Caferiye Camisi, Cüce Şefika ve Kasap Salih
Erzurum’da hafta sonları vaktim varsa ikindi bazen de akşam namazlarını Caferiye Camisi’nde cemaatle kılmayı tercih ederim. Şehrin merkezinde olması, tuvaletlerinin temiz olması, imamın Kuran’ı güzel okuyuşu gibi sebepler beni bu Osmanlı camisine çekiyordu.
2013 yılı bir sonbahar günü ikindi vakti camiye geldim. Daha ikindi ezanı okunmamıştı. Caminin avlusunda, zeminin altında bulunan tuvalete inip abdestimi aldım tekrar yukarı çıktım. Avludaki camiyi yaptıran Hacı Cafer’in ve sanırım akrabaları olan diğer mezarların yanına geldim bir fatiha okudum.Camiye girdiğimde ezan da okunmaya başlamıştı. Namazımı cemaatle kıldım ve camiden çıktım.
Hava hoştu. Güneş, tepeden insanlara sıcacık ışıklarını yolluyordu. Boş bir banka oturdum çevredeki ağaçları, kuşları seyretmeye başladım.Yanımda ellili yaşlarda bir adam belirdi. Parmakları arasında bir sigara vardı. Bana doğru döndü:”- Çakmağınız var mı?” diye sordu. Ben de”-Sigara kullanmıyorum” diye cevapladım.Yanımdaki boş yere oturdu.