- 493 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Meçhule Giden yol-1
Meçhule Giden yol
Roman
Meçhule giden yol -1
Bu hikayede bir sen varsın bir de ben.
başka kimse olmamalı
Meçhule giden yolun başındaki yolcu.
Biri içeri girerken, diğeri dışarı çıkıyordu. Çarpışmaları kaçınılmazdı. Nitekim öyle de oldu. Genç adamın ve genç kızın elindekiler etrafa yayıldı. Genç kız şaşkınlık ve içten gelen bir öfke ile yere çömelerek dağılan eşyalarını toplamaya başladı, bu arada adama da verip veriştiriyordu:
_ Biraz daha dikkatli olamaz mıydınız? Sizin yüzünüzden treni kaçırdım.Bu gün mutlaka tersimden kalkmış olmalıyım..
Adam şaşkınlıkla genç kızın dağılan eşyalarına bakarken hayretle kendi kitabını da gördü. Daha çıkalı üç gün bile olmamıştı.
Birden gururunun okşanmış olduğunu hissetti. Yere çömelerek genç kıza yardım etmeye başladı. Önce kızgınlığının yerini bir rahatlama aldı ve sonrada gülme, etrafındakilerin şaşkın bakışları arasında gülüyorlardı. Genç adam ‘’çok genç’’ diye düşündü.’’ Olsa, olsa ya yirmi iki yada yirmi üç,gülüşü ne kadar güzel.’
Bir an bakışları karşılaştı. Öylece kaldılar. Bir birlerinin gözlerinde boğulmak bu olsa gerekti. Adam çekinerek sordu:
_ Hatamı tamir etmek istiyorum. Size bir bardak çay ısmarlayabilir miyim?
Genç kızın düşmanca bakışları yumuşayarak, sevecen bir hal aldı ve yavaşça başını salladı.
_ Ama ben bitki çayı içerim.
Ayağa kalktılar en dipteki masaya doğru yürüdüler, yerleşirken adam kitabının en üstte durduğunu gördü. İyi ki arka kapağa resmimi koydurtmamışım diye düşündü. Yoksa utançtan yüzüm kıpkırmızı olurdu, karşılıklı oturdular.
Genç adam:
_ Adım Salih Okuş. Sizden zamanınızı boşa harcattığım için özür dilerim
Duyduğu isim genç kızın kafasında hiçbir şey uyandırmadı etrafımızda olan binlerce erkekten biri diye düşündü. ‘’ Ama itiraf etmeliyim ki çok yakışıklı adam. Acaba hayatında biri var mı ki? ‘’ Yine o meraklı kadınlık huyu ağır basmıştı bana ne dercesine başını iki yana salladı. Düşüncelerinden sıyrılıp, yeniden gerçek hayata döndü.
_ Adım Radife Türkten. İstanbul’a akrabalarımın yanına misafir olarak geldim. Birkaç gün daha burada kalıp yaşadığım şehir İzmir’ime geri döneceğim.
Salih:
_ Demek İzmir’de oturuyorsun. İnanmayacaksın ama bende o şehre özel bir ilgi duyuyorum.
Radife:
_ İki çocuk annesiyim. Sıra sende ya siz, siz ne yapıyorsunuz elleriniz temiz ve bakımlı bu beden gücüyle çalışmadığınızı gösteriyor.
Salih:
_Önce hayretimi belirtmem lazım bu kadar genç yaşta iki çocuk annesi olmak inanılmaz bir şey. Kutlarım sizi. Ama çok gençsiniz olsa, olsa yirmi dört daha fazlası yok.
Radife:
Yanıldın tamı tamına otuz üç yaşındayım on beş yıllık da evliyim. Sizden konuşuyorduk.
Salih:
_ Ufacık bir kitapçı dükkanım var ömrüm dört duvar arasında geçiyor ve geliriyle idare edip gidiyorum.
Radife:
_ Ne güzel hayatta en çok sevdiğim şeylerden biri kitap okumak Elime bir kitap versinler benden başka bir şey de istemesinler.
Salih:
_ Galiba kitabı yeni aldınız? Sevdiğiniz bir yazar mı?
Radife:
_ Evet sevdiğim bir yazar ilk kitabını da okumuştum. Ve çok ta etkilenmiştim. İnanıyorum bu kitabı da çok güzeldir. Ha iki tane de şiir kitabı var. Harika şiirler var.
Salih:
_ Bir şey merak ettim İsminizin anlamı nedir. Çok duyulmuş bir isim değil gibi geldi benim için.
Radife:
_ Evet bende rastlamadım. İsmimin anlamı her şeyden evvel öz Türkçe. Bir yıldızın yanında bulunan başka bir yıldız. Diğer anlamı ise, kıyamette surun ikinci ötüşü. Ben bu kadar biliyorum.
Salih:
_ Sayende yeni bir kelime daha öğrendim. Acaba bir daha görüşebilir miyiz?
Genç kız, bir an için adamın gözlerine baktı. Çok isterdim ama ne yazık ki zamanım yok dediğim gibi birkaç gün sonra İzmir’ döneceğim bir daha görüşeceğimizi tahmin etmiyorum.
Adam ‘evet haklısın’ dedi. ‘’ belki ilerde yine karşılaşabiliriz. Genç kız ‘’ kim bilebilir ki ‘’dedi ve masadaki eşyalarını aldı aralarında kısa bir vedalaşma oldu. Adamın beğeni dolu bakışları arasında kafeteryadan çıkıp kalabalığa karıştı. Adam gözlerini ovuşturarak ‘’acaba hayal mi gördüm’’ diye düşündü ama masadaki yarısı boş bardağı görünce yaşadıklarının hayal olmadığını bir kere daha anladı ve hesabı ödeyerek dışarı çıktı.
Tuğrul Ahmet Pekel/ 2010 / Haznedar
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.