KENDİ ÖZ YURDUNDA MANKURTLAŞAN BİR MİLLET
Son zamanlarda kafamı meşgul eden bir sorunun cevabını uzun yıllar boyu beynimi meşgul ettikten sonra, kendimce buldum.
Soru şöyle:
Türk milletinin ve devletinin üzerinde bunca oyunlar oynanmakta iken, bunca komplolar var iken, ve bu oyunların bir çoğunu Milletimiz bilmekte iken,
neden en azından aile, cemiyet, toplum ve millet olarak birbirimize kenetlenemiyoruz?
Başka milletlerde, (bilhassa batı toplumunda) iç ve dış tehditlere karşı birleşme, aynı zamanda oluşur, devlet ve millet el ele o tehlikeyi şamar oğlanına çevirirler. Eğer kendi içlerinde o tehlikenin mensupları var ise, her yönüyle
(siyasi, ekonomik, pisikolojik ve sosyolojik manada) o küçük grupları derhal etkisizleştirirler, kendi içlerinde daha küçük parçalara bölerek, kendi içlerinde anlaşamaz duruma düşürürler. O küçük gruplara bir adım dahi atacak meydanı boş bırakmazlar.
Gelelim bize. sözde demokrasinin beşiği olan ülkelerde bu durumlar böyle olurken, neden bizim ülkemizde ve milletimizde bir başı bozukluk, bir vurdumduymazlık,
bir bananecilik, ve çekememezlik hakim sürüp gitmektedir?
Devletimizi ve milletimizi tehdit eden tehlikenin boyutları gün geçtikçe ilerlemekte, artık evlerimizde dahi rahat bir uyku uyuyamaz hale gelmiş durumdayız.
Buna rağmen komşu komşudan emin değil, herkes birbirine şüpheyle bakar hale gelmiş durumdadır. Kardeş kardeşe düşman olmuş durumda.
12.eylül 1980 öncesinden daha çok vahim bir durumdayız.
Her yönüyle çökmüş, bütün kurum ve kuruluşlarıyla tamamen emperyalist güçlerin eline geçmiş, Türkler alabildiğine fakirleştirilmiştir.
Tam manasıyla Atatürkün gençliğe hitabesindeki durumdan daha vahim bir durumla karşı karşıyayız.
Ey Türk istikbalinin evladı, her zamankinden daha uyanık, her zamankinden daha tedbirli, her zamankinden daha temkinli ve her zamankinden daha güçlü olmak zorundayız.
Herkes başına buyruk hareket etmek yerine, toplu olarak teşkilat prensiplerine uyarak hareket etmek mecburiyetindeyiz.
Birbirimizi öz kardeşimiz gibi sevmek, korumak ve kucaklamak zorundayız.
Çünkü Türk milletini dünyada öyle bir kıskaca almışlar ki, öylesine sindirmişler ki, Türkler ne kendi yurtlarında, nede yurt dışında kendilerini hiçbir şekilde ifade edemez hale getirilmişlerdir.
Çünkü ipin ucu puştların eline geçmiştir. Türk milletinin adına kendini ifade etmeye kalkanları, başta kendi içimizdeki hainler, zalimler ve emperyalizmin gönüllü uşakları, maşaları vasıtasıyla sus pus ettirilerek etkisizleştiriyorlar, yalnizlaştırıyorlar,
ekonomik olarak çökertiyorlar, Türkler kendi vatanlarında dahi sahipsiz, kaderlerine terkedilmiş iç ve dış güvenliği ortadan kaldırılmış, kendilerine olan öz güvenleri tamamen dumura uğratılmış bir durumdadır.
Atatürkün ilke ve inklaplarını, onun fikirlerini iyi anlamak ve özümsemek durumundayız, çünkü milletimizde birlik anlayışı sıfırlanmıştır, milli duygu denilen bir meziyet, bir fazilet kalmamıştır.
Her konuda kontrol mekanizması Türk düşmanlarının eline geçmiştir. Mekanizmanın çarkları arasında Türk milleti can çekişmektedir, kan kaybetmektedir. Top yükün Türk dünyası kan ağlamaktadır. İçimiz paramparça, beynimiz darmadağın, yüreğimiz yanıyor, gözlerimiz kan ağlıyor, bunca zillet içerisinde dahi insanımız kendine yapılanlar karşısında üç maymunu oynamaktadır:
görmedim, duymadım, bilmiyorum diyerek, adeta kendi kendilerini kandırıyorlar. Vicdanlarını tatmin etmeye çalışıyorlar.
