- 630 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
402- fiziksonrası- ardahan öyküsü- yeniyazım
Ne yeşil Hasbahçeymişsin sen!
Ben Hasbahçedeyim.
Sen niye beni görmezsin?
Ebe- dedelerimin ektiği söğütte derenin kırağında!
" Mumlar yağar" Hasbahçeye, her’liğe.
"Atlas ipek..." diyeceğim Hasbahçeye.
"Hasbahçe ortası,"diyeceğim.
"Mumlar yağar’dan" beri, yön, istikamet hepsini Hasbahçenin sahibi kaldırmış dersin.
O ne demeğdi Hazreti Allah’ı seversen?
"Alfa da benim, Omega da! İlkte benim son da..."
"Ondan geldik, ona gideriz."
"Bekabillah ve Fenafillah..."
" Hasbahçe de MUMLAR YAĞAR’dı ey sana kurban!"
"Kırağa kaçayım" dedi. Kırağ kalmayıptır.
"Hasbahçenin has’lığına dayanamam." dedi.
"BEKABİLLAH/ FENAFİLLAH." Rumistanlı Mevlana Celalettin demiştir.
"Taş, kaya, bedense, gök ruh olanda. Hasbahçenin her’i ruh olur. Söğütler bedendir." kim demişse.
Has, "A priori’dir." Hasbahçeyse, " A posteriori." dir.
"Ardahan’ın Ruhu’ydu," derse derdi her kimiyse.
" - Çok metafizik anlayışlar okudum. Onlardan etkilendim. Bilmemki aynı şey mi söyleriz?"
"Kendime ve filozoflara haksızlık etmek istemem." dedi.
"Onlarla bir noktaya geldik mi yolum ayrılıyor." diyesiydi. " Oraya değin geliyoruz," dedi. "Ondan sonra ayrılıyoruz." demişti.
Ne buyrulur efendim? Aşağıda ki misal Joseph Noah’ın teorisidir.
"Nehrin uzunca kıyısında üç adam, üç ayrı nokta’da duruyor, yekdiğeri diğerini görmüyor." dedi.
"Bizim Hallefendililerin balıkçı kayığı seyir halinde ikinci adamın önünden geçiyor. İkinci adam şimdiki zamanda balıkçının kayığını görüyor." devamen dedi ki. " Üçüncü adamın önünden daha geçmediğinden kayık üçüncü adam için gelecek plandadır. Birinci adamın önünden geçmiş gitmiş olduğundan kayık geçmiştedir. Dağın tepesine çıkmış gözeten bir kimse de bütün sahneyi gözlüyor. Birinci adamın geçmiş zamandaki kayığını, ikinci adamın şimdiki zaman da gördüğü kayığı, üçüncü adamın gelecekte göreceği kayığı ve hepsini bir anda görüyor." diye lafını nihayetlemiş Bay Noah.
Açıkçası geleceği anlatmayan düşünce tarzı görmedim. Hepsi anlatır.
Öteki aleme inanmayan anlatı da görmedim dersem. Fakat Eflatunla başlayan her felsefe veya tarz: geleceği form itibariyle barizlik indinde ferağa kavuşturmuyor. O ferağı arz etmiyorlar. Beliğ bir şekli sunmuyorlar.
Ernest Bloch marksist metafizikçi burada değinilmeği hak ediyor.
Çakra dönüyor. Çakra Budistler de davul kasnağı gibi dönen bir kasnaktır. Budistler bu çakra da dönüşü ve dairesel dönüşü sembolize eder ve şunu der, demeyi isterler.
Deminki liner düz kıyıyı kasnağa sarılmış gibi farzediniz ha işte onu demeği isterler.
"Kasnak dönüyor.", " Kendi ekseninde dönüyor.", "Kayık birinci adamda geçmişte, ikinci adamda
şimdik zamanda, üçüncü adamda gelecekte. Kayık ilerliyor."
"Çakrayı gözlemci dikizlesin, o ise üçünü de görür."
Çakradakiler üç hali neden görmesinler. Şimdiki zaman dolanıp geri gelecek zamana uğrayıp gelecektir.
" Bu yöntemle geçmişte, şimdiki zamanı görmez mi?"
Şimdiki zamanda olan biri gelecek zamanı görmesin mi?
Dağın tepesindeki adamımız bütünü görür.
Gelecek bu yolla görülebilirmiş.
"Adamlar, kızlar, çocuklar çepere sıralanmış oturmuşlardı." dedi birisi.
Dağlar, çeperdekilerin başlarına kalpak takmışsın gibi. Yüceli duruyordu.
Nasıl dilleşirdi, çeperde oturmuşlardı.
"Çocuk ayağını salladıkça," dedim. " Kızın; tek yeşil gözlüsü örüklerini küleğe savuruyordu." diyerek sözümü bitirdim.
Yalçıner Yılmaz
23-07-2012
Çanakkale
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.