- 713 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
İnsanı Gereksiz Yere Övmeyen ve Yermeyen Dostluk
İnsanları Gereksiz Yere Övmeyen ve Yermeyen Dostluk
Sevgili Dostum,
Son zamanlarda nereye gitsem bakıyorum da insanlar sevdikleri insanları illa da bizim de sevmemiz için üstün çaba harcamaktalar. Ya da sevmedikleri insanları biz seviyorsak bizim de sevmememizi istiyorlar.
Değerli dostum,
Her insanın farklı olduğunu hepimiz biliyoruz. Her insan hem değerli, hem farklı hem de eğer bizi anlıyorlarsa sevgiye değer insanlardır. Ama bize değer vermeyen bizi anlamayan ve gücü olduğu halde bize yardım etmeyen insana sık sık gitmemiz veya “ne olur sen beni sev“ dememiz de bana saçma gelir. Gerçi dinimizde bize gelmeyene gitmek bizi sevmeyeni sevmek de üstün tutulmuş ve övülmüştür ama bizi sevmeyen insanı bizim severek sık sık gitmemiz karşımızdaki insanı rahatsız ediyorsa yanına ısrarla gitmemiz saçmalık oluyor çok zaman.
Sevgili dostum,
Sen ve ben ne kadar samimi insanlar olsak da, dost olsak da biliyoruz ki, sen de ben de farklı insanlarız ve bu farklılık senin sevdiğini benim de çok seveceğim anlamını çıkarmıyor. Herkes karşısındakini kendisine değer verdiği oranda sever ya da sevmez. Bir insanı bir zaman severse bir zaman sevmeyebilir dünya durmadan değişmektedir. Bu gerçeği sen de ben de bilmekteyiz. Bu yüzden hiçbir zaman birbirimize karşı şu iyi ya da şu kötü diye ısrar etmedik. Bir insanı seviyorsak neden sevdiğimizi ya da sevmiyorsak neden sevmediğimizi bir defa söyledik. Sonradan da bu konuyu gündeme bile getirmedik. Israr etmemiz faydasız bunu da biliyoruz.. O yüzden de boşa konuşmuyoruz ve arkadaşlık ve dostluğumuzda o oranda pekişiyor.
Sevgili dostum,
Yer yüzünde insanlar arasında sorunların çoğunun insanların birbirine hükmetme, birbirini yönetmeye çalışma hırs ve ısrarından meydana geldiğini görüyoruz. Dostlukların, evliliklerin bir anda bitmesinin çok sebebi insanların birbirine saygı duyması yerine birbirine fikirlerini dayatması, söz ile kabul ettiremediği zaman kaba kuvvete başvurması, şiddete başvurması sonucunda cinayetlere bile gidiyor bu anlamsız dayatmalar. Medeni olan insan gerçek manada insan ise başkasına saygılı olan eğer karşısındaki insandan rahatsız olmuş ise medenice ondan uzaklaşan veya samimiyetini azaltan insan olur. Bu yolu seçenler az zararla kapatırlar. Biz bu yolu tuttuğumuzdan dolayı da dostluğumuz daha sağlam temellere oturdu.
Sevgili dostum,
Bazen bakıyorum da çevreme. Bizim düşüncelerimize önem vermeyen insanlar kendi düşüncelerini bize dayatma yolunu seçmekteler. Lafta bizi seven ama bizi ziyaret etmeyen, hakikaten sevdikleri insanları sık sık ziyarete ederler. Bunu anlattığımız zaman hemen yalanı basarlar. “Vallahi seni çok seviyoruz ama çok yoğunuz zamanımız yok” derler. Halbuki onların oturduğu yer ve bizim yerimiz arasında 2 sokak vardır. Sevdikleri insanlar ise başka şehirdedir ama zaman vardır onları ziyarete. Kendilerini haklı çıkarmak için acımasızca hiç düşünmeden yalan uyduranlar ne yazık ki Müslümanlığı ve dürüstlüğü de kimseye bırakmayan insanlardır. Biz ise neden gitmediğimizi soranlara açıkça “onları ziyarete değer bulmadığımızdan” ve “mesafeli olmak yararlıdır” diye açıklamada bulunuruz ki bu karnından konuşan insanların işine gelmez.
Sevgili dostum,
Başkaları ne derse desin, bize zarar verecek insanların yakınlık derecesi ne olursa olsun kendimizden ve çocuklarımızdan uzak tutarak çocuklarımızın durmadan dedikodu yapan, durmadan yalan söyleyen ve başkalarına açıkça saygısızlık yapanlardan uzak tutarak, çocuklarımızın yalandan, iki yüzlülükten uzak yetişmesini sağlamak bizim en büyük görevimizdir. Bizim için olmasa da çocuklarımız için bunu yapmamız lazım olduğunu söylemiştim sana daha önce de...
Sevgili dostum,
Övgüde de yergide de ileri gitmemek, her işte olduğu gibi ölçülü olmak insanlara saygılı olmak bizim görevimiz olmalı. Mesela iyi göremeyen insana illa da gözlük tak diye diretmemiz hiç hoş olmasa gerek. Çünkü insan belki engelli olmasını kabullenmiştir. Biz kabullenemiyor ve “illa da gözlük kullan” diyorsak bu dayatmadır ve onu kabullenememek demektir. Çünkü seven insan onu olduğu gibi kabullenir ve engelli olmasının onun suçu olmadığına inanarak kabullenir. Eğer önyargılı yaklaşmazsa o insana belki de sevecek ve onu sevmesinin bir ödülü olacağı umudu ile mutlu olacaktır.
