MADDE BAĞIMLILIĞI
Dün davet edildiğim bir söyleşiye öyle kendimi kilitlemiştim ki;Zamanın su gibi akıp geçtiği konuşmada;Kendimi evlat olarak,kardeş olarak ve her şeyden önemlisi anne olarak sorgulamalarla çatışma içerisinde geçirirken buldum.Gerçekten beni fazlası ile etkileyen bu sempozyumun konusu ’Narkotik Suçlularla mücadele’Suç ve suçlu tartışmasında, Ailenin önemi ve çocuğun yetiştirilmesi...Örnek davranışlar ve çocukların etkilenişleri...
Bu konu sosyal medyada senelerdir anlatılır.Sosyal medyayı takip eden genelde yine aydın kişiler...Okuma yazma bilmeyen,bilgisayar kullanmayan nice annelerimizi düşününce bu gibi söyleşilerin her alanda yapılması ve daha çok kitleye ulaşılabileceğini umut ederek yazıma başlamak istiyorum.
Hepimiz okuruz ve farklıdır etkilenimler.Fakat gerçek yaşamdan birinin örnekler vererek anlatması bizleri daha çok etkiler.Konuşmacı olarak gelen ’İstanbul Narkotik suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nden Recep Söylemez bey’di ’Öylesine hayatın içinden ve bizdendi ki...Çünkü kendi bizzat yaşamıştı olanları...Ve ne yazık ki;Yaşadığımız Türkiye coğrafyasında on yaşa kadar inen madde kullanımında hepimizin ellerimizin başımızın arasına alarak
düşünmemiz gerektiğiydi...
Bağlar başında bir madde kullanıcısını takibe aldık diyordu.Bir gece saat dörtte eve baskın yaptık.On altı yaşındaki kullanıcının aslında satıcı da olduğunu yüksek duvarlı balkonunda on dört saksıda yetiştirdiği boyumuza yakın kenevir ağacından anladık.İşin en acı yanı da neydi biliyor musunuz diyordu;Annesinin ’Hadi oğlumu aldınız,çiçeklerimden ne istiyorsunuz demesi oldu...Ve anneye cevap veremedik...
Bir kullanıcı bize kendi başvurdu dedi sonra.Kurtulmak istediğini söyledi.Nişanlıydı.Anlatmasını istedim dedi....Madde aldığı bir gün kayın validesine gidiyor.Nişanlısı ve kayın pederi de karşısında duruyor.Bir müddet sonra önümde derin ve simsiyah bir dehliz açılıyor ve bu dehliz gittikçe beni içine çekiyor diyor.Bu arada insanlar bir canavara dönüşüyor ve beni bu dehlize atmaya uğraşıyorlar ...İşte diyor konuşmacı,çocuklarınızda sabit bir yöne bakma görürseniz ve eliyle bir şeylerden kurtulmak için git der gibi bir hareket yapıyorsa mutlaka takibe almalısınız...
Bunun üzerine benim de aklımda da tv de haberlerde izlediğim gerçek bir olay canlandı.Anne beş yaşındaki oğlunu komşusundan limon istemeye yolluyor.Komşunun oğlu madde bağımlısı.Kapıyı o açıyor ve çocuğu bir canavar olarak görüyor.Mutfaktan bıçağı alarak çocuğu parçalıyor.Kimin aklına gelir ki böyle bir şey....
Bazı maddeler uyarıcı ve bazı maddeler uyuşturucu diye devam ediyor konuşmacı.Uyarıcı olanlarda müthiş bir enerji hisseder kullanan...Ve bütün vücudu karıncalanır.O yüzden sürekli yüzlerini tırmık içinde bırakırlar..Çocuklarınızın yüzünde ve vücudunda geçmeyen yara izlerini boş geçmemelisiniz diye bizleri uyarıyor...
