- 618 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
halı saha futbolu asla sadece halı saha futbolu değildir
Sevgili Simon Kuper’ in dediği gibi ‘’Futbol asla sadece futbol değildir.’’ noktasındayız, zira Muallimgücü’ nün Demirköprü Arena’ da yaşattığı felsefe, gençler arasında büyük bir hızla yayılıyor, kulaktan kulağa anlatılarak efsaneleşme yolunda emin adımlarla ilerliyor, oynadıkları kolektif oyun kimi zaman Barça’ ya kimi zaman Bayern’ e benzetiliyor ama bana sorarsanız iki ihtimalin de ötesinde başka bir terkip var ortada, samimiyetin ilk sırada olduğu, Anadolu insanı imecesinin vücut bulduğu bir güzel haldir sahada gördüklerimiz. Bir keresinde oyuncu antrenör Selçukşahinhasan’ ın dediklerine kulak vermek olayı izaha yeter de artar bile, aynen şöyle diyordu kendileri ‘’Ben gol atmaktan ziyade attırmayı daha çok seviyorum, arkadaşımın gol sevinciyle benim gol pası sevincim birleşince tarif edilmez bir keyif çıkıyor ortaya.’’
Evet arkadaşlar böyle bir oyun iradesi karşısında değil muhtelif talebe güçleri, demirden kramponlar bile olsa erir, yerle yeksan olur. Muallimgücü’ nün sahada kartal gibi süzülüşüne şahid olunca, insanın aklına İspanya’ yı fetih yolunda gemilerini yakmış, ya olacak ya olacak inancını taşıyan askerler geliyor, Roma yollarında sarsılmaz bir imanla ilerleyen, tüm askerlerini ismen tanıyan ve öylece hitab eden dahi komutan Hannibal geliyor, kalabalık olmalarına güvenip Hunlar’ a boyunduruk vurabileceğini zanneden Çin’ e karşı savaş taktiklerinin kralını uygulayıp alayını vergiye bağlayan Mete Han geliyor.
Yaşamış olduğu dryfitfirstclass krampon badiresinden sonra hafta boyu sessizliğini muhafaza eden Puyolmurat maç öncesi basına verdiği demeçte ‘’ Bir zamanlar Gassaray’ da Reykard adında bir zatı muhterem vardı, oyuncularını maça hazırlayabilmek adına, musiki dinlettirir hatta bizzat dinlerdi, ben de hafta boyunca benzer bir yöntemle, yağlıboya renklerimde buldum teselliyi, aslında çift kapsüllü paintball tüfeği kullanmama izin verseler, zorlandığım futbolcuları kırmızı ile, çantada keklik olanları yeşille vurup işaretlesem, ona göre kademeye girsem ne iyi olurdu, federasyona şahsi başvurumu yapacağım, hakemlere beyaz sprey kullanma izni verenler bu teklifi de ciddiye almalılar bence, maça gelecek olursak bugün elimden geleni yapacağım, kulüp başkanıma sizin aracılığınızla selam göndermek istiyorum, müsterih olsun, adım Puyolmurat tek rakibim Rambrant’’ diyerek akıllarda yer etti.
Tam yedi gün evvel 11Talebebirliği’ nin tabelayı çevirmeye nefesi yetmeyince bu sefer 12Talebebirliği Demirköprü Arena’ da boy gösterdi, lakin 6-3 yenilmekten kurtulamadılar. Geçen hafta Muallimgücü’ nün kadrosunda yer almayan ve haliyle dinlenmiş vaziyette olan forveti Mesutmessi gol yollarında bu kez takımın en büyük silahı oldu, dar alandaki kısa paslaşmaları, olur olmaz yerlerden ani ve şık vuruşlarıyla geceye damgasını vurdu, bir bakıma oyuncu antrenör Selçukşahinhasan’ a da ne inkar ne itiraf bu yalnızca sitem mesajı verdi, Mesutmessi lisanı haliyle ‘’Ben 4. Erbil Maratonu’nda iki şişe su için koşacak adam mıyım?’’ der gibiydi.
