YENİ TÜRKİYENİN ACİL SERVİSİ
Gece saat 00:35 bir telefon sesiyle fırlıyorum yerimden.. Ve öğreniyorum ki validem rahatsızlanmış.. Hemen Yanlarına gidiyorum.. Validem kasıklarını tutarak kıvrım kıvrım kıvranmakta.. Bu şekilde karşılıyor beni inleyerek..
Ne yapacağımı şaşırıyorum.. Alıp hastaneye götürsem, kendisi dizinden yeni ameliyat oldu.. Ve apartmanda onca katı indirmeme imkan yok..
Bende 112 yi arayıp ambulans çağırıyorum.. Haliyle en azından gelen doktor bir müdahalede bulunabilir diye düşünüyorum..
Ve malum ambulans çağırmamızdan 45 dk sonra geliyor.. Gelen 2 genç tıfıl doktor beye durumu izah ediyoruz.. Muayene ediyorlar ve hastaneye götürülmesi gerektiğini söylüyorlar..
Ha yalnız bu arada söylemeyi unuttum.. Önce bu genç doktorlarımızdan güzel bir fırça yiyoruz..
Çünkü ambulans ölüm anı veya acil yaralanmalarda çağrılabilirmiş.. Yaşlı ve ameliyatlı bir hasta için ambulans çağırmak doğru değilmiş.. Mantık şu başkalarının Hakk’ını gasp ediyor oluyormuşuz.. Burda bir parantez açmak isterim ( evet yerli yersiz ambulansı oyalamak doğru değil ve yine doğru başkalarının Hakk’ını gaspa girer..) Lakin dizinden protez ameliyatı olmuş değil merdiven inmek, Yürümekte zorlanan bir kadını 5. Kattan sırtlanıp nasıl indirenilirdim bilmiyorum..
Neyse validemi söylene söylene çok şükür indirip ambulansa yerleştiriyorlar.. 75 yaşındaki pederimle ambulansın arkasına takılıyoruz..
Gideceğimiz hastane yeni yapılmış devlete ait bir araştırma hastanesi ambulans doktoru genç öyle söylüyor.. Peki diyoruz..
Tabi ambulansın hızına yetişemediğimiz için 5 dk. Farkla hastaneye varıyoruz.. Dıştan kocaman ve gayet lüks görünen hastanenin içine girip ambulansla gelen validemi arıyoruz..
Güvenlik konulmuş danışmaya, danışınca sağolsun uykusunun geldiğini tarifine göre 15 dk validemizi aramamız sonucu anlıyoruz ki hiç bir Yön tarifi hastamızı bulmamıza kabil olmuyor.. Sonunda etrafta bekleyen hasta yakınlarının yardımıyla acil servis bölümlerinden birinde müşadeye alındığını öğrenip içeri iki saat kapıyı çalarak giriyoruz..
İçeri girdiğimizde kadın, erkek bir karma kalabalık bizi karşılıyor.. Kimi yatıyor, kimi ayakta, kimi tekerlekli sandalyede ve hasta Yakınları.. Ve o insan Pazarı’nın bıraktığı koku kapı açır açılmaz yüzümüzü dolaşıyor..
Böyle büyük bir araştırma hastanesinin acil müdahale Odası’nın kadın, erkek iç içe olması, yatakların Başlarında paravan gibi bir perde dahi bulunmaması neredeyse iç içe pestili çıkmış bir sürü insanı, sıcağında vermiş olduğu boğucu nefes kokusu, ilaç kokusu midemde karıncalanmaya yol açıyor..
Sonunda bir köşede tekerlekli sandalyeye büzülmüş kıvranan validemi buluyoruz.. Sorup soruşturduğumuzda dışarda hasta kaydı yaptırmamızı ve sonra Röntgen,kan tahlili, idrar tahlili yaptırmamız söyleniyor..
Kayıtı güç bela sıraya girip yaptırdıktan sonra, tahliller için verilen bankoda hemşire aramaya başlıyoruz.. Acile verilen tek nöbetçi hemşirenin başındaki kalabalık azalınca bizde kan verebilmek için kuyruğa giriyoruz.. Ve nihayetinde 3 tüp kan vererek bu işlemi şükür bitirebiliyoruz..
Röntgenden sonra da idrar Örneği için tuvalet aramaya başladık.. Taaa anasının nikahında bulduğumuz bir tuvalete validemi zar zor götürdüğümüzde, bol idrar kokusundan gözlerimiz yana yana tuvalete girdik..
İşin kahredici yanı bayanlar tuvaletinink kapısı olmayışınamı yanalım veya erkekler tuvaletinin tam dibimizde olmasınamı yanalım... Hele tuvaletin vahim halini anlatıp sizlerinde midesini bulandırmayacağım..
Evet insan kalabalığı çok olabilir.. Doğru insanların çoğu medeniyet yüzü görmemişte olabilir.. Fakat bu kadar büyük bir hastane yapıp içine hizmet sağlayacak elemanıdamı kıstılar onu hiç bilmiyorum..
