- 842 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Şair-Yazar Arif Eren İle: “GÖRKEMLİ DENGE” İSİMLİ ŞİİR KİTABI ÜZERİNE BİR MÜLAKAT
Durdu ŞAHİN: Önce şiir kitabınızın isminden başlayalım isterseniz. Neden "Görkemli Denge?" Açıklarsanız çok, seviniriz.
Arif Eren: "Görkemli Denge" ile gökyüzündeki muhteşem düzeni işaret ederek, vahdet-i vücut düşünce sistemini anlatmak istedim. Bu düşünüşe göre, çokluk halinde görülen kainat, aslında bir birlikten ibarettir. Hiçbir kurala bağlı olmadan var olan, mutlak varlık, birdir. O da: Allah’tır.
Şiirde anlatılan gündüz ile gece ayrı iki kavram değildir. Bunlar birbirini tamamlayan bir bütündür. Allah, güzelliğini ve kudretini göstermek için, gündüz ile geceyi var etmiştir. İnsanların, hayvanların ve bitkilerin varlıklarını devam ettirebilmeleri için, gündüz kadar geceye de ihtiyaçları vardır. Geceyi uykuda dinlenerek geçirecekler, gündüzün taze bir güçle hayat mücadelesine yeniden başlayacaklardır. Gündüz Güneşi’yle, gece Ayı’yla insanoğlu için bir ibret aynasıdır.
"Görkemli Denge"nin diğer bir açıklama şekli de; Allah’ın yarattığı her şeyde gizli bir güzellik vardır. Dolunay yüzlü bir güzellik kraliçesi olan geceyi gündüz görmediği için, çirkin zanneder. Gece de gündüzü görmediği için, güneşin varlığından habersiz, gökyüzünü kendi mülkü olarak kabul eder. Buradan çıkacak netice insanın kendini beğenmesinin, başkasını küçük görmesinin, bölüşmek duygusunu kaybederek her şeyi sahiplenmesinin doğru olmadığı anlatılmaktadır. İnsanın kendisini başkasıyla mukayese etmek imkânı bulmadan kendi lehine karar vermesinin yanlışlığı belirtiliyor. Görmeden, araştırmadan, bilgi sahibi olmadan karar vermenin, cahilce bir davranış olduğunu, bu tür kararlardan kaçınılması vurgulanıyor. Bunlara ilaveten bir de bazı güçlerin, güzelliklerin gündüzle gecede olduğu gibi bir araya gelemeyeceği söyleniyor insanoğluna.
Durdu ŞAHİN: Eserinizde yer alan şiirlerinizi "Düşünce Yolcusu", "Göz Bahçesinde Seyran", "Ses İpine Asılır Sözler" ve "Selimiye" bölümleri altında toplamışsınız. Her bölümde neler anlattığınızı veya bu bölümlerde yer alan şiirlerinizin özelliklerini öğrenebilir miyiz?
Arif Eren: Düşünce Yolcusu bölümünde; tefekkür, yurt ve insan sevgisi, sosyal içerikli şiirler. Göz Bahçesinde Seyran bölümünde: Kadında huy güzelliği, aile mutluluğu, çocuk sevgisi, çocuk ve dua, inançlı insan, insan ve ibadet. Ses ipine Asılır Sözler bölümünde: Kadınlar ve apartman balkonları, apartman dairelerinde aile yaşamı, menfaat tellâllığı, bir günün düşündürdükleri, insanın benlik çıkmazında kaybolması. Selimiyle Bölümünde: 60 mısrada Selimiye’nin olduğu gibi şiirleşmesi.
Durdu ŞAHİN: Şiirinizde en çok neye önem verdiniz? Söz, fikir, ölçü açısından sorumuzu cevaplamaya çalışırsanız neler söylersiniz?
Arif Eren: Şiirimde fikir ve ölçü bir biriyle kaynaşmış bir durumdadır. Fikir, hiçbir zaman didaktik bir kimlik kazanmaz. Fikirle ölçü şiir potasında kaynayıp, süzgeçten geçtikten sonra, ölçü kalıplarında şekillenir.
