öz anne ve büyüten anne
Leyla, ağlamaklı gözleriyle çevresine bakınıyordu. Sigarasından, derin bir nefes daha çekti ve anlatmaya devam etti.
"Annem dediğim kadının, annem olmadığını öğrendiğimde 17 yaşındaydım ve lisede okuyan, çalışkan bir öğrenciydim" dedi. Tırnak kenarından, bir küçük et parçası daha kopardı. Soğumuş çayını yudumladı.
"İlk tepkim, bir rüyadasın Leyla, uyanacaksın oldu ve uyandım da." Ağzında birikmiş, koca bir tükürüğü yutkundu.
" Aklıma gelen ilk soruyu sordum. Öz annem kim? ve yaşıyor mu?, yaşıyorsa görebilir miyim?, oldu." Yan masada ki kahkahaya, kulaklarını kabarttı.
"Öz annemi görmeye, beni büyüten annem ile gittim." Beni büyüten kadına da anne diyorum. Çünkü; o, hep yanımda derken, gözleri doldu.
"Öz annemin, benden başka, dört tane daha çocuğu var. Onları bir ara kıskandım da, annem hep onların yanındaydı." Telefonunun, ekranını kapattı ve açtı. Bu olayı birkaç kere tekrarladı.
"Çocuklarının arasında, görüntü olarak ve huy olarak en çok benzeyen benim ve buna gizli gizli sevindiğimde oldu." Biliyor musunuz!, anneme benzemiyorum diye bazı bazı üzüldüğüm olmuştu ve sonra kendi kendime babana benziyorsun ya yeter demiştim. Beni büyüten babama benziyorum biraz...dedi.
"Gittiğimiz gün, güzel bir sofra hazırlanmıştı ve ilk dikkatimi çeken, öz annemin sen niye az yiyorsun olmuştu." O zamana kadar kimse bana az yemek yiyorum diye azarlar gibi konuşmamıştı ve aslında, böyle bir ilgiye bile hasrettim derken, bir yandan da beni büyüten annemi de çok seviyorum demeyi de ihmal etmedi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.