Sonunda idrar numunesi işini hallettikten sonra acile zar zor geri döndük.. Validemi gene tıklım tıkış boş bir yer bulup oturttuk..
Sorup soruşturduğumuzda arka tarafta boş bir kutu bulunan masaya tahlilleri koyabileceğimiz söylendi.. Ve ne vakit alacağımızı sorduğumda 2-3 saate çıkar dendi..
Validem hala kıvranarak müdahale yapılmadan beklemeye devam ediyorken 2-3 saat gibi bir süre daha dişini sıkacaksın demek zorunda kaldım.. Bizi acilden çıkarıp lobide oturmamız için dışarı yolladılar..
Ama lobide boş yer bulmak ne mümkün.. Hasta Yakınları ve hatta serumla bekleyen hastalar her yeri doldurmuştu.. İşin ilginç yanı çoğunluğu 3 Kişilik koltuklara yatmış uyuyan insanlar, 2 kişilik koltuklarda yatmış horlayanlar ki muhtemelen Suriyeli evsizler olduklarını bile düşünmedim değil.. Her cins insan mevcut.. Baktık ki validemi oturtmanın imkanı yok.. Tekerlekli bir sandalye bulup onu ayakta zor durma azabından kurtardık..
2 saatin dolması sonucu tahlillerin çıkıp çıkmadığını 15 dk da bir sormamız neticesinde de üstü kapalı bir azar işittik..ve aldığımız Yanıt büyük bir bıkkınlıkla çıkmadı oluyordu.. Duyanda sanki bankoda oturanlara merakımız var keyfimize gidip gelip soru soruyoruz sanırdı..
Validem sancısından artık açık açık ağlamaya başlamıştı.. Ve benim içimdeki çaresizlikte patlama noktasına gelmek üzereydi.. Ortalıkta ne bir hemşire, ne bir doktor, ne hasta bakıcı.. Sadece hasta insan kalabalığı vardı.. Kaldı ki burası bir acil servisti..
Neyse konuyu daha fazla uzatmayayım..
3,5 saat sonra nihayet tahlillerimizi alabildik.. Fakat gelin görün ki bu seferde tahlilleri gösterecek doktor avına çıktık.. Artık iplerim kopmak üzereydi..
Validem can acısından eve gitmek için yalvarmaya başladı.. O kadar sinirlenmiştim ki bunca saat hiç bir müdahale yapılmadan tahlil bekleyip birde sakin sakin eve gitmeyi hiç düşünmüyordum..
En sonunda gene genç bir doktora ulaşabildik ve tahlilleri gösterdik.. Aynen şu ifadeyi kullanarak..
-Hımm idrar yollarını üşütmüş.. Tabii kumda döküyor olabilir.. Teyzeye ben bir Ağrı kesici yazayım.. Birde idrar yolları için bir hap sabah akşam tok karnına içsin...
Tam 5 saat ACİL SERVİS te validem acı çekerek Ağrı kesici hap için bekleyip ,kıvranmıştı.. Bumudur...!
Bende film koptu.......!!
Filmin kopuk yerlerini sansürlüyorum..!
Ewet YENİ TÜRKİYENİN ACİL SERVİSİNDEN dün Yaşadığım bir portre sundum sizlere..
Bir hastanenin steril bir ortamı olmak zorunda, üstelik kadın,erkek aynı yerde dip dibe müşadeye alınması ne derece doğru.. Burda haremlik selamlık mevzu bahis değildir.. Kim annesini,Karısını,kızını,kız Kardeşini elin adamının dibinde.. Ve hatta hasta yakınlarıyla birlikte seyrederken orası burası yoklansın ister.. Ve daha bir sürü şey...
Son söz : Yeni Türkiye diye diye denetimsiz.. At koşturan bir yapı çıkacaksa ortaya.. Bırakın Dağınık Kalsın..!
31/10/2014
YORUMLAR
Allah hekim hakim kapısına düşürmesin dense de eksikliklerini de aratmasın elbet.
Hastaneler de bana göre en iyi hasta tipi ekseri yatan hastadır. Çünkü; Onun işlemlerini başkası koşturur. Ayakta hasta ise o kadar çok koşturur ki hastalığı psikolojik sebeple katlanır yatmalı hasta haline gelebilir.
Bu arada büyük geçmiş olsun. Anlattıklarınız badire atlattığınızı gösteriyor.
degaje8
Çok geçmiş olsun.
Zor bir durum ve üzülmemek mümkün mü...
Ve aktardığınız tablo yaşamaya mecbur kılındığımız gerçeklerden biri.
Saygılarımla...
degaje8
Ne diyebiliriz ki,lakin farklı bir insanın penceresinden bakıldığında da olağan-üstü başarılarından söz ediyor. Biz yinede Allah eksikliğini vermesin ve hiç kimseyi de o kapılara düşürmesin diyelim...
Saygılar,sevgiler