- 700 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
425- kadim'i köpekler parçalamıştı- ard-öyk- yeniyazım
Kadim Hanak- Damal tarafındandır. Bimekan, orta yaşlı Ardahan ortamında bermutad hayatına devam eden biridir. Konakladığı yerlerden bir müddet sonra ayrılır. Bimekanlığıda bu kadardır.
Son zamanlar; ayakkabı boyacılığını icat etti. Onunla idare edip gidiyor.
Ardahanlılar ayakkabılarını boyatma bahanesiyle Kadim’e harcaması için para verirler, Kadim de elli saate ayakabı boyardı.
’Kadim’i ommayaydı’
’Ommak’ Ardahan da kullanılan bir deyimdir.
Ommak: Ermek, başarmak. Vesile edindiği şeyin vasıtasıyla başarıya ulaşmaktır.
Ardahanlılar kendi aralarında yarenlik ettiklerinde:
- Ommayasın, derler. ( Ommuyasın)
Bir ilenme kargama- kargış gibi değil de daha çok alkış gibi kullanılır.
... Ve Kadim ’Ommadı’
Ne hayatında ne yaşantısında.
Kadim adı gibi Kadim olmadı. Bahtsızdı.
Zaten o da gamsızlığa vermişti kendini... Milletin sorusuna kafasına göre cevap verirdi.
Başındaki kasketi bahtının bir göstergesiydi. Kasket başında "Devrik kral gibi " yıkıldı-yıkılacak dururdu.
Bizim burada nedense kasket takanlar tesbih çeker gibi habire şapkalarıyla oynar.
Şapkasız erkekte yok gibidir.
Kadim’in öyküye konu olması şundandır. Kadim’i; bir zemheri akşamında Bölge Okulu önünde sokak lambaların altında aç köpekler boğup parçalamaya çabalamışlar.
Ertesi günü:
"Kadimi it boğmuş" diye Ardahan seslendi.
Evliyaoğlunun kahve’nesinde duydum.
Hamallar aralarında konuşup duruyordu.
Sabahın erken saatleriydi...
Kars’tan gelen yolun önündeki kapının sağında oyun masasında çay içiyordum. Solumda oturan Hamal Nadim emi :
- Ne zaman olmuş? diye sordu. Karşısında oturan Ferik dayı’ya. O da:
- Dün akşam çarşıdan o kaldığı ahıra giderken. İt sürüsü boğmuş.
Nadim emi:
- Boya sandığı elinde miymiş? Yoksa kahvede bırakmış, dedi.
Dedi ama umursamaz gibi demesine kanmamak lazımdır.
İçin için ve derinden Kadim’e üzülüyordu. Kadimi severdi.
Kadim hakketten garipti. O yüzden çok severdi.
Kahvehanede en kıdemli hamal Ferik dayı’dan sonra Nadim emi gelir. Kıdem sırası yıllardır böyle aşağı-yukarı değişmedi.
Kar yağıyor...
Evliyaoğlunun kahvehanesine... Kars yoluna... Şefiklerin petrol istasyonundan taa... Kinzodamal’a, Hanak tarafına Ramazan tabyasından Mutruf Mahallesine...
Kar yağıyor... beyaz ve buz yağıyordu.
Kadim’in al kanlarına belenmiş karların üstüne kar yağıyor. Kadim’in hayatına nokta koyduğu buradan başlayarak kar yağıyor. Uzaya, evrene, galaksiye 360 dereceyle Nokta-i Kadim’den başlayarak sonsuza kar hem ağıyor hem yağıyor...
Kar Kadim’e beyaz beyaz üşüyerek ağlıyor... kar soğuk yağıyordu.
"Güneşin üşüdüğü yer: Ardahan."
Nadim emi dün ayakabısını Kadim’e boyatmıştı. Laflarken bir yandan da aralarında el şakalaşmaları oluyordu.
Nadim emi:
- Gavat evlensene!
Kadim:
- Kim bize gelir yahu.
Kadim’in ağzından sigara, müştük ( ağızlık) düşmezdi.
Enli ağzına paralel Ayhan Işık bıyıkları, yüzü traşlı olduğunda essahtan yakışırdı.
Konuşurken saflığını peltekliğinden çıkarırdınız. Fefeleştikce masumlaşırdı...
Bu görüntüler, izlenimler Nadim eminin gözü önünden yavaş-ağır gelip geçemedi.
Yüreği sızladı, Kadimin acıklı sonuna ...
Böyle olmamalıydı!
Böyle mi olmalıydı?
Kadimin ayrılışı başka başka türlü de mümkündü.
"Ölüm var ölüm gibi; ölüm var zulüm gibi."
Hızla kendini topladı.
Kalkacaktı.
Kars’tan gelen un kamyonu kahvenin önünden geçti. Arabayı; kahvede oturan hamallar boşaltacaktı.
Nadim eminin komik atraksiyonları vardı. Sevinçli-üzgün olsun farketmez el şakasını yapardı.
Ferik dayı kapıyı açtı. Seslendi:
- Nadim! Haydi ya. Allahın seversen çıkalım.
Nadim emi elini Ferik dayı’ya götürerek el ense çekti.
- Deshoş Malatyalı Fahri! dedi. Yıllar var ki bu hitabı söyler. Ne anlama geldiğini sorduğumuzda boşver, der geçerdi.
Kadim yersiz-yurtsuzdu. Şimdiyse soluksuz-solgun.Yaklaşık on-onbeş aç kalmış köpek parçaladı. Köpekler aniden saldırıp... boğup... sonrada parçalamıştı.
Yetişen insanlar ancak Kadim’in cesedini kurtarabilmişler.
Savcılığın gelmesi...
Netice: Belediyenin ön ayak olmasıyla Halil Efendi Mahallesi mezarlığına defin edildi.
Bir ayakabı boyacısı..
İki hamal...
Bir yazar..
Bir şehir
Bir an gelir ki...
Hayat daim olur. Olursa?
Bunlarda olduydu... Unutulmasın.
yalçıner yılmaz/9/11/2008
gebze
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.