Anne ve babanın çocuğa rol model olduğunu,özellikle de babanın çocuk davranışına çok etkisi olduğunu vurguluyor.Çünkü diyor çocuk için baba güçtür.Onu kimse yenemez.En güçlü onun babasıdır diye düşünür çocuk ve babam içiyorsa ben de içebilirim diyor.Çocuklarınıza ayakta işaret parmağınızı gösterip ’hı seni seni ’ demeyeceksiniz,onun boyu hizasına diz çöküp konuşacaksınız diyor.Ne kadar işiniz olsa yorulsanız da çocuklarınıza cevap vereceksiniz diyor Ve örnek veriyor.’Bir arkadaşımla üç gün nöbet tutmuştuk ve çok yorgunduk.Acil yemek yiyerek çıkmamız gerekiyordu.Arkadaşımın evi yakındı eşine telefon etti ve oraya gittik.Dünya tatlısı da dört yaşında kızı var.Babası üç gündür görmediği için gel seninle oynayalım dedi.Tamam dedi çocuk,ama bir şartım var.Ben baba olacağım sen çocuk.Tamam dedi arkadaşım.Ve kızına babacım seninle bugün ne oynayalım dedi.Kızın verdiği cevap hepimizi şok etti.Kızım bugün çok yorgunum hadi git annen ile oyna... Çocuklar her şeyin farkındadır asla onları es geçmeyin ...
Babanın gücü demişken diyelim ki kız çocuğunuz bir arkadaşında kalacak.Anneden izin istedi.Babadan çekineceği için annelerin şunu demesi gerekir’Tamam kızım sen bir de babana söyle..’ Bu durum karşısında babasına söyleyemeyeceği için büyük olasılıkla vaz geçecektir.Bu arada kız çocuklarının hayır demekte zorlandıkları için uyuşturucu kullanımında erkeklerden daha fazla olduklarını üzülerek de ekliyor hocamız...Ben kendimi düşünüyorum o anda;Rahmetli babacığım asla izin vermezdi ananemde kalmama dahi...
Benim çocuğum yapmaz demeyin asla diyor benim de aklıma eskilerin meşhur sözü geliyor.’Eşini ve çocuğunu övenin yüzü kara çıkabilir’ Evet eşinizi atabilirsiniz,hatta üzerine para da verebilirsiniz... Ama çocuk ölene kadar çocuğunuzdur ve ilgilenmek zorundasınız....Benim çocuğum olmayı çok kimse istemiştir keşke Ferda Teyze ben senin çocuğun olsaydım diye...Ama şu da bir gerçek ki;Ben çok manyak bir anneyim ve anında hissederdim.Çocuklarım benden çok çekse de bugün onlar için yaptıklarıma pişman değilim.Fadıl takipte sizin anlayacağınız...İnternet Kafeciler benden yaka silkmişti.O yüzden oğlumu almıyorlardı içeriye..Kızımın gittiği her yere telefon eder kendisini isterdim..Hala otuz iki yaşındaki oğlumun çekmelerine bakarım.Neden derseniz spora gidiyor ve doping ilaçları aldığını hissediyordum.Geçenlerde çekmecesinde ne kadar hap varsa google’da tek tek kontrolünü yaptım..Sonuç spordaki kas ağrılarından dolayı ağrı kesicilerdi...Hatta oğluma şunu dedim.Bak spor yapıyorsun O’na göre protein tozu, bana göre zehir olan içecekleri madem içiyorsun karaciğer ve böbrek testlerini yaptır.Sağlık ocağından randevu aldı.Ben ondan önce aile hekimine giderek,kendisine bu konuda bildiklerini anlatmasını rica ettim.Okursa şimdi öğrenecek tabi ki....Ağrı kesicilerin de bağımlılık yaptığını biliyor muydunuz....Hatta doktora gideriz ilaç vermeyen doktor nedense hep kötü deriz....Geçende sağ ayak baş parmağım kızardı ve şişti.Genel cerraha gittim aşırı derecede ürik asit fazlalığı çıktı.Doktor hemen hangi ilaçları kullanıyorsun dedi.Tatlandırıcı ve romatizma için ağrı kesiciler dedim.Kırmızı eti yasakladı (Ki yemem) Bol su içerek ilaçların zararlı etkisini azaltmamı önerdi.Anlayacağınız,ağrı kesmek için içtiğim ilaçlar ağrıya sebep olmuş çok ilginç...