Hakanbaltaserkankazma maç sonunda gazetecilere verdiği beyanatta ‘’Hafta boyu dersine girmiş olduğum talebelerden ödevine çalışmayan ve üstüne üstlük rakip olarak karşıma çıkan olunca bir anda kendimi kaybediyor Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ ndeymişim gibi hissediyorum, atım olmamasına rağmen bir süvari gibi hızlı olmamı buna yormanızı istirham ederim. Şunu da eklemeden edemeyeceğim, Allah aşkına söyler misiniz, rakip takımın Eker adlı oyuncusunun pozisyonlara girişi neydi öyle?! Eker ayranı gibi elini kolunu sallaya çalkalaya fiiliyatta bulunması şu ayak topuyla hiç bağdaşıyor mu? Bir an kendimi Yörük çadırında yayık ayran içmeyi bekleyen tatilci gibi hissettim.’’ diyerek motivasyon unsurlarını da bizlerle paylaşmış oldu.
Golkaçırmamakinesihüseyin bu sefer ilk altıda yer bulamadı, kulübeden gelen Uğurusta orta sahada yaptığı yerinde müdahalelerle, oyunu kanatlara açma gayretiyle ilk altının değişmez ismi olacağının sinyallerini verdi.
12Talebebirliği’ nin göbeğinde mevkilenen iki hatta üç oyuncusunun topu olumlu kullanma çabaları da tabelayı lehlerine çevirmeye yetmedi, maçın ilk bölümünde kaleye aldıkları İşçikarınca, aslında ortada oyuna başlamış olsaydı, talebeler maçı belki de dengeleyebilirlerdi, zira İşçikarınca topu her ayağına alışında oyuna heyecan kattı, arkadaşlarını rahatlattı ama Muallimgücü’ nün direncini bir türlü kıramadılar, iki penaltı kazandıkları gecede sahadan yenik ayrıldılar, bu penaltılara sebebiyet veren Puyolmurat, Muallimgücü’ nün vasat oyuncusu olmuş oldu, topu ceza sahasında elle kestiği pozisyonda kırmızı kart görmemesi de hakemin yanlış kararlarından biriydi.
Puyolmurat’ a geçtiğimiz haftadaki oyunundan ötürü gönül koyan ve maçı kulüp lokalinde kurmaylarıyla seyreden başkan Honorary’ nin penaltı pozisyonlarında oldukça sinirlendiği, masasının üzerindeki sarı zarfları hışımla yerlere savurduğu ve Puyoool diye nara attığı yine gelen haberler arasında.
Yaşanan bu sıcak gelişmeden yarım saat sonra kulüp binasını saran gazetecilere, geçen hafta yayınlanan makalemizde sarf ettiğimiz, ‘’ Ama artık birinin Puyolmurat’ a Amerikan futbolu oynamadıklarını söylemesinin zamanı geldi!’’ cümlesinden haberdar olan başkanın, kendisine çevrilen kameralara sert bir üslupla, ‘’Yok arkadaş, birinin Puyolmurat’ a voleybol oynamadıklarını söylemesinin zamanı da geldi!’’ diyerek kızgınlığını ifade etmesi mesaj olarak da algılanabilir.
Puyolmurat böyle oynamaya devam ederse devre arasında kendisine talip olan Hediyeunfabrikasıspor’ a kiralık yollanabilir.
Büyük bir endüstri haline gelen futbolun büyüsü insanları cezbetmeye devam ediyor, kalabalık kitleler oynayarak ve seyrederek stres atıyor, şikeden, tribün teröründen ve kara para trafiğinden azade olduğu, fair play çerçevesinde kaldığı müddetçe bu oyunu seviyoruz, seveceğiz de.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.