- 514 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
6. ULUSLARARASI TÜRKÇE OLİMPİYATLARI
M.NİHAT MALKOÇ
Türkçe dünyanın en güzel ve en zengin dillerinin başında geliyor. Fakat bunu Türkçe tasfiyecilerine bir türlü anlatamadık. Türkçenin on gün boyunca yabancılar tarafından bu kadar güzel konuşulması bizleri fazlasıyla memnun etti. Türk’ü ve Türkçeyi hor görenler bu manzara karşısında utanmışlardır. Şayet azıcık utanma duyguları varsa!… Türkçe artık kıtalar dolaşıyor. Ecdadımız üç kıtaya hükmetti, ama Viyana’yı geçmeyi başaramadı. Bugünün Türkiye sevdalıları Türkçeyi yedi kıtada bayraklaştırarak millî duygularımızı kabarttılar. Artık Türkiye Edirne’den Kars’a, Sinop’tan Anamur’a kadar değil… Türkiye’nin ve ses bayrağımız Türkçenin sesi Sudan’da, Yemen’de, Tanzanya’da, Vietnam’da, Kenya’da yankılanıyor. Her ırktan, her dinden ve her coğrafyadan insan Türkçe ortak paydasında buluşuyor.
Türkçe Olimpiyatları ilk kez 2003 yılında yapılmaya başlanmıştı. O zamanki adı Yabancılar İçin Türkçe Yarışması’ydı. Bu yıl altıncısı yapılan Türkçe Olimpiyatlarına Amerika’dan Vietnam’a, Brezilya’dan Tanzanya’ya kadar 110 ülkeden 550 öğrenci katıldı. Uluslararası Türkçe Öğretimi Derneği tarafından organize edilen olimpiyatlar, 2 Haziran 2008 tarihinde sona erdi. Olimpiyatlar ‘Konuşma, yazma, dil bilgisi, şarkı, şiir, sunum, genel kültür, özel beceriler, makale, ülke tanıtımı, anadil Türkçe yazma, anadil Türkçe şarkı ve anadil Türkçe şiir’ olmak üzere 13 dalda yapıldı. Türkiye bambaşka bir heyecan yaşadı.
Dünyanın dört bir yanından gelen; renkleri, dilleri, milliyetleri, kültürleri farklı gençlerin ortak noktası; yarışmada örnekler sundukları Türkçeydi. Bu yarışmalarda hünerlerini gösteren öğrenciler buraya gelene kadar çok zorlu aşamalardan geçiyor. Zira Uluslararası Türkçe Olimpiyatları’na dünya genelinde binlerce öğrenci hazırlanıyor. Türkiye’ye gelecek olan 550 yarışmacı, kendi ülkelerinde bir dizi sınav ve yarışma sonrasında seçiliyor. Ülkesini temsil edecek öğrencinin, önce sınıf, ardından okul, son olarak da okullar arası düzenlenen Türkçe yarışmasında birincilik kazanması gerekiyor.
Türkçe Olimpiyatlarında Türkçeden çeşitli örnekler sunan gençleri büyük heyecanla seyrettim ve çok beğendim. Bu çocuklar anadilleri dışındaki bir dili kusursuz kullandılar. Türkiye’de yaşayan gençlerin önemli bir kısmı Türkçeyi bu kadar güzel konuşamıyor.
Dünyanın dört bir yanında okullar açıp Türkiye’yi ve Türkçeyi oralara taşıyan, milyonlarca dolarla yapılamayacak tanıtımı büyük fedakârlıklarla yapan eğitim gönüllülerini saygı ve sevgilerimle selamlıyorum. Onlar çağımızın Yunus Emreleri, Mevlanaları ve Hoca Ahmet Yesevileri’dir. Onlar eşlerinden, dostlarından binlerce kilometre uzakta büyük bir mücadele vererek sesimiz ve sözümüz oluyorlar. Çöllerin soğuğuna, geri kalmış ülkelerin imkânsızlıklarına katlanıyorlar. Maddiyatı ikinci planda tutup boğaz tokluğuna çalışıyorlar. Bir kısmı bu yolda hayatlarını kaybederek ölümsüzleştiler bile. Allah onlardan razı olsun.
Bizler, bir zamanlar dünya genelinde okullar açıp dilini ve kültürünü geniş kitlelere ulaştıran ABD, Fransa ve Almanya gibi ülkelere özenirdik. Bugün dünyada belki de bu ülkelerin okullarının toplamından daha fazla okulumuz var. Bu okulları kimlerin açtığı mühim değil, hangi amaçla açtığı mühimdir. Bu okullar Türkiye’ye de hizmet ediyor. Bu okulların diğer ülkelerin açtığı okullardan farkı emperyalist ve kapitalist bir zihniyet taşımamalarıdır. Bu okullar öncelikle dünya barışına hizmet ediyor. Bu okullar barış köprüsü vazifesi görüyor.
Türkiye’de güzel şeyler de oluyor ama gözleri kör, kalpleri mühürlü olanlar bu güzellikleri görmezlikten geliyorlar. Sesi bütün dünyada yankılanan 6. Türkçe Olimpiyatlarına malum medyanın yaklaşımı körlerden ve sağırlardan farksızdı. Söz konusu yazılı ve görüntülü medya ya bu güzellikleri görmedi, ya da çarpıttı. Kimileri bu değirmenin suyunun nereden geldiğini sorguladı. Oysa su tertemiz Anadolu suyuydu. Bunlar suya değil de değirmende öğütülen una, yani neticeye baksalardı çok daha ahlakî ve vicdanî hareket etmiş olurlardı. Varsın görmezlikten gelsinler. Görmemek güzellikleri ortadan kaldırmaz. Bu organizasyon gelecek yıllarda Türk Dil Bayramıyla birleştirilebilirse daha anlamlı olacaktır.