Sevgili dostum,
İnsanları sevmek veya sevmemek konusunda eğer çok özellikler ararsak sevdiğimiz insanın az sevmediğimiz insanın çok olduğunu görürüz. Ama bizi sevmediğini çok açık ortaya koyan insanlara mesela çok insanın olduğu bir ortamda herkese güler yüz gösterirken sadece bize asık suratla bakması, herkesin elini sıkarken bizim elimizi sıkmaması, herkese selam verirken bizim selamımızı almaması karşısında o insan sempati beslemememiz beklenemez. Sevgi gerçek manada sevene, saygı da gerçek manada bize saygı gösterene gösterilir. Eğer saygıyı hak etmeyene saygı , sevgiyi hak etmeyene sevgi gösterirsek toplumda huzursuzluklara, haksızlıklara, aşırılıklara davetiye çıkarmış oluruz.
Sevgili dostum,
Bir zamanlar sık sık kamu kurumlarında arkadaşları ziyaret ederdim. Bu kurumlarda arkadaşlar benim ziyaretimden memnun kalırlardı. Ama aynı odada çalışan başkaları bu durumu kıskanır ve “senin işin yok mu? Buraya neye sık sık geliyorsun?” diyerek eleştiride bulunurlardı. Benim işim olmadığından değil, orada arkadaşımı sevdiğimden dolayı gitmemi anlayamaz, bu ziyarete başka manalar verirdi. Ben de bu ziyaretleri kestim. Arkadaşlarım bizlerden faydalı bilgiler almaktan mahrum kaldılar.
Sevgili dostum,
İş arkadaşının çok ziyaretçisi olmasını bile şaka da olsa çekemeyen insanlar yani aşırıya kaçan insanlar sevimsizleşirler. Bu yüzden de bizler ölçülü olarak dostluğumuzu pekiştirmek ve daha güçlü dostluklara kapı açmak için başkalarına olan saygımızı yitirmeden, iş arkadaşlarımıza gelen arkadaşlarımıza hep saygılı olmamızın gereğine inanarak kimsenin sevdiğini sorgulamam ve sevdiğine saygı duyarım. Bu dostluğun, iş arkadaşlığının bir gereğidir ve mutlu olmamız için başkalarının nasıl bizim sevdiğimize saygı göstermesini istiyorsak bizler de iş arkadaşlarımızın sevdiklerine saygı göstermeliyiz.
Sevgili dostum,
Bir insan ki, bize saygısı ve sevgisi maddi şeyler ile oluyorsa ve durmadan dedikodu yapıyorsa biz de bundan rahatsız olarak uzak uzak duruyorsak insanlar da buna saygı göstermelidir. Çünkü başkaları mutlu olacak diye kendi ailemize ve aile fertlerimizin zarar görmesine göz yummak da aile fertlerimize saygısızlık olur. İnsan kendisi sevebilir ama o insanı başkaları da sevsin diye dayatmada bulunamaz. Bu dayatmayı yapan insan aynı zamanda kendisine de saygısızlık eder ama bunun farkına varmaz. Başkalarını bir insana sevdireceğim derken dayatmada bulunduğu insanı da kendisine düşman edebilir. Baskı ile dayatma ile kimseyi kimseye sevdiremeyiz ki. Ben baskı ile evlenen insanların hiç mutlu olduğuna şahit olmadım mesela. Günümüzde töre cinayetlerine bir de bu açıdan bakmak lazım.
Değerli dostum,
Sevmek çok güzel duygu. Ama içimizden gelmeden başkalarını memnun edilerek yapmacık sevgi göstermek de insana eziyet verir. Biz başkalarını memnun etmek için değil, hayatta mutlu olmak ve çocuklarımızın da bilgi ve sevgi ile yetişmesine yardımcı olmalıyız. Bu dostlukların pekişmesine sebep olacak ve biz bunu biliyoruz.
Güzel dostluğumuz bu mektupla biraz daha pekişti ve devam edecek güzelliklere doğru…
YORUMLAR
Sevgi denen mefhum eşsiz bir armağan ama ne yazık ki bu duygudan nasiplenmeyen o kadar çok insan var ki...
Sevmek zorunda olmadığımız çok insan olabilir sayısız sebepten dolayı ama bu demek değil ki, yerden yere vurup zarar vereceğiz ve ne yazık ki bunu fazlasıyla yapan insan var gözlemlediğim ki zarar vermenin de bir sürü yolu var. Sevgisizlik ruhu çürüten kötü ve yıkıcı bir mefhum. Kendimizi severek çıkarken yola zaten çoğalacağı da aşikar. Akabinde paylaşmak ve eşlik eden mutluluk. Sevginin, sevebilmenin en güzel sunumu zaten mutluluk olarak geri dönecek bize.
Kutlarım hocam bu güzel paylaşımınız itibariyle. İnsanın içini aydınlatan bir yazıydı okunması gereken.
Saygılar, hürmetler...
Yüreğinize sağlık.