- 346 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Gün Bu Gündür
GÜN BU GÜNDÜR
H.Ömer (Topaloğlu) abim söylüyor. Bir bozlak. İçli yanık sesiyle. Mehmet kardeşim de eşlik ediyor kavalıyle. Dinliyorum. Berzahlar aşıp bir gizemli aleme gidiyorum. Seferdeyim. Ben nerdeyim? Gidip de gelinemeyen bir yerde mi?
Bir koşmadır bu. Rahmetli H.Ömer abim babamdan dinleyip öğrenmiş. Taa yürekten okuyor. Ölüm karşısında insanın çaresizliğini bir ah-ı eninle duyuruyor bize. Doğum ne kadar doğalsa ölüm de doğal. Lakin yine de insan kabullenemiyor. “Ölüm benden uzak olsun” fehvasınca yakıştıramıyor kendine, bir yakınına ölümü. Halbuki yaşlıya sıra sıra, gence ara sıra geliyor ölüm. Hiç kimseden de uzak değil.
H.Ömer abim hazırlıklı mıydı? Bilgece bakardı ölüme. Hak’tan gelen her ne ise kabullenirdi. Dilinden şükür, zikir eksik olmazdı. Ne var ki Hikmet yengeyi kaybettikten sonra kendini toplayamadı. Hikmet yengemizin yokluğuna alışamadı.
Şimdi Oğulcuk Mezarlığı’nda Hikmet yengemizle ebedi istirahatgahlarında yan yana sonsuzluk uykusundalar. Sadık yârimiz kara toprak sardı onları. Bastı bağrına bu iki sevgiliyi.
Nur içinde yatsınlar. Işıklar içinde uyusunlar!
Ruhsati’nin bu koşmasını alıntılıyorum. Rahmetli H.Ömer abimin sesinden dinlemek isterseniz Sevgili Murat “Oğulcuk’tan İnsan Manzaraları”nda paylaşmış. Bilgilerinize,ilgilerinize sunulur. Şimdi insanın yaşadığı zamana değer verip aklını başına toplamasını,zamanın geçici olduğunu,kişinin kendine çeki düzen vermesi gerektiğini işleyen Ruhsati Baba’nın koşmasını okuyalım:
“Gün bugünkü gündür saat bu saat
Daha dünkü günü göremezsin ha
Ansızın dururken ölüm gelir de
Bir saat evinde duramazsın ha
Güvendiğin dallar eline gelir
Kazandığın mallar hep miras kalır
Bülbül gibi dilin kapanır kalır
Dahi bir salavat veremezsin ha
Oğlun kızın figan edip ağlarlar
Ayrılık oduna ciğer dağlarlar
Gözün yumar çeneciğin bağlarlar
Eşini dostunu göremezsin ha
Heves etme bu hayırsız yapıya
Zeval yakın gün dikildi tepeye
Dört kişiyle çıkarırlar kapıya
Bir daha evine giremezsin ha
Dinle sana bir bir verem hesabın
Musibet dünyanın anla harabın
Heman bir kazan su bir kalıp sabun
Anı da bi’t-tamam süremezsin ha
Düşün bir yol ne karalı yazın var
Bir fayda yok nice oğlun kızın var
Eğer bulunursa bir top bezin var
Üç kattan ziyade saramazsın ha
Bir faide kılmaz malın melalin
Bütün hasret kalır kaş-ı hilalin
Hoşnut et hem çoluk çocuk ıyalin
Bir daha hatırın soramazsın ha
Kerem eyle düşme nefsin peşine
Kul olanın neler gelir başına
Uzatırlar musallanın taşına
Ayakla mezara varamazsın ha
Kara yerden sana bir ev kazarlar
Bir iş eder defterini bozarlar
Üzerine beş on kerpiç dizerler
Sağına soluna dönemezsin ha
İki melek gelir sual sormaya
Amelin var mıdır cevap vermeye
Hazırlanır topuz ile vurmaya
Yakanı elinden alamazsın ha
Baktım bu kapıya kimse girişmez
İnşallah karaya akı karışmaz
Ruhsati bu sırra aklın erişmez
Hikmet-i Huda’yı bilemezsin ha”
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.