CUK! ...NE KOLAY!
Bir şiirimi/yazımı yayımlamadan önce son kez gözden geçirmeyi; varsa, yanlışımı düzeltmeyi ve eksiğimi tamamlamayı uzun zaman önce alışkanlık hâline getirmiş bulunmaktayım. Zira bunun çok yararlı bir uygulama olduğunu ve böylece gözden kaçan bazı hataların bertaraf edilebildiğini rahatça vurgulayabilirim.
Okur; iç daraltmayan, göz yormayan, fazla zaman ve enerji gerektirmeyen, kişiselliğe kaçmayan, kısır döngüden uzak, yürekleri ısıtan, dimağları ışıtan, keyifle okunabilen şiir ve yazıları her zaman paylaşmak ister ki bu onun en doğal hakkı olsa gerek!
Yazıldığı dilin kuram ve dilbilgisi kurallarına uygunluğu, söz ve öz bütünlüğü, anlam derinliği, sözcük seçimi, anlatım biçimi, şiirde ölçü ve uyak, yazıda özne ve yüklem uyumu, ... gibi her şair ve yazarın muhakkak dikkate alması gereken hususlar büyük önem arz eder.
Şiir ve yazının da, tıpkı demlenen çay gibi, bir süre dinlenmesi, kıvamını bulması ve içilebilecek damak tadını vermesi gerekir. Bu nedenle çala kalem yazılan bir şiirin/yazının hemen yayımlanması olası bazı trajikomik hataların gözden kaçmasına ve sahibinin zorda kalmasına neden olur. Büyük boyutlu öyle yanlışlar vardır ki dilenen özür pek cılız kalır. “Özrü kabahatinden büyük olmak!” deyimi ister istemez akıllara geliverir...
Hepimiz okuruz, yazarız, çizeriz hatta bazen yorum da yapabiliriz; ancak yayımlama konusunda her birimiz nasılız, ne durumdayız ve işi nasıl kotarmaktayız, pek bilinmez! Gözlemlediğim, görebildiğim ve üzüldüğüm bir nokta var ki o da “yayımlama etiği” kurallarının yok sayılmakta olduğu gerçeğidir.
Yangından mal kaçırırcasına ve “Önce ben!” anlayışıyla sırf bir şeyler yazmış olmak adına çala kalem yazıya dökülen içeriksiz ve yanlışlıklar komedyası hâlindeki sunuların apar topar yayımlanması hiç de iç açıcı olmasa gerek!
Kendi adıma; bir şiirimi veya yazımı yayımlamadan önce veya yayımlar yayımlamaz, üzerine “Cuk!” oturttuğum şiiri/yazıyı mutlaka bir kez okumaktayım. Yeteri kadar zamanım varsa ve yorum yapmaya değer buluyorsam, elbet bir şeyler karalayabilirim. Kendi şiir ve yazılarıma yapılan yorumları ise, hep saygıyla karşılarım.
Şiir ve yazıyı ivedilikle ve üstelik bir alttaki şiiri/yazıyı hiç okumaksızın “Cuk!” üste oturtmak ne bir erdem, marifet, başarıdır, ne de bunu yapanı yüceltir...
Şiiri, yazıyı “Cuk!” oturtmayı;
Bencilce davranıp okumamayı;
Kırık dökük dille saçmalamayı
Başarı sayana saygı duyulmaz...
Çok hacimli paragraflardan oluşan, estetikten yoksun, hantal ve sıkıcı yazılar ile destansı şiirlerin yanı sıra özellikle “alıntı/çalıntı” kompozisyonlarla âdeta “Ben de varım!” dercesine ulu orta boy göstermek hangi asil ruha yakışır ki...
Amacımız; yaptığı işi yaşam biçimi olarak benimseyen ve ciddiye alan; ulusal, mânevî ve etik değerlere saygı duyan; yazılı ve sözlü edebî ve edepli söylem ve davranışlar sergileyen; ortak paydadan kutsal paylaşımlar içine giren ve ille haddini bilen; saygın, görkemli ve güçlü şair/yazar olmak değil midir?
Saygı, sevgi ve selâmlarımla.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.