Biz ne hale geldik böyle ya Rabbi?
Dünyada bu kadar baskı, zulüm ve katliamlar görmüş, buna rağmen kendine yapılan bu alçaklıkları taktiri ilahi deyip, kabul etmiş, boyun bükmüş ikinci bir millet daha henüz yeryüzünde mevcut değildir.
Rabbim Milletimizin yar ve yardımcısı olsun, birlik beraberlik ve basiret nasip etsin.
Saygılarımla
Ali Dere
YORUMLAR
Halimiz bu işte ali bey kardeşim
o kadar güzel anlatmışsınki ne yazıkki insanlar vurdum duymazlık bana ne bencillik hanğisini sayayım uyuyor insanlık herkes karnını doyurmak için uğraşıyor olanları seyrediyor insanlık.
yazık yazık oluyor işte
Allah yardımcımız olsun
Gönülden kutlarım bu yazdıklarına harfi harfine katıldığımı belirtmek isterim
Selamlarımla
Derebey
Selam ve muhabbetlerimle.
AYRICA SÖYLENEN O SÖZ BANA AİT DEĞİL. ORADA ANLATILMAK İSTENEN HEPİMİZ AĞLAMADAN ÖNCE BİRLİK OLALIM ÇAĞRISIDIR.SİZİN KENDİ ÜZERİNİZE ALMANIZA HİÇ GEREK YOK.ÜLKEMİZİ KAYBEDİNCE AĞLASAK NE OLUR ,ASIL ŞİMDİ VAKİT GEÇ OLMADAN HEPİMİZ BİRLİK OLABİLİYOR MUYUZ İŞTE GERÇEK ERLİK BUDUR.BUNUN KADINLIKLA ERKEKLİKLE İLGİSİ YOK.SAYGILAR TEKRAR.
Derebey
Semiray hanım. Bu güzellikleri bizlere yaşattığınızdan dolayı tekrar teşekür ediyorum.
Selam ve sayğılarımla.
levent taner
Semiray Hanım Ali Hocamızı desteklerken yazının bütünlüğü içerisinde ihtimal; Bir detay, ikincil bir faktör teşkil eden alıntı üzerinden eko veya yankı yapmam bir kargaşaya sebep oldu sanki.
Hani derim ki; Her iki saygı değer hocamıza da özür borçluyum.
O bağlamda Ali Bey'in güzel şiir paylaşımından kendi hesabıma nasiplenmekle mesut ve bahtiyar olduğumu bilmem söylememe gerek var mı?
Herkesin biran önce kuran ve sünnet ve Türklük yolunda olanların bir an önce aynı safta toplanmasını gönül arzu ediyor.Çünkü ülkücü gençlik dediğimiz,yeniden birlik partisi dediğimiz ,alperenler dediğimiz tüm kardeşlerimiz adını bilmediğim daha nice partilerde bulunan hatta sağcısı solcusu ile ülkesini seven herkes emperyalist güçlerin hoşuna gidecek şekilde parti parti ayrılan tüm kardeşlerimizi yeniden tek bayrak altında toplanmaya çağırıyorum.Ben de Türküm.ancak olmasa ne çıkar?. Bu vatanı bu bayrağı kendimden çok seviyorum.Bin başım olsa din yolunda vatan yolunda feda olsun.Saygılarımla
Semiray Emre tarafından 12/18/2014 11:39:20 PM zamanında düzenlenmiştir.
Derebey
Selam ve sayğılarımla.
Amin.
Sevgili kardeşim müthiş güzellikteki yazını özümseyerek okudum. Ne güzel bir konuya değinmişsin, ne güzel teşhislerde bulunup ne güzel anlatmışsın. Allah senden razı olsun kardeşim.
Yazıda değindiğin konular hepimizin kafasını kurcalar durur. Milletine ihaneti hoş karşılayan başka millet yeryüzünde var mıdır acaba? Cevabı senin yazında kardeşim. YOKTUR.
Sevgili kardeşim söylenecek o kadar çok şey var ki.
Allah sonumuzu hayır etsin inşallah.
Ankaradan sonsuz selamlar gönderiyorum kardeşim.
Allah'a emanet ol.
suatz tarafından 12/17/2014 1:32:44 PM zamanında düzenlenmiştir.
