MERHABA HAYATIM
Hayatım ;
Bu "ilk göz ağrısı / sevda şehrim"deki anılar bir kısmıyla bile uzun oldu..eksikler için kusura
bakma "bur/s/ada geçen hayatım"..(meselâ dört senelik okul kısmı..)
..
__Ne zaman..nasıl bur/s/aya geldiğimizi hatırlamıyorum.."nereden ve niçin" ise belli
doğduğum yerden..elbette babamın tayin oluşu sebebiyle..
..Bir çocuk uykusundan nerede uyanır ? yatağında yani "beşiğinde"..başka bir yer..
başka bir semt değil de..hayatım neden "beşikçiler"de uykusundan kalktı acaba ?
murad/ını alsın d/iye mi ?..
..Camii ve okulla.."saf"lıkla mükemmel yakınlık hissi veren..sanki "asırlardır" birbirimizi
tanıyormuş "sıcaklığını" yaşatan komşu..çarşı/pazar/esnaf..etraf/eşraf..ailemin dışında "aile"
kadar "kutsal" değerlerin "aşk" tadıyla tanıştığım ilkleri..yeni güzelliklerin "hayatıma"
unutulmaz katkıları..bur/s/anın şefkât ikliminden yağan "nur" ışıltılarının çocuk kâlbime
dokunuşlarıyla şekillendikçe b/aşka duyguların ellerinden güvenle tutuyordum..
..
Kocaman tahta inşaalı iki katlı beş odalı..(eşyamız olmadığı için çoğu boş) bu eski "ilk"
evimizin önünden cadde geçerken..II.namıyla anılan semtin isim babasının "evi" tarafına
bakan evimizin arka kısmında ise "bahçe" bulunuyordu..işin ilginci bahçeye birinci / alt kattan
değil de..ikinci / üst katta bulunan kapıdan çıkılıyordu..
..Hatırladığım t/aşınmalardan ilkini burada yaşadım..aynı semtte b/aşka bir mahâlleye tanış
olmaya yol/lanıyordum/k..ve belkide aranızdan bazıları..
____"siz hiç b/aşkasının çocuğu oldunuz mu ?.."
başlığıyla yazdığım hikâyemi bir "b/aşka yerde" okumuş da olabilirsiniz ! hah ! orası işte..
"Saadet"le orada tanıştım ! Ve "Şük/ü/rü" ile !..
..Hey büyük Allah’ım..ayetin mucibince "yazdığın" tanışmalara "hediye" denilmez de ne
denilebilir ki ?! Ev sahiplerimizin kendileri ve isimlerinin..ve hepimizin bir şekilde hayatlarımıza
katı/ş/l/an..bizde "izler" bırakan..bizden "izler" taşıyan tüm bu isimlerin..dünlerde ve bugünde
yan/yana gelişi sizce de..sadece / yalnızca bir TESADÜF mü ?!
..
Bitişik yapılmış..hatta giriş kapısından iç kapıya uzanan sahanlığın sol yanında ev dışında
olmasına hasseten dikkat edilmiş önce tuvalet..evin girişine yakın bölümde ise banyo vardı..
sağ kısım "tahta bir perde" şeklinde idi..belliki sonradan bölünmüş bu iki katlı küçük ve
sahipleri kadar şirin "evimiz" bizleri iki yıl ağırladı..
..ama..
yukarıda hatırlatmaya çalıştığım hikâyenin kahramanı olarak "ben" her iki evde de kala/bilen
"yegâne" kişiydim (sahipleri dışında elbette)
..Çocukları "yoktu" nasip olmamış yani.."Şükrü" isminin ehli..babacan "çarşı"da esnaf..
"Saadet"ini bulmuş ve hiç vaz/geçmemiş..her/şeye karşın..aile ve toplumun(!) "mahalle"
baskısı "mâlûm" !
__*** Şimdi tam burada "O" hikâden kısaca bahsetmeden geçmek olmaz ! ***
..."zor ve imkânsız" için bir örnekleme mevcut çünkü..
"O" iki evi bölen "tahta perde"..hasseten "bahar ve yaz" aylarında "cumartesi" akşamı sonrası..
benim diğer "evime" hatta tâbiri yerindeyse (geçici)..bir gecelik..ertesi (pazar) sabah
kahvaltılık..bazı geceler "yazlık sinema"..bazı geceler "Kültür/park"..bazı geceler "yazlık çay
bahçesi"..özel ilgi..ihtimam..özel "yemekler"..özel bir misafire ayrılan..ama pijama ve
giysilerimin "orada"beni bekler vaziyette hazır bulduğum "çocuk yatağı" / Saadet’imle kendini
sorumlu hisseden (Allah(CC) rahmetiyle muamele eylesin) "anne/babama" açılan kapı oluyordu..
"Saadet"imin gözleri ışıl ışıl "hoş/geldin" dediği anda iki sevgilinin kavuşma sahnesi gibi..
nasıl bir sarılışla sarılırdı..nasıl bir "özlem" birikimi dışa vururdu..anlatamam ! Hiç kimsenin
içerisine giremediği..eşyalarına el süremediği..evin tek kedisi "sarman"ın bile kıskandığı ama
Saadet’im sevdiği için seven.."sahneyi" bize bırakan..hatta "Şük/ü/rü" bile irlikte yenilen
akşam yemeğinden sonra..dışarıya çıkma programda yoksa gezi harici ortada olmayan bir
b/aşka hasretin vuslatında.."annelik duygularının" zirveye çıktığı..çocuğun.."Saadet"in
bu hissi yaşaması için kendisini ortamın havasına "adamış"..sevdalı bir "vals" başlardı......