Durdu ŞAHİN: Mayın Gibi Kuşattı Kar" ve "Selimiye" şiirleriniz çok tutuldu.Bu şiirler nasıl doğdu, anlatır mısınız?
Arif Eren: Köy, Türkiye gündeminde, hep çözüm bekleyen sorunlar arasında ye almıştır. "Mayın Gibi Kuşattı Kar" köyün sosyal yapısını anlatan bir şiirdir. Köyün, bir mayın gibi, patlamaya hazır birçok sorunu vardır.Bu şiirde patlak veren olayların bir kısmı belirtilmiş, diğerlerinin de birer mayın gibi, patlamaması için, yetkililerin dikkâti çekilmiştir.
Türkiye’nin tam anlamda kalkınması, köylünün ekonomik ve sosyal yönden gelişmesine bağlı olduğu için, bu şiiri yazmak mecburiyeti doğmuştur.
Selimiye’ye gelince; millet olarak ata yadigârı tarihi eserlerimize karşı büyük bir sevgimiz vardır. Zaten o eserler, sanat değerleriyle bu sevgiyi hak etmişlerdir. Selimiye Camii de dünyada eşine az rastlanır bir mimari eserimizdir. Bakınız, eseri hakkında Mimar Sinan ne demiş: "Kalfalığımı İstanbul’daki Şehzade Camii’nde yaptım, ustalığımı da Süleymaniye Camii’nde tamamladım, ama bütün kudretimi bu Selimiye Han Camii’ne sarfedip tam ustalığımı gösterdim.
Bildiğiniz cihanın mimar ve mühendisleri var, bütün kabiliyetlerini sarfetseler böyle bir eser binasından aciz olacaklardır. Hiçbir padişah da bu kadar para dökmeye cüret edemeyecektir(!)
Edirne’ye giderek camiyi gezip yetkililerden bilgi edinmem, üçüncü şerefesine çıkarak baş döndürücü yükseklikten, vatan toprağımızı,kana kana seyretmem, bu 60 mısralık “ Selimiye” şiirini yazmama vesile oldu zannederim.
Durdu ŞAHİN: "Yaralar Sevgiyle Sarılmalı" şiirinizden hareketle "sevgi" konusundaki görüşlerinizi alabilir miyiz? Günümüzde insanlar birbirini yeterince seviyorlar mı? Bu konuda günümüz şairlerine düşen görevler nelerdir?
Arif Eren: "Yaralar Sevgiyle Sarılmalı"şiirinde, teselli mahiyetindeki sözlerle, oyalanan insanların hazin dramı anlatılmaktadır. Şiirin ikinci kıtasında:
"Susuz çeşmeler gibi kurumuş yüzler
Gördükçe yüreğime boşanır gözlerim
Bir yaraya merhem olmaz bilirim,
Teselliden öteye gitmeyen sözler"
Bu insanların ne çalışacak bir işi, ne de başlarını sokacak bir evleri vardır. Karınlarını bile doyuramadan , her türlü yokluk içinde yaşamaktadırlar. Hayattan her gün biraz daha kopan bu insanlara, gerçekleşmeyen vaadlerde bulunmak; onların yaralarını daha derinleştirmiştir. Oysa, bunların geçinebilecek kadar bir işleri olsa, o karanlık dünyaları hemen aydınlanıverecektir. Şiirin dördüncü dörtlüğünde olduğu gibi:
"O zaman genişler dar dünyalar
Sokakla barışın küskün pencereler
Oturup mutluluk alfabesini heceler
Memleketimin fedakâr, can insanları”
Günümüz insanları birbirini yeterince seviyor mu, sorunuza gelince, maddeye düşkünlük arttıkça insan bencilleşir. Bencillik insan sevgisini azaltır. Mânen güçlü olan toplumlar birbirlerini daha çok severler. Sevgi her türlü yardımlaşmayı öngörür. Yardımlaşmayı prensip edinen toplumlar da ekonomik ve sosyal problemler büyük ölçüde azılmış olur.
Günümüz şairleri; Ahmet Yesevi, Yunus Emre, Mevlana, Hacı Bayram Veli’nin yüreklerindeki insan sevgisini örnek almalıdırlar.
