- 2024 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
"YEŞİLÇAM DEDİKLERİ TÜRKİYE" ROMAN ÖZETİ
Vedat Türkali’nin toplumsal içerikli gerçekçi romanlarından biri. Okuduğum diğer romanlarındaki( Güven, Bir Gün Tek Başına, Mavi Karanlık, Yalancı Tanıklar Kahvesi)
yalınlığını, yaşamla bütünleşmeyi, kahramanların hayal ürünü olmadıklarını bu romanda da buldum diyebilirim.
“Kahramanların; çektikleri acılar, besledikleri umutlar, bastırılmış ve her fırsatta ortamı bulunduğunda gerçekleşen cinsel birliktelikler, kahramanların içsel dünyalarındaki çatışmaları, sistemin aydınlar üzerindeki her dönemde olduğu gibi baskının, sansürün kendisini hissettirmesi, toplumdaki iç dinamiklerin arayış içerisinde oluşlarını…”
Televizyonla tanışmadığımız ilk gençlik yıllarımızdaki dönemde hafta sonları sinemaya gitmek en büyük etkinliğimizdi. Yeni filmlerin gelişini mahalle mahalle, sokak sokak sırtında film tahtası ile dolaşırken tellallık yapan kişiden duyar duyar duymaz biz de takılırdık tellalın peşine.
“Başrollerde Cüneyt Arkın, Filiz Akın!
Fakir Gencin Romanı!
Kara Çarşaflı Gelin
Kanun Namına!” Filimler her hafta değişirdi.
Tabi o zamanlar bilemezdik: Bu filimler sinemaya gelene dek hangi evrelerden geçmiş. Düşünemezdik bile.
Nasıl ki önümüze gelen yemeği kotarmak için en azından çenelerimizi oynatmamız gerekiyorsa; anladım ki her ortaya sunulan bir değer için sarf edilen bir emek, bu emeğe katkıda bulunan emekçilerin var olduğunu.
İşte bizim sabırsızlıkla beklediğimiz filmlerin çekilirken set gerisinde nelerin yaşandığını, kahramanların ne gibi sıkıntılardan geçtiklerini, iç dünyalarını, film şirketlerinin acımasız rekabetlerini bu romanı okuyarak daha iyi anlamış oldum diyebilirim.
Vedat Türkali’nin romanlardaki olaylar, İstanbul mihverinde dönüyor,aşağı yukarı. Yeşilçam Dedikleri Türkiye’de de öyle.
Kahramanlar, içimizden birileri. Sade, yoksulluk çekiyorlar, kiralarını vermekte zorlanıyorlar. Ekmek parası için bütün zorluklara göğüs geriyorlar. Aşık oluyorlar. İhanet ediyorlar, ihanete uğruyorlar. Evleniyorlar, boşanıyorlar. Tekrar evleniyorlar. Çocuklar, mutsuz oluyorlar. Yine de yaşamın içinde ayakta durabilmek için içlerindeki umut kırıntılarını yitirmiyorlar. Bunlar yaşanırken de düzenin sanatçılar üzerindeki sansüre ve yıldırma politikalarına göğüs germeye çalışıyorlar. Yani her şey gerçeğe çok yakın hatta gerçek gibi.
Roman’ın baş karakterleri:
Gündüz, Refik, Zühtü.
Diğer karakterler:
Saffet Duran, Şahin Doğan, Temel,
Kadın karakterler:
Pervin, Narin Ceylan, Seniye, Mefharet Hanım, Berber Nazmiye.
Eczacı olan Zühtü Bey’in Tarlabaşı’nda iki katlı evi vardır. Alt katında Pervin, annesiyle birlikte kiracı olarak oturmaktadır. Pervin, Samsunludur. Çocuk yaşta evlendirilmiş fakat gördüğü şiddet üzerine ayrılmış,babası da ölünce Bursa’ya akrabalarının yanına gelmiştir. Oradan da İstanbul’a gelmiştir. Annesi de ölünce tek başına kalmıştır.
Zühtü Bey, varlıklı birisidir. Eşinden ayrılmıştır. Refik ve Seniye Zühtü Bey’in çocuklarıdır. Seniye, çocuk denecek yaşta eczane kalfası Fuat ile kırıştırınca babası Zühtü ceza olarak onu yaşlı bir kaymakamla evli olan annesinin yanına gönderir.Liseyi Anadolu’un bir kasabasında bitirir.Üniversite için tekrar İstanbul’a döner. Hukuk okumaktadır.Okulu bitirir avukat olur.
Refik, film yapımcılığı ile uğraşmaktadır. Gürbüz,Saffet,Temel ve diğer arkadaşlarıyla birlikte senaryo çalışmaları yapmaktadırlar. Öyküler üzerinde çalışırlar; konular irdelenir, çatışmalar ele alınır, senaryolar hazırlanır sonunda yapacakları filmlerin toplumda tutulup tutulmayacakları mütalaa edilir.
Gürbüz, uzun yıllar hapislikten sonra İstanbul’a yeni dönmüştür. Çevirmenlik, editörlük yaparak geçinmeye çalışmaktadır. Tabi bu arada senaryo çalışmaları da bütün hızıyla devam etmektedir. Yaptıkları senaryolar zaman zaman sansüre takılır. Film yapımcılarının yapmış oldukları filmler de Narin Ceylan,Şahin Doğan baş karakter olarak oynamaktadırlar.
Bu arada aktör ve artist olmak için Adana’dan gelen gençlerin umutlarının nasıl yok olduğunu figüranlar üzerinde de görmekteyiz.
Gündüz, eşinden ayrılmıştır. Eşi, kendisini yakalayan komiserle evlenerek,gerçek yaşamdan bir kesit sunulmuştur. Gündüz’ün kadınlara zafiyeti vardır. Zühtü Bey’in kızı Seniye ve kiracısı Pervin ile cinsel ilişkiye bile girer. Bohem hayatına düşkündür. İstanbul’da yaşlı bir Rum kadının üst katındaki bir odasında kirada kalmaktadır. Çeviri ve editörlük yapmadığında geçinmekte zorlanır.
Zühtü Bey’in de dağınık bir hayatı vardır. Hastalanır, hastanede yatar.İyileştiğinde turlara katılarak Avrupa turuna çıkar. Seyahatta iken eczanesi bombalanır,kalfası Fuat ölür. Zühtü Bey, gençlik yıllarında aşk yaşadığı Rum kızı Elana’ yı Yunanistan da bulur ama yüz bulamaz.
Senaryo çalışmaları devam ede dursun set gerisindeki çalışanlar, film şirketleri tarafından ücretlerini alamazlar, mağdur olurlar.
Refik’ e sansüre uğrayan bir çalışması nedeniyle hapis yolu gözükür.
650 Sayfalık bir roman, elinize aldığınızda bırakmayacaksınız.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.