- 1197 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
RUH ÖKÜZÜ MESELESİ!
Reklamlarla alt edilen kültür ve medeniyet hayatımız, (güya!) üst kültürün postalları altında ezilmeye mahkûm bırakılıyor. Dini veya milli olsun her alanda hangi yöne adımı atsak yangınlar içerisinde buluyoruz kendimizi. Bu ağzından ateş püsküren bir nefret dalgasının gayesi belki de sünni topluma yansıtılma ve onlara kan kusturma çabası.
Medya aracılığı ile bu savaşın içine, yangının ateş dolu kor bağrına çekilen kültür dünyamız, İslami anlayışımız ve kökü yıllar yılı ulu çınarın mazi tarihine dayanan köklü bir membadan geliyor. Önce Selçuklu derken onu tarihi çizgilerinden ve karakteristik dokusu üzerine Osmanlı temellerini attı. Demir attığı islam limanında, gönülleri muhabbet harmanında sevgi ve kardeşliğin ışığı altında 600 yıl yaşatma iradesi gösterdi. Bilhassa cumhuriyet devri ile başlayan süreçte tersyüz edilen bu dini ve milli anlayışların yerini koyu ve bağnaz bir Avrupa hayranlığı aldı. Aslında bu Avrupa hayranlığının tohumlarını 17. Yüzyıla yani Osmanlı’nın fiilen bitiş fişeklerinin patladığı isyanların hortladığı ve Avrupa uzantısı ellerle kabartıldığı zamana mukabil gelmektedir. İşte bu dönemde kadim kültür kendisini elinin tersiyle bir yana itilmiş hatta bu dava yolundaki fedakâr başlar hunharca darağaçlarında sallandırılmıştır kanlı ellerce.
Bu konunun nereden doğduğuna gelirsek mistik doğu kültüründe hayata mutluluk katması adına beklenen bir nasip muştusu yahut bir Mısırlı edası ile bereketli Nil nehrinde beklenen hayat yoldaşı kılma edası ile bir ruh ikizi (ruh eşi) anlayışı mevcuttur. Bu öyle bir inanç ki; onu ne şehvetin ağzına kadar dolmuş bataklığına ne de bir gecelik ilişkilerin kucağına atmaktan gözü gibi sakınılan bir inanç meselesidir ve geleceği mutlu inşa etme meselesidir ruh ikizi…
Aşk ayetleri isimli bir mısır filmi bu gerçeğe çok güzel bir pencereden ışık tutuyor. İffetin zirve yapıldığında nasıl tadına doyulmayan güzelliklere vesile olduğu üzerine vurgu yapılarak belirtilmiştir. Oysa bunu yeren bir şeye ve İslami anlayışın varlığı ile kaidelerini hiçe sayan bu din düşmanı Yahudi kaynaklı medya sektörü bu hazin kültür savaşına tuz biber ekiyor. Gerek doğa medyası ve gerekse de Avrupai anlayış düşman medeniyet olarak bizim kökü yıllara dayanan koca mazinin yılları deviren çınar ağacını yok saymak niyetindeler. Bir defacık olsun kanallarına şöyle kısa bir an göz atsanız dudaktan birbirine şehvet akıtanından her gece başka kızlarla yataktan kalkamayanların baş tacı yapıldığını hayret verici gözleriniz görürsünüz.
Buna melun bir reklam öylesine hadsizliğe ve naşerefliğe imza attı ki unutmak ve bu adi hakareti yutmak ne mümkün! ‘’ Eti Maximus ‘’ adında yeni bir çikolata anlayışı ile çıkıyor karşımıza. Konusu ise: iki arkadaş sürekli beraber geziyorlar ve birisinin kafasına inek kafası var. Yerken içerken ve okula giderken sürekli bir aradalar bunlar. Amaç belli ki birilerini yerin dibine sokarak farkındalık yaratmak ve gözlerde acınası bir aşağılık iması bırakmak! Bu noktadaki kötü niyet kendini zaten en baştan ele veriyor. En sonunda merdivenlerden inme sahnesinde bombayı patlatıyorlar final olarak: ‘’eti maximus ye RUH ÖKÜZÜ’nü bul diye!
Sizce de fazlasıyla manidar değil mi bu hakareti Müslümanlara maruz gören kahpe anlayış? Kendini aynada sultan geride kalanı ise kök addeden bir aşağılamadan hangi iyilik beklenir ki… Bu hakir nazar, Avrupa’da yıllar yılı süregelen bir islam dünyasına karşı düşmanlığın başını çekiyor. Hemen hemen her alanda bir yarış içerisinde olan iki güçlü medeniyetin bir diğerine baskın çıkma, mat etme yarışı kıvam kazanmak yerine iç yara ve nefret fitilini tetikliyor. Hakareti reva gören Nasranî anlayış her şeyi islam medeniyetine reva görürken ve bu imkan da hemen ellerinin altındayken islam medeniyeti ise gönüllerde yaşamasını böylece İslam’ın gür sesini ve remzi sancağını göndere başı dik çekmesiyle ayakta kalıyor. Birisi ilahi değeri ön plana çıkarırken diğeri yani nasranî anlayış ise varlık-yokluk savaşında baskın çıkacağı ve kimin zafer kazanacağı ilahi adalet inancına göre belli değil mi zaten!
Kalemdâr 04 / 11 / 2014 18:45
YORUMLAR
kalemdar68
'' Ben sizleri puta tapmaktan alıkoydum ama sizlerin şeytana uyup yolunuzdan sapmanız ve dünyanı hevasına kapılmaznızdan korkuyorum'' diye! hocam gerçekten çok zor zamandayız. Kim kime kazık atarsa kendini karlı sayanların zamanına ulaştık maalesef. herkes kendi kuyruğunu kurtarmanın kendi ateşini söndürmenin peşine düştü.