Bakara 174. Ayet Ve Allah ın Uyarısı.
Allah Kur’an ı, sizlere rehber olsun diye indirdim der bizlere. Ona sarıldığımızda, bizleri doğru yola ulaştıracağını da müjdeler. Fakat ne yazık ki bizler, Kur’an ile bağımızı gereği gibi kuramadığımız için, büyük yanlışlar yaparız.
Bugün sizleri, üzerinde düşünmeye davet etmek istediğim ayet, Bakara suresi 174. ayet olacaktır. Bakın Allah bu ayetinde bizleri nasıl uyarıyor.
Bakara 174: Allah’ın İndirdiği vahiyden, BAZI KISIMLARI GİZLEYENLER VE BUNU AZ BİR KAZANÇ KARŞILIĞI DEĞİŞTİRENLERE GELİNCE: onlar karınlarını ateşle doldururlar. Ve Kıyamet Günü Allah onlarla ne konuşacak, ne de onları arındıracaktır; ŞİDDETLİ AZAP ONLARI BEKLEMEKTEDİR.
Demek ki içimizde öyle birileri var ki, Allah ın ayetleri üzerinde oynamalar yapıyor, hatta anlamlarını değiştirip, gerçek anlamını bizlerden gizliyorlar. İşin kötüsü de bu insanlar, bu yaptıklarından kendileri menfaat sağlıyorlar. Peki, bu insanlar kimler olabilir hiç düşündük mü? Allah ın bazı ayetlerini nasıl gizleyebilirler. Nasıl bazı ayetlerin anlamlarını değiştirebilirler? İşte üzerinde çok dikkatle düşünmemiz gereken konu. Düşünmeden, Kur’an ı anlamaya çalışmadan iman edersek, bu zihniyetteki insanların oyuncağı olmaktan asla kurtulamayız. Onun için Allah, bizleri düşünerek iman etmemizi ister.
Allah birçok ayetinde bizlere, Kur’an ın MUHKEM ayetlerinin anlaşılır, açık ve her konuda nice örneklerle izah edildiğini söyler. Gelelim bizlere öğretilenlere. Peki, bizlere Kur’an hakkında neler söylenir.
- Kur’an ı herkes anlayamaz. Ayetler açık değildir, ayetler birçok anlama gelebilir, gerçek anlamını yalnız veli insanlar anlar.
- Kur’an da her konu yoktur, özet bilgiler vardır.
- Kur’an da bazı ayetlerin hükmü nesih edilmiştir, yani hükmü kaldırılmıştır.
Bu söylenenlere inandığımız takdir de, Allah ın ayetlerini gizlemeye, üstünü örtmeye çalışanlara uymuş olacağımızı, önce unutmayalım. Allah ayetlerim açık, anlaşılır ve nice örneklerle anlayasınız diye izah edilmiştir diyor, ama bizler bunca açıklamalara gözlerimizi kapayıp, bu söylenenlere inanıyoruz.
Bazı ayetlerin gizlenmesi de, Kur’an ayetleri içinde nesih yapıldığını, yani bazı ayetlerin hükmünün kalktığını söylemekle yapılmıştır. Bakın ayetler böylece gizleniyor üstü örtülüyor. Eğer hükmü kaldırılmış ayetler olsaydı, Allah ın elçisi neden Kur’an a geçirsin ve bizlere iletsin? Hükmü kalkan bir ayetin, Kur’an da ne işi var diye neden sormuyoruz? Allah bu yanlışların ardına düşenlere vereceği cezayı, ayetin sonunda bizlere bildiriyor ve şiddetli bir azabın onları beklediğini söylüyor. İbret alana, düşünerek elde Kur’an iman edene ne mutlu.
Yapılan bu yanlışların sebebini de söylüyor ve bakın ne diyor Allah.
Bakara 176: Bu azabın sebebi, ALLAH’IN KİTABI HAK OLARAK İNDİRMİŞ OLMASIDIR. Kitap hakkında anlaşmazlığa düşenler, elbette derin bir ayrılığa düşmüşlerdir.
Ayette kitabın en doğru, en güzel şekilde Allah katından hak olarak indirdiğini söylüyor. Kur’an da her şey açıklanmamış, özet bilgiler vardır dersek, HAKTAN yani en doğru bilgiden uzaklaşmış olacağımızı unutmayalım. Allah katından gelen bir NUR, nasıl olur da gerekli açıklamayı bizlere yapamaz? Kur’an ın apaçık ayetleri üzerinde tartışmaya girerek, kelimelerle oynayıp anlamlarını değiştirdiğimizde, haktan uzaklaştığımızın artık farkına varmalıyız. Kur’an da her bilgi yoktur diyenler, BİZLERİ HAKTAN UZAKLAŞTIRANLAR DIR, lütfen bu gerçeği artık görelim.
Değerli din kardeşlerim. Hepimiz beşeriz hatalar yapabiliriz, ama asla yapmamamız gereken bir hata varsa, ALLAH IN VERMEDİĞİ BİR HÜKMÜ, ALLAH A İSNAT EDEREK SÖYLÜYOR VE BUNA İMAN EDİYORSAK, YANİ ALLAH A YALAN İSNAT EDİYORSAK, bunun hesabını düşünmek bile istemiyorum. Bu yanlışı yapanların sonunu merak edenlere, bakın Rabbimiz ne diyor.
