- 475 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Elleme Yağsın
Elleme Yağsın
Gelişimin önündeki en kalın perde, genelde gelişimi görev edinenler ve bu alandan nemalananlar tarafından konur! Bunların görünen eğilimi; sorun çözmek değil, sorunlar üzerinden nemalanmak!
Popüler laf ettiklerini sanıyorlar! “Başkasını değiştirmek isteyen kendini değiştirecekmiş!” seni değiştirmek isteyen de kendini değiştirecek ve sen değişeceksin he mi? Komik! Başkasını niye değiştirmeye kalkıyorsun? Hem sen de başkasını değiştirmek için değişme! Bu nasıl akıl? Sen kendin ol, başkası da kendisi olsun. Herkes kendi olsun, değişmek isteyen de kendini değiştirsin, başkasını değiştirmek de bir amaç olmasın. Anlamsızca başkalarının değişimi hedefleniyor, oysa değişim bizzat bireyin kendi iç dünyasında gerçekleşmeli! Hem sen, popüler tabirle farkındalık elde etmişsin (İki de bir ezber etmişler söylerler!) başkalarını değiştirmek için değiştiğinde, bu farkındalık halini mi değiştireceksin? “Bal kabağı” türü gelişim olmaz!
Şöyle bir konumda kalmayı tercih eden bir kesim var; kendileri asla işe yarayacak bir şey yapmayacak, başkalarının hatalarından beslenerek kendilerini gösterecek, hiç bir faydalı iş yapmadığı için riske de girmeyecek! Sadece faydalı iş yapmak için çalışanların doğal hatalarını bulacak! Kolayca kendini göstermek için bu aptalca yola girmişler! Bir diğer kısım da şöyle; sadece laf üretecekler, insanlara laf ile ve kutsal söylemlerle yol gösterecekler ve parsayı toplayacaklar! Bu iki kesim de asalak kesim aslında! Bu anlaşılınca da bu iki kesim, kendilerini kabul ettirmek için kutsal değerlere sarılacak! Bu iki kesim de ağır işleri yapmaz, sorumluluk almaz; sadece yol gösterir ya da hata bulur! Görünen bu!
İş yerlerinde, sorumluluk isteyen ya da güç işleri herkes üstlenmez! Bu işleri yapanlar, en fazla ceza alan ve en fazla ihtar alan kesimdir! Sorumluluğu olmayan bir kesim de vardır, onlar iş yapmadığı için ceza da almaz, ihtar da edilmez! Yani bu durumda; en başarılı kesim, çalışmayan olarak görünüyor!
Bir konu vardı; "Kadın hakları ve kadına şiddet !"konusu. Birçok görüş bildirildi. Bakın orada şunu fark ettim; bu alanda kitap yazan ve bu alanda çalışmalar yapanlarda, bu alanı ekmek kapısı yapma eğilimini gördüm. Yani sorunların kaynağına inmek istemiyorlar, sorun kalsın ki bunlar o alanda boy göstersin kitap yazsın ya da çalışmalar yapsın. Bunu gördüm.
Son tahlilde; beylik laflar edenler, boş konuşarak popüler alanda kendilerini mevcut sorunları da kullanarak göstermek ister! Birilerini değiştirmek için kendini değiştirenler, değişe değişe tanınmaz hale gelebilir! Başkalarını değiştirmek amaç olunca bu toplumsal bir baskı olarak da yansır! Kim kime göre değişecek? Sorun bu zaten, yani birileri, birilerini değiştirmeye ve terbiye etmeye, farkındalık uyandırmaya kalkıyor ve bunun sonucu olarak ya kendi değişiyor, (yukardaki sözde başkasını değiştirmek için değişmek mantığı!) kendi mantığına göre, ya da birilerini değiştirmek için onları zorluyor! Toplumda herkes kendi tercihiyle davranmalı. Kimse kendi tercihini ya da kendi beğendiği tercih doğrultusunda başkasını değiştirmeyi kendine görev olarak almasın. Değişim zaten var, sorun aslında değişime direnmek! Bu nasıl oluyor yani değişime direnmek nasıl oluyor?
Eski öğretiler ve yeni üretilen öğretiler üzerinden, insanları o öğretiler doğrultusunda değiştirmeye kalkışmakla oluyor! Bizim köyde eskilerin meşhur lafı vardır; aklıma geldi, yazmadan geçemeyeceğim. Yağmur yağarken, içlerinden birisi; “Acayip yağmur yağıyor!” dediğinde diğeri; “Elleme yağsın!” dermiş. Sanki ellese yağmayacak! Yani sorun insanları değiştirmek isteyen ve bunu vazife edinmiş kafalarda! Ellemeseler insanlar zaten değişecek! Eski öğretilere veya yeni saçmalıklara doğru insanları değiştirmek isteği ile bunu vazife olarak yapmaya çalışanlara; “Elleme değişir!” diyorum. Yani insanlar evrimsel tekamül gereği olarak değişim içinde zaten, ellesen de ellemesen de değişecek; ellenirse saçma sapan bir değişim ile oyalanacak! Son sözüm; “Elleme yağsın!”
Saygılarımla,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.