Söyleşi de ilaçların bağımlılığı ile ilgili şu örneği anlattı..Bonzai....Günümüzün meşhur bağımlılık ilacı...O kadar çok çeşidi var ki;Çocukların boni bonları gibi renkli ve çocuk kafası şeklinde görseniz şeker dersiniz...Şüphelendiğinizde parmak ucunuzla ezin dedi ve kolayca dağılır...Aşırı derece alan çocuk önce yerinde duramayacak kadar hiperaktif olur ama daha sonra üç gün yatağından çıkacak hali kalmaz...Hiç ellemeyin krizi atlatsın daha sonra çare arayın....
Son olarak çocuklarınız eve geldiğinde sarılacaksınız hoş geldin çocuğum diyeceksiniz ve çaktırmadan koklayacaksınız.Çünkü madde kullanıcısı hafif nem kokusu veya naneye benzeyen bir koku kıvamında kokar.Ben de bugün oğluma sarılmayı beklemeden üzerinden çıkardıklarını kokladım.Tesadüf bu ya nane kokuyordu giysileri.Meğer çocuğun boynu tutulmuş bengay sürmüş..Ya annelik ne zor bir durum ...Allah yardımcısı olsun bağımlı annelerinin ...Göz teması kurun.Göz bebekleri çok büyük ya da çok küçükse ,sık kızarıyorsa ve göz damlası kullanıyorsa dikkatli olun.Bu kızarıklığında şimdi kolayını buldular ayranla karıştırdıklarında göz kızarmıyor.Eğer kutu kola veya benzeri meyve kutusu saklıyor iseler bu durumdan dolayıdır diyor ve örnek veriyor yine.Bağımlı biri gelmişti.Bilsem ki annemin karnında madde var,gözümü kırpmadan karnını deşer alırım.Hatta geldiğinde krize girdi bizden kas gevşetici istedi.Her tarafım ağrıyor diye.Ben de kameradan izliyorum.Hapı ayağı ile ezdi yere çökerek tozu burnundan çekti.
Çocuklar bizim çocuklarımız ve çığ gibi büyüyen madde bağımlılığına umarım çözüm bulunur.Çünkü sadece onlar değil tüm halkımız tehdit altında.Bir öğretmen kızımızı madde bağımlısı gençler,hem de geç olmayan bir vakitte öldürmüşlerdi.Benim komşumun seksen beş yaşında annesini tecavüz ederek öldürdüler...Annelere dikkat diyorlar da;Ya annesiz büyüyen çocuklar...Çok içim acıdı dünden beri ve ne çok olmayacak şeyleri dertlenmişim dedim bunları duyana kadar...Tüm annelere sevgilerimi yolluyorum çocuklarımız ile çok kısa bir zamanımız var lütfen onlara bu zamanı esirgemeyin diyorum....
Biri Ölür Biri Düğümlenir...
Yağmalanmış çocuklar durdu karşımda
solgun baktı mavi ve pembe anıları
glikozlu fotoğraflarda...
Sığınak aradı çığlıkları
Yürüdüler düşe kalka kaygan yollarda
kayboldu minik topukları
aşamadıkları küflü duvarlarda...
Tipik bir saklambaç eskiziydi
saklandıkları...
Düşerken uçurumdan biri
satıldı kanatları diğerlerinin
Sokaklar sessiz
Çocuklar sessiz
Hani ebe, hani sobe
herkes nerede...?
..................
Ferda,ca
Fotoğraf; Madde bağımlısı bir anne ve babanın çocuğu olan Anfisa,sigarayla oynuyor ve açık pencereden sarkıyor...Resmi çeken fotoğrafçı Popova ödül alırken,çocuğu sığınma evine alıyorlar ve Rusaya’da bu olay çok yankı yaratıyor....
