pastası kesildi ve takı töreni başlamıştı. Önce gelinle damadın en yakınları sonra konu komşu, en sonda da damadın geline hediyesi. Nevzat hanım gelinine bir burma bilezik takmıştı takarken yüzünü ekşitti bir ara fotoğrafçıya poz verirken fark edilmiş olacaktı ki gülümsemesini ısrarla istemişti fotoğrafçı. Önceden taktıkları bilezikleri istemişti gelinden Nevzat Hanım. Düğün de tekrar takmak için, vermeyince de gelinin anlaşması zor biri olduğunun kanaatine varmıştı. Gelininin ve annesinin dedikodusunu yapıyorlardı kardeşiyle,
"Kızın kime çektiği belli, arka alıyor anasından. Gördün dimi nasıl dik başlı kuyruğuna bastığında nasıl çemkiriyor oysa bir şey de demedim ha. Parayla altınları ayrı yerlere koyalım çantada",dedi.
"Evet, evet, bu böyle olmaz abla, madem beraber oturacaksınız senin kurallarına uymak zorunda, oğluna söyle konuşsun kızla",diye cevap verdi ablasına.
"Doğru söylüyorsun bu şimdi böyle, eve gidince dişlerimizi saydırır valla ama sen dur ben bunların hiç birini onun yanına bırakmayacağım"
Nevzat hanım, sonra kocasına döndü, tam anlatıyordu ki ona bakan bir çift göz fark etti, hemen yüz ifadesini yumuşatıp gülümsemeye başladı. Süleyman Bey, Nevzat hanımın yanına yaklaşırken ki tavrını tanıyordu. Nişan döneminde de böyleydi, daha bir kaç gün öncesine kadar da. Ses çıkarmadı söylemesini bekliyordu.
Aslında bu kızı Nevzat Hanım hiç istememişti başından beri. Oğluna dinletememişti. Süleyman Bey oldum olası karışmazdı,
"oğlum mutluysa bende mutluyum sonuçta ben yaşamayacağım o yaşayacak",demişti.
Nevzat hanımı Süleyman beyin rahat hareketleri sinir etmişti. Ona bakan gözlere tebessümle selam verip eşine doğru dönüp anlatmaya başlamıştı.
"Hani bilezik istemiştim ya kızdan, düğünde tekrardan takmak için vermemişti",dedi.
"Evet, ama Durmuş istemiş ona vermiş, şimdi ne oldu"
"Ne olsun kızın anası odada benle tartıştı, yok işte siz bunu almadınız kızıma yok siz şöyle yaptınız. Hemen anasına yetiştirmiş, nişanda takılan bileziği aldığımızı..."
"Eee! Söyler anası değil mi?"
"Oy o anası var ya o anası"
"Aman ya!",dedi Süleyman bey.
Gelinin babası içmiş, sallanıyordu. Nevzat hanımın dikkatini çekti onun hakkında konuşmaya başlamıştı bu sefer de
"Ayıp be! Şuna bak, insan kendi düğününde böyle içer mi?
"Boş ver istediklerini yapsınlar bizim onlara ey vallahımız şu kapından çıkıncaya kadar",demişti Süleyman bey de.
Bu sözleri duymak biraz rahatlatmıştı Nevzat hanımı. Gidip halaya girmeye karar verdi. Oğlunun elinden tuttu. Annesinin Gül’e yaklaşımını biliyordu Durmuş. Tek bildiği, oğlan anaları elkızlarıyla oğullarını paylaşmazlardı. Bu da öğle bir şeydi. Arada kalmıştı, bir tarafta annesi diğer tarafta…
Misafirler gitmeye başlamıştı. Sahneye en son bir sanatçının daha çıkmasıyla düğün sona erdi. Gelinle Damat önce kapıda durup yakınlarının tebriklerini kabul etmişlerdi. Sıra gelinin en yakınlarına gelince. Gözyaşları sel olmuştu. Kız kardeşi bayılmıştı ablasına sarılırken, babası bırakmamıştı kızını. Kızın küçük amcası tuttu götürdü. Kızın annesi damada dönüp,
"kızım size emanet",dedi.
Nevzat hanımı hüzünlendirmişti bu söylediği. Damat tarafı sevinçliydi. Herkesle görüşüldükten sonra beyaz limuzine binip karanlıkta kayboldular.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.