- 541 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
BİLSEYDİM SİZE YARDIM ETMEZDİM
Kainatı sevgi yönetiyor. Dante
Büyük bir marketten alış veriş yaptıktan sonra market arabası ile dışarıya çıkıyordum. Çıkış biraz yokuş olduğundan, azıcık zorlanmıştım.
O arada, on yaşlarında bir çocuk koşarak yanıma geldi. Herhangi bir yardım teklifinde bulunmadığım halde, arabayı iterek bana yardım etti.
Birlikte park yerine kadar geldik. Çok memnun olmuş ve bu davranışından oldukça etkilenmiştim. Kendisine teşekkür ettim. Okuyup okumadığını sordum. Yakındaki bir okulda dördüncü sınıfta okuduğunu söyledi. Okul müdürlerini tanıyordum.
-Müdürünüzün adı nedir dedim.
-Kadir bey dedi. Ben de kendimi tanıtarak müfettiş olduğumu söyledim.
-Memnun oldum efendim dedi.
Müfettiş olduğumu duyduğunda, fazla bir tepki göstermedi. Birazcık şaşırmıştım. “Herhalde müfettişin rolünü yeterince tanımıyor” diye kendi kendime söylendim. Sınıflarına müfettiş gelip gelmediğini sordum.
-Birkaç kere geldi dedi.
Demek ki müfettiş kavramını biliyordu. Her neyse, “vardır bir sebebi” diye düşündüm. Aslında çocuktan abartılı bir tepki ve ilgi beklemiştim müfettiş olduğumu söyleyince. Bunu göremeyince biraz hayal kırıklığı yaşadım doğrusu.
Bu arada parktaki otomobilimin yanına gelmiştik. Bagajı açtım, bana yardım etti. Aldıklarımı bagaja koyduk. Market arabasını götürmek istedim.
-Ben götürürüm efendim. Yardım edeyim arabanızla buradan güvenle çıkın, siz gittikten sonra arabayı yerine koyarım dedi.
Bu çocuğun her davranışı beni şaşırtıyordu. Yardımseverliği, kibarlığı, kendine güveni doğrusu beni hayrete düşürmüştü. Neyse artık işim bitmişti. “Bir miktar para vereyim bari okul harçlığı yapar” diye düşündüm.
-Gel bakalım delikanlı, yardımların için çok teşekkür ederim, şu hediyemi de kabul et lütfen diyerek elimdeki parayı uzattım. Teşekkür ederek alacağını beklerken, çocuk bana öyle bir hayret ifadesiyle baktı ki şaşırdım.
-Bu nedir efendim.
“Acaba az mı oldu” diye elimi cebime atarken sözlerine devam etti:
-Yoksa müfettiş olduğunuz için mi size yardım ettiğimi sandınız? Böyle düşündüğünüzü bilseydim yanınıza bile gelmezdim. Sakın müfettişsiniz diye de parayı almadığımı düşünmeyin. Para ile her şeyi yaptıramazsınız. Ben sadece içimden geldiği için size yardım etmek istemiştim. Kim olduğunuzu bilmeden. Hoşça kalın efendim.
Çocuk hızla market arabasını sürerek uzaklaştı. Ben yola koyulduğumda mahcubiyet ve hayretler içinde olan bitene anlam vermeye çalışıyordum.
Bir çocuk bana adam akıllı bir tokat atmıştı. Bunun şaşkınlığı içindeydim. Verdiği insanlık dersi beni hem mahcup, hem de fevkalade memnun etmişti.
Yol boyunca yaşananları düşündükçe başımı sallayıp durdum. Kim olduğunuza aldırmadan ve karşılık beklemeden, önkoşulsuz yardım edebilmek. Olur şey değildi.
İlk defa bir çocuğa gıpta ederek imrenmiştim. Bunun adı, hoşgörü ve koşulsuz SEVGİ olsa gerekti. Başka izahı olamazdı.
“Keşke okullarımız hep böyle çocuklar yetiştirebilseydi”, diye bir nebze de hayıflandım doğrusu.