- 754 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Vitrin
Vitrin
En gösterişli ürünler vitrine konur, bazısında “Teşhir içindir, satılmaz!” levhası bile vardır! Aslında vitrindeki ürünler, raftaki ürünlerin örnekleri olarak bilinir! Günümüzde vitrinlerde raftaki ürünler yerine nostaljik, antika eşyalar veya modern bir dizayn vardır! Raf ile vitrin arasında uçurum vardır anlayacağınız!
İnsan davranışlarında da bu vitrin ile raf arasındaki uçurum gözlemlenebilir! Vitrin davranışlar, genelde söylem ve tekrarlanan eylem şeklinde vitrinde yerini alır! Yani kişi olduğu değil de olması gerektiğini düşündüğü davranışları vitrine koyar! Bunu vitrin davranışları bazı göstermelik yaşıyormuş gibi yapar bazı da sadece vitrinde tutar! Özünde çok daha farklı bir yaşamı yaşar ama vitrindeki toplum genelinin kabul ettiği yaşam tarzını ve öğretisini tutar! Bu şekilde vitrinde övdüğü davranışları yaşamaz ama yerdiği davranışları özde yaşar! Bu hal öyle bir yansır ki bazı kişi bir davranışı kendi yaşarken aynı davranışı başkasında yerer! Bu çok acayip bir şey aslında! Övdüğü veya görünüşte yerdiği her ne ise yerdiğini özde yaşar, övdüğünü de vitrinde saklar!
Eski bir şark hikayesini özet olarak aklımda kalanıyla yazacağım; bir şark kurnazı köylü, bal hırsızı imiş! Bahçesine de birkaç boş arı kovanı koymuş, o kovanlara da eşek arıları girip çıkarmış! Çaldığı balları halka izah ederken bu kovanları (vitrine koyar gibi) gösterir ve “Bal mühendisi arılarım!” şeklinde; balların o kovanlardan kendi arıları tarafından üretildiğini ima edermiş! Yalnız kaldığında ise vızıldayan arılarla konuşur; “Vızıltı, tıngırtı sizden, bal benden!” dermiş! Bir zamanlar bankerler halktan yüksek faizli para toplarken bürolarının duvarına fabrika ve iş makineleri, şantiyelerin resimlerini asarlardı; aslında öyle bir fabrika ya da şantiye ya da iş makinesi yok! Bunu yüksek faiz için para yatıranlar da biliyor ama herkes kendi vitrinini oluşturuyor! Alan da veren de kurnaz. Biri yatırım karşılığı olmayan paraları, yüksek faiz vaadiyle topluyor; diğeri, yüksek faize tav olmuş, ortada yatırım varmış şeklinde düzenlenen vizyona aldanmış görünüyor! Sonuç ne oldu; bankerler battı, devlet garantisinde olan borçlar ödendi!
Mevlana’nın dediği gibi; “Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol!” Yani vitrine koyduğun, övüp yapmadıkların veya kendin yapıp başkalarında yerdiğin davranışlar konusunda tutarlı ol! Ya da olma! Dert değil! Vitrin ile raftaki ürün farkını bilinçli müşteri zaten bilir, bilecek ve kaçınılmaz sonuç yaşanacak! Bilinçsiz müşteriler de yukarıdaki örnekteki hal; bankerlerden alamadıklarını devletten ister; alır ya da alamaz!
Son tahlilde; kurnazlar ve bilinçsizler, içinde bulundukları topluma yük olurlar! Bu yük olmaları bazı öğretiler üzerinden olur! Bunları tek tek açmayacağım. Bilinçli kurnazlar, toplumun ürettiklerinden kendilerine aslan payını almak için bazı öğretiler geliştirir; bilinçsiz kurnazlar ise bunların işlerini kolaylaştırır; diğer (bilinçli veya bilinçsiz) kurnaz olmayan kesim ise hesabı öder! Arifler ise seyreder! Evet, arifler seyreder! Çünkü insanların genel olarak tercihleri işleyecektir evrende! Bu tercihlerin işlemesine mani olmak evrensel adalete muhalif olmaktır! Yani arif, bazı durumlarda buz gibi soğuk ve duyarsız kalabilir! Çünkü sebep sonuç ilişkisinden haberdardır arifler! “Öyle tercih olmuş ki bu yaşanıyor!” şeklinde düşünür ve bazı arifler sadece seyreder! İdealistler düzeltmeye çalışırlar; başaramazlar! Menfaatçiler, insanların bu yanlış tercihlerden faydalanmaya kalkar, bozgun çıkarıp birbirlerine düşerler! Sonuçta evrensel tercih ve sonuç işleyişi, mutlak adaletle hükmeder! Ne bozan olmak ne de bozgundan yararlanmaya kalkışmak, ariflere göre değildir! Düzelten olmak bile ortada yanlış tercih varsa mümkün olmaz! Tercihler, yaşanacak ve görülecek; başka çaresi yok! Yeter ki bu kargaşadan yararlanmaya kalkışmasın arif olanlar! Diğerleri zaten evrensel adalet gereği hesaplaşacak! “Kavgada ayıran yer sopayı!” bu nedenle, her kavganın içine girmek olmaz! Tüm toplumsal durumlar için geçerli bu konular; kadına şiddetten tutun sosyal alanda diğer yansımalarda insan tercihlerin rolü esastır! Vitrin ile öz arasındaki fark kadar sıkıntı çıkacaktır!
Selametle,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Evet büyük kısmına katılıyorum birde her arz kendi talebini yaratır mealinden o bankerlere yada o vitrinlere düşenlerin hiç mi suçu yok aslında cehalet şuçların en büyüğüdür bu insan kafasını hiç mi çalıştırmaz,
sonrada kandırıldım der ağlar kutsal kitaplar bile aklınızı çalıştırın çalıştırmazsanız üzerinize pislik yağar demektedir,İslam coğrafyasına baktığınızda örnekleri net gözükmektedir cehalet insanı hayvanlaştırmaktadır.