- 535 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Vesayetten Vekalete
Vesayetten Vekalete
En belirgin ayrım şöyle; vesayet alınır, vekalet verilir! Vesayeti kişi kendi iradesiyle vermez; bazı kanun eliyle veya şartların zoruyla reşit olmayan kişi vesayete mecbur kalır; kişi vekaleti ise bizzat kendi iradesiyle verir! Vasi, vesayeti altındaki kimsenin mallarını yönetmeye ve onun adına tüm yasal işlemleri yapmaya yetkilidir. Kendisine vasi tayin edilen kişi, zaten kendi haklarını kullanma ehliyetine ve yetkisine sahip değildir!
Antik dönemlerde vesayet halka da uygulanırdı, hala günümüze kadar ulaşan vesayet türleri de vardır! Eski zamanda halk kendini yönetenlere vekalet vermez, yöneticiler vesayet kurardı!
Orta Çağ’da Avrupa’da, Kilise vesayetini bilirsiniz! Benzerleri başka şekillerde Orta Doğu ve Uzak Doğu’da görünür!
Biraz komik ama konuyu anlamak açısından önemli bir anımı anlatacağım.
Araba alım-satım işi için noterde beklerken, benden önce bir yaşlı amcanın vekalet işi vardı. Noter katibesi, adama diyor ki; “Şuraya ’Vekaletnamede azil yoktur!’ yazıp imzalayacaksın!”, adam, “Azil” kelimesini anlamadığı için katibeye soruyor; “Azil ne demek?” kadın, azli tarif ederken bayağı bir zorlanınca ben; “Amca, azil eski bir doğum kontrol biçimi!” dedim! Katibe, kelimenin manasını bildiği için gülümsedi ve “Ha işte oradan anlarsın!” dedi! Ama adam yine anlamadı! “Kuşları serbest bırakmak!” gibi tariflerle anladı ya da anlamadı, iş halledildi! Yani vekaletnamede azil olabilir, kişi isterse verdiği vekaleti iptal edebilir yani vekalet verdiği kişiyi azledebilir! Vesayette ise azil olmaz!
Eski zamanlarda insanlar arasından kendini “İlah” ilan eden egemenler, tüm insanların vesayetini üsleniyor ve buna karşılık “İtaat” istiyor! Sonraları, ilahlar ve firavunların vesayeti kalmıyor bu sefer de aracılar diğer insanlardan “İlahlar” adına vesayet iddiasıyla “İtaat” istiyor! Bu süreç daha sonraları kurtarıcılar ve kralların vesayetiyle devam ediyor! Güçlü olan hükümdarlar dinsel vesayet odaklarına sefer düzenleyip kılıç gücüyle hem siyasi hem dinsel vesayeti üstleniyorlar! Kutsal sayılan eşyaları da bu şekilde sahipleniyorlar! Demokrasinin gelişimiyle vesayet, yerini vekalete bırakıyor!
Vesayet istemek nasıl olur?
Bir ırk ya da kişi kendisini veya ırkını, “Seçilmiş kişi, seçilmiş ırk!” ilan ediyor! Bu o kişi ya da ırka diğer insanlar üzerinde vesayet kurma hakkını veriyor iddiasına giriliyor! Burada dikkat edilecek husus şu; bu “Seçilmiş olma” iddiası üzerinden bir vesayet istenmesi ve seçilmişi seçenler, vesayeti istenen insanlar değil! Eğer vesayet istenen insanlar bu seçimi yapmış olsa “Vesayet” olmaz “Vekalet” olurdu! Şöyle bir klasik söylem tüm vesayet isteyenlerde vardır; “Tüm insanların sorumluluğu bende ya da bizde!” bu söylem ile aslında perde arkasında vesayet istiyor! Vekalet istese, sorumluluğun kendinde olduğunu söylemez aksine sorumluluğu almak için insanlardan vekalet isterdi! Bunu yapmıyor ve direk sorumluluğu alıyor ise bunun adı “Vesayettir”, “Vekalet” değildir!
Son tahlilde; vekalet, insanların kendi rızasıyla verdiği ve gerektiğinde vekalet verdiği kişiyi ya da kurumu azledebildiği bir durumdur; “Vekaletnamede azil vardır!”. Vesayet, kişinin kendi rızasıyla olmadığı için “Vesayette zaten azil yoktur!” Vesayete konu olan her ne ise o ortadan kalkınca vesayet de kendiliğinden sona erer! Konuyu uzatmadan diğer yansımalarını sizlere bırakıyorum. Saygılarımla!
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.