- 465 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Çocuktum...
Çocuktum…
Hala çocuğum belki;
Kimilerine göre aklım küçüktür, kimilerine göre işim, kimilerine göre yaşım…
Doğrudur; kalmıştır çocukluk bir yerlerde…
Belki sabahtan akşama sokaklarda koşturduğum güneşli günlerden emanet…
Belki tozuna bulandıkça temizlendiğim yollardan, çamurlu sokaklardan…
Bir sabah vakti oynadığım toprağın kokusundan sinmiştir belki tenime…
Belki de evimizin güzel bahçesinden; ağacından, otundan, çiçeğinden…
Emanet kalmıştır bana çocukluk; annemin çilesinden, emeğinden…
Hayal meyal hatırladığım ilk okul günüm, annem sınıfın kapısında, gözlerimdeki yaşlarla ben…
Buğulu hayat, merhaba…
Aradan yıllar geçtikten sonra anlatırdı gururla ; “çok doldu gözlerin ama ağlamadın”.
Keşke gözlerim hep öyle dolsaydı anne, keşke büyüdüğümde de başarabilseydim ağlamamayı…
Bahçemizde annemin emeği gibi, anne kokusu gibi tatlı bir armut ağacı. Kıymetlimizdi o zamanlar. Mahallenin çocukları birleşir birimiz gözcü, biri ağaçta biri yerde biri kenarda köşede yiyici…
Ne büyük ekip çalışması. Korkulur mu hiç düşmekten, yakalanmaktan. Ağaç sarıp sarmalardı dallarıyla sanki, biz korkmazdık da o korkardı belki…
Kapı komşularımız; hayat komşularımızdı. Evlerimiz bile bitişikti…
Ne mümkün yanda olan bitenden, üzüntüsünden ,sevincinden bihaber olmak… Ne mümkün onunla birlikte uykusuz kalmamak, onunla mutlu olmamak,hayatı paylaşmamak ne mümkün…
Öyle “Efendim, bu akşam müsaitseniz bir ara rahatsız etmek isteriz” kibarlıklarını öğrenememiştik henüz. İçinden gelen çalardı “dost kapısını”.Ve o zamanlar mutlaka açılırdı çalınan kapı; güleryüzle, sevgiyle, memnuniyetle açılırdı…
Kocaman bir evdi mahallemiz, her kapı hepimizin diğer eviydi...
Her pencerede bir “yarı annemiz” vardı…
İyi ki küçüktüm…
İyi ki oralarda küçükmüşüm…
Şimdi “biraz” büyüdüm...
Şimdi düşündüm ,alt kattaki tayzenin adını...
Bulamadım...
Hiç sormadım…
Ne yazık ki büyüdüm…
Ne yazık ki büyüdü her şey…