- 759 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KARA KIŞ YAKLAŞIRKEN KÖYÜMDE KIŞ SOHBETLERİ BAŞLARDI........ EYÜP AĞAMIN MİSELLEMELERİ GECELERE RENK KATARDI.....
Yıl 1965 ..Mal davar içeri girmiş....harman yerlerinde basmalar yığılmaya başlanmış...sabah erkenden bırakılan tavuklar basamaları ,hayvan dışkılarını didik didik edip buldukları tahıl tanelerini sevinçle kapışırken...horozun kanat çırpıp can hıraş ötüşü ile kan uykudaki çocukların uyanmasına yakın...büyükler sırtlarında sepetler ile basmaların tepe noktasına ...ahırlardan getirdikleri gurluğu dökerken...etrafa kar yağmış gibi düşen kırağı ve hafif sisi seyrediyorlar...gece boyu ürüyen ordan oraya koşan ...iböğün oğlunun köpeklerinden ise ses yok...bacalar birer birer tütmeye başlıyor...gün eyice ağardı...derken Herle,tarhana şoğrası yemeninde zamanı geldi...
..ta ki akşama kadar süren bu canlılık...akşamın alaca karanlığında...Seyit çavuşun 14 Numara lambasının solgun ışıkları konağın piyere bakan penceresinden süzülüyor...sararıp yere yığılan dut yapraklarının üzerine düşen ışıklar...altınımsı bir renk saçıyor...sokağa....derken konağa aşşam oturması için gelmeye başlayanlar...yedikleri hoşoğü...sıhma küfte şişkinliğini bu kısa yürüyüşle atıyorlar...köşeleri ve peğ yerlerini duldalayarak son ihtiyaçlarını mahçup mahçup korkarak yapıyorlar...tıkırtı duyduklarınıda...şalvarının bağınıtutup çekiyorlar...derken konak kalabalıklaşıyor... Rahmetlikler...Hasan şıhım,Bikköğ,ataşağa,Mehmet çavuş.Eyüp ağam,Memi emmim,Rıza emmi....Rahmetlik babam,Şemen emmim....Vahap amcam derken konağın sekili odasının dolu olduğu....piyere bakan pencereden belli oluyor..
..soba gürül gürül yanıyor...Seyit çavuş el işi kahve öğütme makinasını çıkarıp kahve çekerken çıkarmış olduğu enfes koku sokata insanı çarpıyor...efden püfden başlayan sohbet..ç.
Eyüp ağamın kendisine has mimik,el kol haraketleri ile anlattığı temsil ile başlıyor....’...İbopop guşu varya diyor iki elini sıkıp gözlerini yumunca millet o güzel öten renga renk kuşu aklına getiriyor...eyyyy diyorlar Eyüp ağam anlatmaya devam ediyor...o guş ağaçları oyar yuva yapar deyince Bikköğ heee ula hakkattende diyor..Eyüp ağam devam ediyor...o guşun yavruları ,bir gün analarına demişki diyor...Ana ,ana,bizim bu yuvamız niye böyle pis gohuyor....demiş...Anasıda...durmuş düşünmüş...yavrusuna demiş ki...Yavrum yavrum...bizde bu akklıl...bu kafa oldukca...daha çok yuva gohuturuz demiş....diye devam ederken...akşamın yedikleri şeyin şişkinliği ile kendisini tatlı uyku basan Hasan şıhım...birden şapkasını düzeltip doğrulup...ula emme güzel anlattın Eyüp...Haggatende eyle deyip başlayıp...Ali efendinin başından geçen olaylardan anlatarak...Eyüp ağamı doğruluyordu...Eyüp ağam ve odadakiler çok mutluydular...derken köpüklü kahvelerle sohbet eyice derinleşiyordu. Memi emmim ise şalvarının peyiğinde tabakası sıgara sarıyordu......Burda adı geçenleri rahmetle hürmetle anarken...anlatılan sohbetleri...zaman zaman...cemreler düşene gadar yazmaya devam edeceğiz....hepinizi çok seviyoruz...saygılarımla..