Zümer 60: Allah’a yalan isnat edenleri, KIYAMET GÜNÜ YÜZLERİ SİMSİYAH HALDE GÖRÜRSÜN. Kibirliler için cehennemde bir barınak mı yok.
Değerli dostlar, hepimiz imtihandan geçiyoruz, imtihan olacağımız kitapta KUR’AN. O halde Kur’an ı anladığımız dilden bolca okuyalım ve üzerinde dikkatle düşünelim. Yani imtihanımıza bizzat kendimiz hazırlanalım, imtihanımızı başkalarına havale ederek Allah ın hoşnutluğunu kazanacağımızı lütfen düşünmeyelim, pişman oluruz. Sen Kur’an dan anlayamazsın diyenlere de şunu söyleyelim. ALLAH İMTİHAN ETTİĞİ KULLARINA ANLAŞILMASI ZOR BİR REHBER KİTAP GÖNDERİP, DAHA SONRADA O KİTAPTAN SORUMLU TUTMAZ. Çünkü Rabbimiz Kur’an ın MUHKEM ayetlerini anlayalım diye açık, anlaşılır ve nice örneklerle anlatıldığını, izah edildiğini söylüyor. Bakın Allah ayetinde Kur’an için ne diyor.
Enbiya 10; And olsun, size öyle bir kitap indirdik ki, BÜTÜN ŞAN VE ŞEREFİNİZ ONDADIR. Hâlâ akıllanmayacak mısınız?
Allah eşi benzeri olmayan bir ışık, yol gösterici bir NUR gönderiyor kullarına, ama birileri ortaya çıkıp, O ışığın aydınlığını kesmeye çalışıyor. Lütfen buna izin vermeyelim. Buna izin veren kaybedenlerden olur unutmayalım. Allah size öyle bir kitap gönderdim ki diyor, bütün yolunuzu bu kitapla bulacaksınız. Sizce böyle bir kitabı anlamak ve yolumuzu bulmak için veliye, şeyhe, efendiye ihtiyacımız nasıl olurda vardır deriz. Yaradan sakın velilerin ardına düşmeyin, dediği halde bunu nasıl söyleriz.
Elbette hepimiz aynı kapasitede değiliz. Birbirimize her konuda mutlaka ihtiyacımız vardır. Birbirimizden yararlanmalıyız, sormalıyız, öğrenmeliyiz. Aynı konuyu bile, aynı oranda anlayamayabiliriz. Ama bizlere düşen, önce kapasitemiz ölçüsünce Kur’an ı anlamaya çalışmak olmalıdır. Gerisini Rabbimiz getirecek ve bizlerin ayetinde de söylediği gibi, gönül gözlerimizi açarak, gerçekleri görebilmemiz için yardımcı olacaktır. İMTİHANINDA ÖZÜNDE, SAMİMİ GAYRET YATMIYOR MU ZATEN.
KÖRÜ KÖRÜNE İMAN EDERSEK, İNANCIMIZDAN ASLA EMİN OLAMAYIZ. Ama dersimizi Kur’an dan çalışırda, yardımı başkalarından alırsak, bizi asla hiç kimse Allah ile aldatamaz.
Geri dönüşü olmayan yola girdiğimizde, peygamberimizin şahitliğinde sorulacak sorulara, peygamberimizin vereceği cevaplardan üzülmek, pişmanlık duymak istemeyen, Kur’an ın ipine sarılır, sanı ve emin olmadığımız rivayetlere değil. O gün pişman olmanın, hiçbir faydası olmayacaktır.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
YORUMLAR
Çok doğru tesbitler yapmışsınız.ALLAH RAZI OLSUN SİZDEN...
Anlattıklarınız, çok dikkat etmemiz gereken hassas konular, aynen katılıyorum, şirk batağına düşmemek için her adımımızı bin kere düşünerek atmamız gerekiyor...
bİR KAÇ AYETLE BİRLİKTE GÜZEL BİR YAZI EKLİYORUM, İZNİNİZLE...
( alıntıdır )
Şirk, kelime manası olarak "ortaklık" demektir. Şirk terimi, Türkçe Kuran meallerinde, yer yer Allah'a "eş koşmak", "ortak koşmak" olarak da tercüme edilmiştir.
Kuran'da şirk, herhangi birşeyi veya herhangi bir kimseyi ya da herhangi bir kavramı, değerlendirme, tercih etme ya da ona önem ve kıymet verme veya onu üstün tutma bakımından Allah'la eşit veya daha ileri bir düzeyde görmek ve bu çarpık bakış açısıyla hareket etmek anlamında kullanılır.
Her konuda olduğu gibi Şefaat konusunda da Dinimizde Tek hüküm koyucu mercii Kur"an-dır o yüzden kuran şefaat konusuna nasıl bakıyorsa bizde aynı şekilde bakmakla mükellefiz bize Bunun dışında birşey sorulmayacaktır.
Ve hiç kimsenin, hiç kimse adına bir şey ödemeyeceği, hiç kimsenin şefaatinin kabul edilmeyeceği, hiç kimseden bir fidye alınmayacağı ve yardım görülmeyeceği bir günden sakının. (BAKARA SURESİ / 48, )
Ey iman edenler, hiç bir alış-verişin, hiç bir dostluğun ve hiç bir şefaatin olmadığı gün gelmezden evvel, size rızık olarak verdiklerimizden infak edin. Kâfirler... Onlar zulmedenlerdir. (BAKARA SURESİ / 254)