Derebey
Kenetlenmek şöyle dursun, haçlılar tarafından görevlendirilen memleketi yönetenlerin ayrıştıran nutuklarına alkış tutuyor bu başı boş topluluk, Allah sonumuzu hayra getirsin
Kutluyorum anlam dolu yazını kardeşim
Derebey
Çok teşekür ediyor selam ve sayğılarımı sunuyorum.
Derebey
Selam ve sayğılarımla.
Kıymetli hocam ve değerli abim;
Anlamlı yazınızı kutluyorum.
Necip Fazıl Kısakürek tarafından dillendirilen
"Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!" dizelerini de aklıma getirdiniz.
Sorunun özü şurada bence. İktidar çevreleri ekseri Necip Fazıl geleneğinden gelir veya geldiklerini belirtirler. Daha önceki kuşakta ünlü şairimizin üstte yer verdiğim dizelerinin kapsamında kendilerini gören bir gelenekten söz ediyorum. Bir elli altmış hatta yetmiş yıl önce devletçi seçkinci siyasal düşünsel yapılanma karşısında ezilmiş toplumsal kesimlerinde duygusal birikiminden söz edilebilir. Yılların basınca maruz kalmak suretiyle sıkışmış duygularınin rijit değerlere ve düşünceye dönüştüğü düşüncesindeyim. Hani ifrat tefrit ya da etki tepki kavramlaştırması her zaman yapılabilir. Mazinin gericilik, yobazlık kavramlaştırmasıyla suçlanmış çevrelerinden söz ediyorum. Canım gerici idilerki öyle söylendi denmesini de genelleme bağlamında sıcak karşıladığımı söyleyemem.
Aslında gericilik sorgulamalarına karşı merhum Cemil Meriç çok güzel bir savunma kalkanı verir. Üstadın "Murdar bir hâl'den muhteşem bir maziye kanatlanmak gericilikse, her namuslu insan gericidir." demesi karşısında hani insanın gerici olası gelir adeta. Ancak pek çok insanın öyle bir geniş yürekliliğe ve kültürel birikime sahip olmasını ummakta hayalperestlik olur kanımca.
Sayın hocam müşkül şu ki; Bu çevreler Merhum Necip Fazıl'ın meşhur dizelerinin anlamını daraltıyorlar bence. O söz haksızlığa uğrayan bir zümreye değil her zümreye hitap eder aslında. Hani dönemsel bir jargonla sabitlemek hak, hukuk kavramlarına aykırı olacaktır. Eğer bilinçli bir çıkar, menfaat güdülemesiyle kasten böyle bir anlam kaymasına uğratılıyorsa ihanettir hatta. Genellikle bu tip kavramsal yozlaşmalar halk çevrelerinde gaflet, yönetici ve aydın çevrelerde ise hıyanetlik düzlemde şekillenir. Yani hataya düşenin bilinç düzeyi de önemli olmalı.
Açıkçası Necip Fazıl bugün hayatta olsa güzelim dizesini bugünde farklı çevreleri tanımlama da kullanabilirdi. Çünkü yaşarkende doğu-batı, yurt-dünya, tarih-güncellik bağlamında söylemleri çok boyutludur. Oysa her kesim ya da insan bu tip fikir ve sanat adamlarında kendi suretini görmek ister ve ancak o kadarını görür algılarlar. Ve insan bilmediğinin, anlamına varamadığının düşmanıdır. Mesela Necip Fazıl Demokrat Parti dönemini önceleri pozitif karşılar. Fakat 1957 sonrası eleştirir de. Bunun gibi 27 Mayıs ihtilali ve sonrasına da sıcak bakmaz. Yani öncesini eleştiren sonrasını olduğu gibi kabul etmek zorunda mı? Bunun gibi üstat sultan 2'inci Abdülhamit'e büyük değer verir, Tanzimat ve Meşrutiyet dönemi aydın düşüncesini eleştirir. Buna karşın Yeniçeri ocağının yozlaştığını vurgular ve kapatılması sürecini olumlu karşılar. Nitekim üstadın bu görüşleri günümüz Osmanlıcı çevrelerinin hiçte hoşuna gitmiyor.
Demem odur ki hangi siyasi anlayışta olunursa olsun gönül ve zihin aydınlığı şart. Kalp ve beyin koordineli hareket edecek ve mutabık olacak. Siyasi anlayışın gölgesinde adam sendecilik, neme lazımcılık gibi bir ruh haline bürünmek sağlıklı ve verimli bir ortam doğurmamaktadır.
levent taner tarafından 12/16/2014 4:44:25 PM zamanında düzenlenmiştir.