Durdu ŞAHİN: "Hep Sana Olur Yönelmeler" isimli şiirinizde, kutsal bir meslek olan öğretmenlik ve öğretmen konusunda düşünce ve hislerinizi dile getiriyorsunuz. Siz de bir öğretmensiniz. Öğretmenlik konusunda neler düşünüyorsunuz?" "Yüreklerde yazılıdır adlarınız" derken ne anlatmak istediniz?. Günümüzde şairlerin öğretmenlere, öğretmenlerin şiire ilgisi yeterli mi?
Arif Eren: Öğretmenlerini iyi yetiştirmeyen, onların ekonomik ve sosyal refahlarını sağlamayan milletler, kalkınmada hep geri planda yer almışlardır. Bu gerçeği görmemezlikten gelmek, öğretmenlere gereken önemi vermemek, ülkenin gelişmesini istememek demektir.
"Yüreklerde yazılı adlarınız" mısrasında Türk milletinin öğretmenlerine olan sevgi ve saygısı anlatılmaktadır. Milletimiz öğretmenlerine baba, ata derecesinde sahip çıkmış, öğretmenlik mesleğini kutsallaştırmıştır. Hiçbir meslek, öğretmenlik kadar şiir konusu olmamıştır. Günümüz şairleri, öğretmene şiir yazma konusunda, şimdilik dinlenme devresinde bulunuyorlar. Öğretmenlerin şiire ilgisi yeterli olmamakla beraber, şiir okuyan kesimin büyük bir kısmı gene öğretmenlerdir.
Durdu ŞAHİN: Toplumcu şiirlerinizde millîyetçi ve ruhçu bir anlayış var. Bu şiirlerinizde usulûnce bir söyleyiş görülür. Toplumcu bakış açınızı biraz açıklar mısınız?
Arif Eren: Sosyal olayları karamsarlık, çığırtkanlık ya da bir doktrin görüşle halletmek mümkün değildir. Bu yöntemleri uygulamak isteyenlerin de gayesi ortalığı karıştırmak ve etrafı karartmak içindir. Çözüm bekleyen sosyal konuların temeline inilerek doğru teşhisler konulmalı, gene onlar yabancı yöntemlerle değil, millî ve ruhçu bir anlayış içinde düzeltilmelidir. Aksi taktirde göz hastalığının reçetesi kulak ağrısına kullanılmış olunur ki bu da daha kötü sonuçlar doğurur.
Durdu ŞAHİN: “Görkemli Denge”’ye" ilgi beklediğiniz gibi oldu mu? Okuyucularınızın ve basının ilgisi yeterli oldu mu?
Arif Eren: Kahramanmaraş’tan "Görkemli Denge” adreslerini bildiğimiz kimselere gönderildi. Dağıtımını yapma imkânımız olmadığı için, geniş kitlelere ulaşamadı. “Görkemli Denge” ye bütün bu olumsuz şartlara rağmen; okuyucu ve basın büyük ilgi gösterdi. Kitapta yer alan "Mayın Gibi Kuşattı Kar", "Selimiye", "Dört Mevsimden Hatıralar", "Havuz"," Yaralar Sevgiyle Sarılmalı"," Gözler Göz değil Karanlık Kuyu","Görkemli Denge"adlarındaki şiirlerin dergi ve gazetelerde geniş tahlilleri yapıldı. Bunun dışında 18 Nisan-18 Haziran 1996 tarihleri arasında gazete ve dergiler de "Görkemli Denge" hakkında ki kıymetli yazarların 20 kadar yazısı yayınlandı.
Durdu ŞAHİN: Yayına hazır, yahut yayınlanmak üzere bekleyen başka eserleriniz var mı? Varsa bizi bilgilendirir misiniz?
Arif Eren: Bir kitap çıkabilecek kadar şiirlerim var.Yayınlatmayı şimdilik düşünmüyorum.
Durdu ŞAHİN: Son olarak neler söylemek istersiniz? Okuyucularımıza bir mesajınız var mı?
Eren: Sorduğunuz sorularla okuyucularıma gerekli mesaj verildi zannederim. Okuyucularıma ve size sağlık, mutluluk dileklerimle teşekkürlerimi sunarım.
Konuşan: Durdu Şahin
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.