"Ya "hayatım" şimdi bunları hangi duygularla "psiko/analiz-testine" mâlzeme yapmalı ?!.."
Sonra..
.."Kediler" aman Allah’ım ne kadar da çoklar..ne kadar da söz dinleyen..ne kadar da "seven"
gün sektirmeden "kapı" önünde yemekleri suları..şayet "uslu" dururlarsa "övgü" sözleri..
az biraz ortalığı "gürültüye" boğarlarsa "hâkiki" bir "azar" işitirlerdi..ve genellikle "koloniye"
yeni katılmış kediler "kuralları" öğrenene kadar çokça azar cezasına muhatap olurlardı..
gün geçtikçe "kavga" etmeden herkese yetecek kadar yemeğin suyun olduğunu farkedip..
bu işi "titizlikle" sürdüren "zat’ı beşerin" hakikat yerinde ulaşabileceği "rıza" makamı için
rızkına "razı" olmaya dikkât ediyorlardı..onlar yerine ben böyle düşünüyor(d)um galiba..
__yani..(aynen)
Titiz bir kadına yakışan her yönüyle tertipli bu evin "bir" tane kedisi vardı "erkek" "Sarman"dı
adı aklımda kaldığı kadarıyla..bir o eve girebilirdi "kral" oydu yani.."o" da bunu biliyordu..
ve öyle ki "Saadet"in sevdiğini seven sevmediğini hissettiren bakışları..davranışları sahiden
"özel" bir kedi olduğunu gösteriyordu...
__Kızım "minnoş" durgunsun bugün..ya sen "karakedi" aramıza kim girdi ?! gülerdi peşinden
muzip muzip.."Saadet" saati buydu işte ! "merhametini".."sevgisini".."ilgisini"..onu izlemek..
..
..Bir "ulu" şehir burası..sırtını yaslayabileceğin "çınar"lar diyarı..ve göz alabildiğine "yeşil" (..di)
yüzüne "deniz" dalgaları gibi "çiçek" kokusuyla çarpıp..göğsüne doluşuyordu..
"deniz" görmeyen gözlerin / düşlerin "özlem" duygusu o an başlıyordu sanki..
..Ve "dağ"..zor ve imkânsızlığın "sınandığı"..menzil / zirve arayışının önüne "dikilip" kaldığı
bir karar aşamasının..her adımın "temkinli"..tehlikelerini "göze alarak" başlanacak yürüyüşün
daha en başında düşünmeye sevkettiği bütünün içindeki ayrıcalıklı adı üzerinde
"muhteşem güzellikti"
..
Bu "hayatım"ın iklimi ise şöyleydi "okul dönemi" bur/s/a..yarı/yıl ve yazları da "yıldız/tepe"
..
Ve bir b/aşka mahalle sonra..Set/başından yukarı.."Namaz/gâh"a varmadan sağa yokuş
yukarı "Ay/gören" sırtlara doğru "Saadet"imden uzaklara "sürgündüm" sanki..
bu "O"nunla alâkalı değildi ama.."biz" ayrılmıştık işte.."okulumdan".."Tezel" öğretmenimden
hem mahâlle hem okul "arkadaşlarımdan" bir anda kopu/vermiştim..
Ki..bir yıllık bu yeni yerin de "son durak" olmayacağını halâ hissedememiş..yine "bağlanmak"
yine "b/aşka" düşmek yolunda habersizce ilerliyordum b/aşka ayrılıklara doğru...
..
ilk ayrılık yerinde "kalan" aşklar..yeni kurulan aşklar
yeniden kurulmak zorunda kalınan aşklar biteviye doğuma başlamıştı artık..kâh biz
taşınıyorduk kâh b/aşka dahil olanlar..bir türlü zaman da zemin de durmuyordu yerli/yerinde !..
..İlk mahâl "hep" ardında kalıyor..yeni yere alışma..katışma..huzur..derken..
yol çatıyordu kaşlarını ; "yok öyle durmak..aklına bile getirme".."ama" diyorum..susuyorum..
peki ya geride kalanlar diyemiyorum..yol uzadıkça uzuyor ya sonra..kimseler kalmıyor..
ya da oradan hiç geçmemişim öyle bir mazi yok ! gibi bir hâl hep..garip ve aynı tekrarı
mütemadiyen yaşıyor "hayatım"..
..
"..Bağlanırsan..gidemezsin" mi demek istiyordu "hayatım"..çünkü "memur çocuğu" hep "gitmek"
zorundadır..arkasına bak/a/madan..çünkü "kal / gitme" demeye de doğal durumun icabı zaten
kimsenin "gücü" de yetmezdi !
..
"Hayatım"ın "eski" anıları içinde yer alan yaz-kış / tatil dönemlerini geçirdiği "şehir" için vaktiniz
varsa..yine görüşmek üzere
..
(devam edecek)
MERHABA HAYATIM Yazısına Yorum Yap
"MERHABA HAYATIM" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.