Semiray Sezgin
Derebey
Konu derin, söyleyecek o kadar şey varki! İnanınız kitaplara sığmaz.
Kıymetli vaktinizi harcayarak hem okuyup hemde bu kadar uzun yorum yaparak bir millî vazifeyi yerine getirdiniz. Çok teşekür ediyorum. Sağ olunuz var olunuz.
Selam ve sayğılarımla.
Ali bey,değerli yazınızdan dolayı sizi kutluyorum.Yediklerimize ,kullandığımız deterjana kadar bizi kıskaç altına almışlar.Hazır yiyeceklerde kullanılan sıra dışı yan maddelerden tuttun ,dış devletlerden alınan deterjanlara kadar ,bir vurdum duymazlık bir kalitesizlik gidiyor.Toplum tüketim çılgını haline getirilirken kocaman kocaman alış veriş merkezleri açılıyor durmadan.Kimse bölünmeye çalışılan ve yakında akıbeti belli olacak olan ülkemiz için çok dertlii değil doğrusu. Herkes yarın ne yiyeceğim hangi kafede,eğlence merkezinde vakit geçireceğim derdinde.İstisnai durumda olan ve bu gün haksızlığın karşısında duran insanları ayrı tutuyorum.Doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovuyorlar ve onu doğduğuna pişman ediyorlar.Olsun Mehmet Akif'in dediği gibi hakkı tutup kaldırmadıkça ve birlik beraberlik olmadıkça ağlar dururuz.Artık inandım diyenlerin nefislerini arkaya atıp birleşme zamanı gelmedi mi merak ediyorum.Endülüs gibi vatan elden gidince mi?Son Endülüs emiri artık ülkesini kaybetmiş bir tepede annesi yanında ağlıyor"Erkek gibi savaşamayanlar böyle kadın gibi ağlar "demiş annesi.saygı ve dualarımla efendim.
levent taner
Derebey
Erkek gibi savaşmasını bilmeyenler karılar gibi ağlarlar diyerek kimlere hizmet ediyorsunuz bilmiyorum. Lakin unuttuğunuz bir şey var ben Arap değilim, yedi göbekten Türkoğlu Türk'üm. Araplar veya başka milletler savaştan kaçıp, Anasının kucağında ağlayabilir. Fakat Türk olanın böyle bir şansı yoktur. Çünkü Türk savaşmak için yaratılmış Allahın yeğane Askerleridir. Aldığım terbiye daha fazla söylememi engelliyor. Ama tür düşüncede olan insanlarımız için yazmış olduğum bir şiirimide ekliyerek konuyu kapatıyorum.
********* ASRIN İNTİKAMI
********* Korkma emperyal güçten, Milleti yokedemez.
********* Türk halkının adına, Türklere hükmedemez.
********* Bizleri parçayıp, Millete zulmedemez.
********* Biz Tanrı’nın kırbacı, bir ırkın ahvadıyız.
********* Dünya’ya nizam veren, bir neslin evladıyız.
********* Sahipsiz sanmasınlar, bu vatanı milleti.
********* Çekip çıkaralım şu, içimizden zilleti.
********* Gösterelim dünyaya, bizdeki fazileti.
********* Biz Tanrı`nın kırbacı, bir ırkın ahvadıyız.
********* Dünya’ya nizam veren, bir neslin evladıyız.
********* Hadi gel durma öyle, söyle bende geleyim.
********* Bir asırlık intikam, bekler bende alayım.
********* Bunca zulmü sormadan, ben nasıl yaşayayım.
********* Biz Tanrı’nın kırbacı, bir ırkın ahvadıyız.
********* Dünya’ya nizam veren, bir neslin evladıyız.
********* Kürşat’ın, Metehan’ın, ruhunu yad edelim.
********* Oğuz’un, Atilla’nın, yolunda hep gidelim.
********* Türk ve İslâm sentezi, aşkıyla hep dönelim.
********* Biz Tanrı’nın kırbacı, bir ırkın ahvadıyız.
********* Dünya’ya nizam veren, bir neslin evladıyız.
********* Gel beraber dikelim, Bozkurt tuğlu sancağı.
********* Çarmıhlara gerelim, korku denen alçağı.
********* Tüm mızraklar gerilsin,essin Türkün bayrağı.
********* Biz Tanrı’nın kırbacı, bir ırkın ahvadıyız.
********* Dünya’ya nizam veren, bir neslin evladıyız.
********* ALİ DERE (DEREBEY)
********* 26 AĞUSTOS 1990