YORUMLAR
Etkileyici bir yazı...Bir dönem kısacık bir süre gönüllü çalışmıştım bir vakıfta...Oraya gıda yardımı yapacak gönüllüler bulup yemek götürüyorduk...Sonra yüreğim duyduklarımı kaldıramadı gitmedim...Aracı oldum...
Orada madde bağımlısı bir gençle tanıştım, sokak çocuklarıyla birlikte yemek yedi.Tedavi gördüğü hastaneden çıkmıştı ve metroya bırakmamız istenmişti onu. Giderken konuştuk, üniversite öğrencisi çok yakışıklı bir çocuktu.Kulağında küpesi, omzunda teli kopuk gitarı, kirli giysileri...Görenin dönüp bir daha bakacağı bir gençti..O kadar temiz yüzlü...Çok şey anlattı kısa yolculukta. Felsefe bölümünden bir kızla arkadaştı.Kız madde bağımlısı mı biliyor mu diye soramadım üzülmesin diye...Bir an o kız benim kızım olsaydı sevdiceği de bu kişi diye düşündüm nevrim döndü...
"Beni satıcı yapmak istiyorlar" dedi...Denemek için " Daha iyi değil mi?" dedim..." Benim hayatımı mahveden bir illeti satamam abla ben ." dedi. Özellikle fiziği düzgün kız ve erkekleri seçip bağımlı yapıyor, ağlarına düşürünce de satıcı yapıyorlarmış. Onlar da çevrelerindekileri kendilerine aşık edip batağa sürüklüyorlarmış...
O kadar üzüldüm ki...Aşk karşısında ya da aşkın bu amaçla kullanılmasıyla batağa düşen gençler canlandı gözümün önünde...Bir kaç gün önce de okula yakın durakta heykel gibi kasılmış yatan bir genci bildirmiştik polise...
Yazıda da geçtiği gibi kimin ne yapacağı belli olmaz, çocuk yetiştirmek zor büyük şehirlerde...Şu satırları yazarken o tipler gözümün önünde canlandı ve yüreğim bir kez daha parçalandı....
Hele işin perde arkasında bu işler olmasın diye mücadele etmesi gereken kişilerin satıcı olduğu haberlerini okuyup izleyince durumun vehameti daha da çıkıyor ortaya...
Konu çok yakıcı.Bunu anlamak için hümanizm ve duygu gerek.
Milyonlarca parçalanmış aile var ve bunların çocukları.İzlediğimiz diziler,evlilik programları bu trajedinin müsebbiplerinden.Ülkemiz batı tarafından hedef tahtası haline geitirldi,ince ayarlanmış stratejilerle bu durumlar yaratılıyor.Değindiğiniz için teşekkürler.
Büyükler hep sigara içerdi. Bizler sigara içmeyi büyüklüğün bir ölçüsü kabul ettiğimiz için hep paketlerden çalar içerdik çocukluğumuzda...
Ha bir de, ağrı kesmek için alınan ilaçların ağrıya neden olması dediniz ya...
Allerji önleyici ilaçların prospektüsünü okuduğunuzda mutlaka allerjik yan etkilerinden de söz eder.
Bu da benim hep garibime gider...
Bilgilendirici yazı için teşekkür ediyorum...
Ne kadar güzel konuya değinmişsiniz.. Çok kez yazılsada bu bağımlılıklar sizden dinlemek ayrıcalık oldu..
Sanırım bu konuda bende hassasım.Geçen kardeşim elinde kutu içinde beyaz hap,bana göre hap'dı kardeşim bakkaldan aldığı şekerli sakızı bana verince kokladım .imkansız diye birşey yok benim başıma gelmezde denemez.Kardeşime herşeyi içme yeme arkadaşların ne verirse versin alma. çok tembihlerim hatta fazla ileride gidebiliyorum..çantasını bakarım iç bölmelerine kadar .. odasını ararım.
kaç yaşında olursa olsun, yinede korkuyorsunuz.
Umarım herkes dikkatli olur!