- 907 Okunma
- 3 Yorum
- 1 Beğeni
VAROLUŞUN SONSUZ DANSI
Çocukken kocaman bir salonumuz vardı. Hani bilirsiniz eski evleri . Büyük bir salon ve odalara açılan kapılar. İşte öyle bir ev. Ben en fırfırlı eteğim ile , o salonun tam ortasında dönmeye başlardım. Annemin ,başın dönecek kızım ,dönme artık ,deyişlerine kulak aldırmaz ,gözlerimi kapatır , döner döner ve sonra tam olduğum yere otururdum .
Bu muhteşem bir his verirdi bana. Sanki hava ile dans eder, o havanın bir parçası gibi hissederdim kendimi. Ben hava olurdum , boşluk olurdum ,kaybolurdum oracıkta.
Sonra okul bilgileriyle donanırken , dünyanın güneş etrafında ve kendi etrafında dönüşlerini dinlerken , aklım tek kelimeye takılı kalırdı hep .Dönmek .
Ve yıllar geçti .
Merak belirgin ve görünür bir haldi bende.
Bu süreçte , yaratılışın sonsuz bir dans içinde olduğunu fark ettim.
Örümcek , ağını döne döne örüyordu , bazı bitkiler dönerek yapılanıyordu , hayvan boynuzları ,salyangoz ,spiral yapıdaydı . Bunlar yaşadığım çevrede gözlemlediklerimdi. Ardından sonsuz bilgi kapıları aralanmaya başladı.
İnsan vücudunda bulunan yedi ley noktasının döner vaziyette olduğunu öğrendiğimde liseyi yeni bitirmiştim. İlk işim -kendimi ağaçlarla bütün hissettiğim için olsa gerek - kesilmiş bir ağacın iç içe geçmiş halkalarına uzun uzun bakmak olmuştu.
Reiki ve sembolleriyle çalışmaya başladığımda , çakralar ve enerjinin nasıl döndüğünü daha net gördüm.
On yılı aşkındır aldığım eğitimlerde gördüm ki ,bütün spiral sembollerin , enerjiyi odaklama özelliği var. Negatifi pozitife dönüştürmenin en etkili yolu üstelik.
İnsanoğlu aslında tüm sembolleri doğadan öğreniyordu.
Döne döne devam ediyordu öğrenmem ve sonsuzdu . Tıpkı daire gibi.
’Eğer bir atomu kesersen , ortasında bir güneş , güneşin etrafında durmadan dönen gezegenler bulursun.’
-Mevlana-
Sufiler ,Hu Allah diyerek zikrederler . Hu sözcüğünün Farsça daki karşılığı ’O’ dur. Mu dininde de yaradan için sadece ’O’ zamiri kullanılmış. ’O’ harfi daire şeklindedir ve söylerken dudaklarımızda daire biçimini alır.
Kabe de tavaf ile , düğünde ,halay ile , şamanlarda çember dansı ile ,eski Roma ve Yunanistan da büyü ve tedavide ,durmadan dönerek niyet iletir.
Aslında yaratan ve yaratılan dairede iç içedir. Dinsel metinlerde dairenin içi yaratanı , dış çizgisi yaratılmış olanı ve her ikisinin birliğini anlatır. Tasavvufta insan -ı kabil ’i de simgeler. Çünkü insan varlığının başı ve sonu yoktur.
Mevlana tüm evrende en temel hareketin dönme hareketi olduğunu sezgisel olarak anlamış ,sema ederek bunu yansıtmıştır.
İçinde dönme figürü olan danslar çok güçlüdür. Enerji girdabı oluştururlar.
Daire şeklindeki hareket , dünyalar arasındaki perdeyi ,daha kolayca ayırabileceğimiz kutsal bir mekan yaratır . Ruhsal dünyadan fiziksel dünyaya bir enerji akışı sağlar.
Bu konuda ayrıntılarıyla aktarılacak oldukça çok bilgi var. Özetlemek ve paylaşmak istedim.
Dönmek ,yaratılışın sonsuz dansı .
Sevgiyle hatırlattık ...